İzle ve Savaş

Bazı hikayeler duydum çocuk
Delice akan kan gibi, günışığı ve adalet gibi
Bunlar için gizleniyorsun
Sana yardım edebilirim
Şimdi ve her zaman
Karanlıkta zırhın olurum eğer istersen
Yolun uzun, davansa kutsal
Ateşten kılıçlarım var ve güç, tahtları, planları yok edecek
Ne dersin atlar, askerler, toprak bir de altın
Sarayların kapısını aralayan her şey
Görkemli günler, tarihin içinde büyüme, zamanı öldürme…
Sonsuzluk duygusu çocuk.
İhtiyacın olan gerçeklik bu
Zihnin her halinle oynuyor
Korkunç kabuslar, kralların gündüzü var ama senin
Denizi görüyorsun, her şafak atışında, günışığıyla yıkanıyorsun
Uzun geceler, yıldızsız
Çok uzaklara, diplere, derinlere demir atmış ruhun
Haberler alıyorsun karlar ülkesinden de
Çok dolusun yaşadıklarının esiri olmuş bedenin, aklın bir de ruhun
Beni izle kötüleri ya da iyileri değil
İkisini de bileni
Cesaret yüreğinin sahibi olsun
Bu yolda bedel var ölüler, yıldızlar, ay ışığı
Gecenin şamdanları büyük ressamların sarhoşluğu
Kan, gözyaşı, sinsi planlar seni bekler
Kaçış, korkağın kalesidir aptalın değil
Saldır haine çocuk
Eylemin, zalimlerin gölgesine, kan düşürsün
Vicdan dağların arasından akan nehirler gibi yol gösterir
Ya güneş o olmasa, kör bir dilencinin karmaşasını yaşarsın
Çünkü kör ısınabilir ışığıyla güneşin, hepsi bu
Uyan çocuk, hareket vakti
İntikam, hırslıysan bu yolda seni diri tutar gözlerini aç
Şafakla diril, çünkü her yaşayan, diri değildir
Yaşam, ne olduğunu bilmek, ona göre akmaktır
Sırlarım var
Sırlar masum olana verilir iyi düşün
Yardım olmadan herkes bir hiçtir
Aslan yavrusunu terk etmez
Yaratan da kulunu
Bu böyledir eğer kör değilsen
Hazırsan görmeye bakmaktan uzaklaş süratle
Anlayış bileği taşıdır ve her zafer kılıçla alınmaz
Bilgi içinde büyürse seni katleder ama yayarsan büyürsün
Sınırlar çiz ve başla haydi, savaş çocuk.