Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '13

 
Kategori
İzmir
 

İzmir cinayetleri "çete" işi miydi?...

İzmir cinayetleri "çete" işi miydi?...
 

Katil bu temsili resim midir; yoksa bu resmin arkasında bir çete mi saklanmaktadır...


Milliyet'in bugünki sayısında yer alan Bahri Karataş imzalı haberde üç yıl önce İzmir'i kasıp kavuran seri cinayetlerin çete işi olduğuna dair  iddialar  haberleştirilmiş.

Habere göre, aileler dava sürecinde kendilerine verilmesi gereken 19 CD kaydından sadece 4 tanesinin verildiğini 15 CD nin kayıp olduğunu söylüyorlar.

Dahası, dava süresinde, maktullerden biri olan Ayşe Selen Ayla'nın annesi kızının Facebook'taki sayfasının hacklandiğini de iddia ediyor.

Aileler, bu cinayetler, her ne kadar Hamdi Bayri isimli "meczup" tarafından işlenmiş olsa bile arkasında bir "çete"nin bulunduğu konusunda ısrarlılar... Bu çetenin davanın "tetikçi" çerçevesinden çıkmaması için delilleri kararttığı ima ediliyor.

Haber ana hatlarıyla böyle... Gelelim bu haberin yorumuna: İlk bakışta ferdi gibi görünen bu cinayetlerin gerçekten "çeteleşmiş" belli gruplar tarafından yapılması mümkündür.

Bu tür seri cinayetlerin toplum üzerindeki etkisine bakınca, bu etkiyi kendi özel emelleri uğruna kullanmak isteyen gruplar pekala bu işleri organize etmiş olabilirler. Nitekim, Hamdi Bayri isimli şahsın Bodrum'dan kaklıp İzmire gelerek bu cinayetleri işlemesi sonucu İzmir haftalarca uykusuz geceler geçirmiş, içten içe  toplumsal öfke birikmişti... Ülkede huzursuzluk çıkarmak isteyen belli mahfiller de elbette bunu istiyor olabilirdi.

Buna benzer ama daha dehşetli bir seri cinayetler serisi de 2006 yılında, Bursa'dan başlayarak Sakarya-İzmit hattından Adana'ya kadar  süren seri cinayetlerdi. O olayda da, iki başıbozuk genç, bir hafta boyunca eski model şahin arabalarıyla benzinci benzinci gezip yedi insanın kafasına sıkmışlardı. Jandarmanın ancak bir hafta sonra yakalayabildiği bu katillerin eylemleri Türkiye'yi sarsmıştı hatırlarsınız...

Burada cinayeti işleyen tetiği kimin ya da kimlerin çektiğinden ziyade, bu cinayetlerin maksadı ve ortaya çıkardığı sosyal-toplumsal sonuç olmalıdır. Örneğin, Malatyadaki Misyoner cinayetlerinin hangi amaçla tezgahlandığı ortaya çıktı...Ergenekon diye bilinen "çete"nin, Türkiye hükumetini zorda bırakmak için böyle vahşi bir cinayeti tezgahladıkları anlaşıldı.

İzmir gibi, İktidara karşı zaten öfkeye hazır bir şehirde, seri cinayetler planlar ve bunları bir meczup eliyle uygulama alanına koyarsanız, İzmirli'nin Hükumete karşı olan öfkesini iyice pekiştirirsiniz...

Bütün bunlara komplo teorisi diyip geçmek de mümkün...Ancak, İzmir Cinayetlerinin mağdurlarının iddialarına kulak vermek ve soruşturmaları bu yönüyle de incelemek bağımsız yargının görevleri arasındadır herhalde...

Burası Türkiye... Burada nice cinayetler faili ayan beyan ortadayken "faili meçhul" dosyaları arasına katılıp kaybedilmiştir. Nice  isimsiz mezarlarda, nice kurşunlanmış cesetler yatmaktadır...

Sadece Milliyet'te gördüğüm bu haber bence bugünün en önemli haberidir. Yalnızca devlet değil, toplum da ailelerin sesine kulak verip soruşturmaların bu yönüyle de incelenmesini talep etmelidir.

Birilerinin  iktidar hırsı uğruna  bizler ya da çocuklarımız kurban gitmesin diye, bütün ihtimaller gözönüne alınıp gerçek bütünüyle ortaya çıkarılmalıdır.

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..