Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '10

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

İzlenimlerim 3

İzlenimlerim 3
 

Eşim Nejmiye Karaali (sağda), Diyarbakır eşrafından sevgili arkadaşı Yüksel Xanım(solda)


Şanlıurfa’nın, turizm acısından en ilgi çekici yerlerinden birisinin de, Harran evleri olduğu bilinir. Hafta başında Harran evlerini eşimle, arkadaşım Bahri, eşi Yüksel hanım ve küçük yeğen Evin’le gezdik. Söz konusu bölge İslam medeniyetinin en muhkem dönemlerinde yapılmış olan medrese, cami ve gözlem eviyle ilgi odağı olmaya ve gizemini korumaya devam ediyor. Bütün Dünya ülkeleri bu bölgeyi tanıyor –biliyor- turistler ziyaretler yapıyor. Ancak bu bölgede turizm adına yapılanların yeterli olmadığını gördüm.

Harran bölgesinde kurulmuş olan ve 7. yüzyıla ait olan söz konusu yapılara ait kalıntıların ve kazı bölgelerinin ilgisiz ve kaderine terk edilmiş durumu dikkatten kaçmıyor, anılan yerlerin çit ve tel örgü içinde olması bu bölge sanki cezalandırılmış gibi bir hisse kapılmanıza neden oluyor.

Efes harabelerinde olduğu gibi bu bölgenin içinde gezmek taşlarına tutunma özgürlüğünüz elinizden alınmış, diğer taraftan, yapı kalıntılarının bir kısmının onarılarak, yapının tamamına ilişkin olarak bir fikir edinmeniz, mevcut durum muvacehesinde ihtimal dışı görünüyor.

Yasak şehir gibi oluşu, bazı yerlerine veya tamamının aslına uygun olarak neden onarılmadığını merak ettim ve oldukça da şaşırdım. Oysa bu medeniyetin bizim değerlerimizin yansıtıldığı bir medeniyet olduğu aşikardır. Bölgede Harran evleri olarak bilinen ilkel yapıları, örnekleri yöredeki vatandaşlar tarafından korunurken Maliye Bakanlığı buradaki işletmecilerden kira alıyor.

Örneğin Harran Teymiye Mahallesinde söz konusu tarihi Harran evlerini kültür evi olarak açıp işletmeciliğini yapan Ali Kızıl’la yaptığımız mülakatta kendisinin kısa süreli konaklama ve dinlenme tesisi haline getirerek kira ödemek istediği yeri 2003 yılında işletmeye açtığını beyan etmiştir.

Harran ikinci derece arkeolojik sit alanı içinde yer alıyor. Harran koruma amaçlı imar planı hükümleri doğrultusunda talebin uygun olduğuna Bakanlıkça belirtilerek söz konusu şahsa izin vermiştir.

İzin verilirken Harran koruma amaçlı imar planı hükümlerine uyulması, yapılacak olan her türlü uygulama öncesinde Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulundan izin alınması ve bu hususların kıra kontratına madde olarak eklenmesi şartıyla taşınmazın kiralanması yapılmıştır.

Bu itibarla Ali Kızıl Bey, bu bölgede izin ve ruhsatlı tek Kültür Evinin kendisi tarafından işletildiğini ancak buna rağmen gerek Kültür Evine gelen turistlere ait taşıtların Kültür Evi yakınına kadar sokulmadığını gelen araçların geri çevrildiğini Kaymakamlıkça devamlı uyarıldığını belirtiyor.

Biz de, kendisine Diyarbakır Koruma Kuruluna yazı yazıp, araç park etme sorununun devam ettiğini, bu sorunun giderilesi için ne yapılması gerektiğini öğrenmek için bir yazı yazmasını, araç park etme sorununun giderilmesi için turist araçlarına bir yer gösterilmesine ya da araçların park edildiği, Kültür Evi önündeki yerin araç park yeri olarak tahsis edilmesine herhangi bir sakınca olup olmadığını İlgili Makamlardan sormasını istedim.

Ali Kızıl Bey eşi Halime Hanım ve dokuz çocuğu ile birlikte bu medeniyetin hizmetçisi olduğunu ve burada hizmet yaparak bir misyon yüklendiğini ve bir kültür elçisi olduğunu belirtiyor.

Ertesi günü, gezimizin son durağını tamamladım, Atatürk barajı gövdesini görmek üzere, Taşova istikametine yöneldim, sabahtan öğleye kadar bu gezinin baraj bölümünü bitirdik,

Daha sonra, dönüş yolunda, barajın bir- iki km aşağısında, yoldan tekrar baraj istikametine dönerek, Fırat suyunun yatağında yayıldığı, çakıl taşlarının bol olarak görüldüğü bir kıyıda, nehre uzanan çınar yaprakları altında piknik yapmaya karar verdik.

Mangalımıza birkaç kömürü, kıvılcımları saçılıncaya kadar korladıktan sonra, etlerimizi pişirdik, yer soframızı kurduk, yeğenimiz Evin’le birlikte, bıldırcın yumurtası büyüklüğünde taşlar topladık, yanımıza kadar sokulan küçük bir yengeç üzerine biyolojik incelemelerde bulunduk, fotoğraflar çektirdik, Fırat’ın soğuk sularını iliklerimize kadar hissettik, Fırat’ın derinliğinden, akış hızından, gizeminden söz ettik.

Akşama doğru bir vakitte, ayrıldık ve evimize döndük.

 
Toplam blog
: 135
: 1323
Kayıt tarihi
: 29.09.07
 
 

Ali Emir KARAALİ, Rize Doğumlu, 1978 Rize Lisesi Mezunu, (1988)T.C. Anodolu Üniversitesi   'İşlet..