İzmir'de, "Türk olmaktan utanıyor musunuz", diye soran Bahçeli'ye cevabım: Evet, utanıyorum!

Her şehit cenazesini miting alanına çeviren; "şehitler ölmez vatan bölünmez" nidalarını "şehitler geldikçe MHP bitmez" siyasetiyle birleştiren Devlet Bahçeli, şimde de barışma sürecine çelme takmak için bütün tahrik, tahrip, tehdit sözcüklerini otomatik silahtan çıkan mermiler gibi salıyor meydanlara...

Dün İzmir'de de aynı şeyi yaptı Sayın Bahçeli... Gündoğan meydanını doldurmuş ve yürekleri öfkeyle doldurulmuş gençlere o tahrik ve tahrip edici soruyu sordu: Türk olmaktan utanıyor musunuz?

Kalabalıklar "Hayır" diye cevap verdiler liderlerine...

Ama ben bugün bu soruya; "Evet, utanıyorum" diye cevap veriyorum. Neden?

Elbette, bu soruyu soranın bir ırk istismarcısı, bir savaş tahrikçisi olmasından dolayı. Yoksa, ne ırkımızla ne soyumuzla bir sorunumuz yok çok şükür...

Soysopçu değilsek de, soyumuzun farkındayız. Türklüğü bir övünme aracı saymadığımız gibi, bir yerinme aracı da saymayız. Ecdadımız İslamla şereflendikten sonra, İslama hizmetle şanını yüceltmiş necip bir millettir. Bunu böyle bilir, böyle inanınız.

Ancak, Bahçeli'nin niyetine binaen sorduğu soruya, "Evet, utanıyorum", diyorum. Irkçılığa, kan milliyetçiliğine, soysopçuluğa karşı olduğumuz için, sırf bunları körüklemek adına sorulan soruya, en içten gelen bir sesle," Evet, diyorum Sayın Bahçeli, evet, sizin anladığınız Türklükten utanıyorum"

Savaşı, kardeş kavgasını, dağ başlarında gencecik bedenlerin kara toprakla buluşmasını öngören, bunu teşvik eden, buna tahrik eden "Türklük"ten utanıyorum!...

Bizim Türklüğümüz sizinkiyle aynı değil Sayın Bahçeli... Biz, İslamın aydınlığı ile aydınlandıktan sonra büyük medeniyetler kurmuş, dünyaya sulh ve selameti getirmiş bir ecdadı tanırız; onlara saygı duyar, onların ahfadı olmakla gurur duyarız.

Kan milliyetçileri ile, ırk üstünlüğü saçmalığıyla insanları katledenler hangi soydan, hangi boydan olursa olsun bizden uzaktır.

Bugün, memleket barışını bozmak adına Türklük istismarı yapan zihniyetin anladığı Türklükle bizimki sadece isim benzerliği gösteriyor; özleri tamamen ayrı...

Bizim, otuz yıldır vur dedikleri için vuran, öl dedikleri için ölen gençlere bağrımız yanarken, şimdi yeniden "vur de vuralım; öl de ölelim" diyen Türk gençlerine "bekleyin şimdi mola verdik tekrar başlayacağız" diyen Türklüğünüze Hira dağı kadar uzağız Sayın Bahçeli...

Tekrar cevap veriyorum Sayın Bahçeli: Senin, vurguladığın Türklük'ten ben yedi göbeği Türk olan biri olarak utanıyorum!

Eğer, barış'ın bedeli "Türklüğümüzü" kaybetmek olacaksa, varsın olsun!

İnsanlığımız bize kalsın yeter!