İzmir de " Atatürk'ün Büyük Söylev'inin 83. yıl dönümü etkinliği " gerçekleştirildi.

Dün, İzmir’ i Sevenler Platformu ile 68’liler Platformu tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Priştina Kent Arşivi ve Müzesi’ sinde ( APİKAM ) “ Atatürk’ ün Büyük Söylevi’nin 83. Yıldönümü Etkinliği “ gerçekleştirildi.

İzmir’ i Sevenler Platformu Başkanı Sayın Sancar Maruflu’ nun yöneticiliğini yaptığı panele Sayın Haluk Işık, APİKAM Müdürü Sayın Yrd. Doç. Dr. Oktay Gökdemir, 68’liler Platformu Sözcüsü Sayın Aydın Türkaydın, Sayın Okan Yüksel ve Sayın Prof. Dr. Şadan Gökovalı katıldılar.

Sayın Haluk Işık’ ın Nutuk hakkındaki konuşmasından sonra APİKAM Müdürü Sayın Yrd. Doç. Dr. Oktay Gökdemir söz aldı.

Yrd. Doç. Dr. Oktay Gökdemir, Nutuk’ un bir resmi ideoloji belgesi olmadığını, özellikle 1920’li yılların bir hesabı olduğunu söyledi. Yakın tarihi inceleyen aydınların büyük çoğunluğunun Nutuk’ u okumadığını belirten Gökdemir, lisans öğrencilerinin büyük çoğunluğunun, Tarih Öğretmenlerinin de % 70’inin Nutuk’ u okumamış olduğunu ifade etti.

Yrd. Doç. Dr. Oktay Gökdemir, Nutuk’ un neden 1927’de okunduğu üzerinde durdu. 1927’nin İttihat ve Terakki’nin tam olarak tasfiyesinin ardı olduğuna dikkat çeken Gökdemir, Takrir-i Sükun Kanunu’nun o dönemde hala yürürlükte olmasına rağmen işlerliğinin kalmadığını, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve onu besleyen İttihatçı ruhun devrim süreci içerisinde tasfiye edildiğini ve Nutuk’ un bunun arkasından okunduğunu söyledi. Oktay Gökdemir, Gençliğe Hitabe’nin de üzerince uzunca çalışıldıktan sonra 1927 metninin altına eklendiğini belirtti.

Nutuk’ta yaklaşık 800 kişiden bahsedildiğini ifade eden Gökdemir, bugün kimilerinin “ Keşke Atatürk Nutuk’u yazmasaydı “ dediklerini oysa Mustafa Kemal’ in Nutuk’ u yazmak zorunda olduğunu çünkü hesap vermek istediğini, üstelik de tamamen belgelere dayandığını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Oktay Gökdemir, Nutuk’ un 3. Cildinin tamamen belgelere ayrıldığını da bir kez daha hatırlattı.

Yrd. Doç. Dr. Oktay Gökdemir, Nazım Hikmet’ in Kuva-i Milliye destanının çıkış noktasının Nutuk olduğunu söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Oktay Gökdemir’ den sonra söz alan 68’liler Platformu Sözcüsü Sayın Aydın Türkaydın geçen sene çok daha fazla bir kitle önünde bu etkinliği gerçekleştirdiklerini belirterek panele daha fazla kişinin katılmasını dilediğini ifade etti.

Aydın Türkaydın, memleketin ahvalinin 1919’dan kötü olmadığını, siyasi partilerde aynı zamanda siyasi ahlak da olmasının gerektiğini söyledi. Nutuk’u köy köy anlatmamız lazım diyen Türkaydın, Türkiye’deki medyanın durumunu eleştirdi ve Türkiye’nin kurtuluşunun yerel basında olduğunu ifade etti.

Yakında platformlarını dernek haline dönüştüreceklerini ve bu panelleri İzmir’in her yerinde yapacaklarını, hatta il dışından bile talep olduğunu belirten Türkaydın, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’e de haber verdiğini, bu panele katılmasını istediğini, ne zaman müsaitse paneli o zaman yapabileceklerini belirtip haber beklediğini ifade ettiğini ancak hiçbir cevabın gelmediğini söyledi.

Aydın Türkaydın, gençliğin yeniden kazanılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Panelin yöneticisi Sayın Sancar Maruflu, gazetecilere haber verdiklerini ancak gelmediklerini söyleyerek bu konuda Anadolu Ajansını da eleştirdi. CHP’nin de kuruluş yıldönümünü İzmir’de kutlamadığına dikkat çeken Maruflu, basının ne kadar belediye muhalifi haber varsa onları verdiğini söyledi.

Söz sırası kendisine gelen Sayın Okan Yüksel, panele katılım konusunda niceliğin değil niteliğin önemli olduğunu söyledi. Oldukça şiirsel bir konuşma yapan Yüksel, Türkiye’nin elden gittiğini, Türkiye’nin geleceğinin satıldığını, topraklarının satıldığını ifade etti.

Son olarak söz alan Prof. Dr. Şadan Gökovalı, Kurtuluş Savaşı’nın en büyük özelliklerinden birinin röportajı yapılmış bir savaş olduğunu söyledi.

Nutuk’un okullarda okutulması gerektiğini belirten Gökovalı, tarihi değerlere yapılan saldırıyı Zafertepe örneği ile açıkladı.

Prof. Dr. Şadan Gökovalı’ nın Tarihten kesitlerle yaptığı güzel konuşmasının ardından panel sona erdi.

İzmir’imizde resmen arı gibi çalışan Sayın Sancar Maruflu’ nun başkanlığını yaptığı İzmir’i Sevenler Platformu ile 68’liler platformunu ve APİKAM’ı kutlamak gerekiyor. Bu etkinlik çok önemliydi. Çünkü Atatürk çok önemli, çünkü Nutuk çok önemli.

Gelgelelim etkinlikte bir tane bile basın mensubunun olmaması kınanacak bir olaydı. İzmir’ de dün gerçekleştirilen “ Atatürk’ün Büyük Söylev’inin 83. Yıldönümü Etkinliği “ ile ilgili basında çıkacak tek yazı bu olacaktır. Bir blog yazarı olarak ben, hasbel kader o etkinlikte tek haberci durumuna düştüm. Kaldı ki ben de önce bir Tarihçiyim. Elbette o paneldeki konuşmacıların hepsi basının içinde. Ancak onlar dün oraya konuşmacı sıfatıyla katılmışlardı. Böylesine önemli bir etkinlikte bir tane bile muhabir olmaz mı? Bu ne ilgisizliktir? İnanın söyleyecek kelime bulamıyorum.

İzmir ile yıllardır uğraşıldığını herkes biliyor. Ama bu ilgisizlik içeriden de gelince insan daha fazla üzülüyor. Hadi ulusal basın bizimle ilgilenmiyor, en azından yerel basından gözlemciler katılsaydılar. Ama maalesef yerel basınımızın da bu anlamda durumu çok iç açıcı değil.

İzmir’in ihmal edildiğini yıllardır söyleyip durduk. Ama artık ihmali de geçtik, yok sayılıyor. Üstelik içimizdekiler de buna dahil olmaya başladı. Allah’ın bir daha göstermemesini dilediğim 1999 depreminde kurtarıcıların enkazlara haykırdığı ve belleklerimize kazınmış o ses yankı yapıyor beynimde: SESİMİ DUYAN VAR MI?