Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '09

 
Kategori
İzmir
 

İzmir'de "Çim Buluşmaları": Suavi "Tükenme!" dedi...

İzmir'de "Çim Buluşmaları": Suavi "Tükenme!" dedi...
 

Foto SmyrNazan


İki gündür "Sen de başını alıp gitme, ne olur!" diyorum, "Kalbine güneşi asmaya geldim. Tükenme!" diyorum, "Bu bir veda şarkısıdır yüzüne el sürmemek var." diyorum. Çektiğim fotoğraflarda Suavi'nin yüzünü inceliyorum, ellerine bakıyorum.

Suavi, 20 Ağustos akşamı beyazlar içinde geldi. Tarihi Havagazı Fabrikası'nda kaç kişiydik, bilemiyorum ama şunu çok iyi gördüm; minderlerde, sandalyelerde, çimlerde, ayakta, sahne arkasında, kafeteryasında yüzlerce yüzden hayranlık ve sevgi okunuyordu. Suavi'yi Sirius'un da beğeniyle izlediğini gördüm. O da olanca parlaklığıyla spotlara arka çıktı şarkılar söylenirken...

Suavi "Ben bir sazdım" ile konserine başladı, parçanın sonunda coşkulu kalabalığa teşekkür etti. Çim sohbeti, buluşması ya da konserlerini "Çin sohbeti" diye yanlış anlayıp "çakma buluşma" mı sorusuna bu kalabalıkla ciddi bir karşılık almış olduğunu, her şeyi yerli yerinde bulduğunu, tüm bu dost gözleri tanıdığını sevinçle dile getirdi; adına "Havagazı Buluşmaları" deme önerisini de verip sonra espriyle geri çekti.

Sanatçı, bu bacanın birçok şeyi ifade ettiğini, mekân komşuluğu eden Tariş'teki emekçi direnişinin, tarihte onurlu bir sayfa açmış olmasından dem vurarak bu ortamda bu etkinliklerin düzenlenmesini ne çok önemsediğini belirtip İBB Başkanı Aziz Kocaoğlu'na, tüm yetkililere, buluşmalara katkısı olan herkese teşekkür edip "Gâvur İzmir, sizleri selamlıyorum!" diye seslendi. Sözlerin fonunda hep İzmirlinin alkışları vardı.

Sıra Yalı Çapkını'na geldi, İzmir'e böylelikle bir logo da kazandıran Suavi, "Yalı Çapkınları yaşasın!” dedi. "Öyle ağırım ki kendimden, sen benden gittin gideli"yi söylerken de, dev koronun sesi uyuyan yıldızları uyandırdı. Çünkü Sivas'a uzanınca ağırlaşan havayı taşımak için nakaratları avaz avaz söylemek gerekiyordu. Ardından iki masalı, dört tabureli Agop'un meyhanesine götürdü bizi sanatçı, rahmetle andığı Agop'un kulağına fısıldadığı sözleri aktardı. Agop, "Suavi'ciğim, bir mekâna müşteriler gelirken onları nasıl karşıladığın önemli değil, hangi saatte gidiyor olurlarsa olsunlar, nasıl uğurladığındır önemli olan." demiş. Çünkü hepimiz "Yes, please..."lerle davet etmeyi zaten iyi biliriz.

"İzmir Ağlıyor" şarkısından sonra sahneye yakın olmak istedim. Sahnenin önünde, sağında, solunda, arkasında fotoğraf çektim; baca modeli çöp tenekelerinin üzerine oturdum, kaç desibel bilmiyorum, kabinlere yaslandım; çimlere çöktüm, kalktım.

Geçen yıl da 3 Haziran'da İzmir Sanat'ta Nazım Hikmet heykeli önündeki anma programında çekmiştim, o gün geldi aklıma... Suavi'nin konserini izlemek de güzel, portresini çalışmak da. Çok iyi fotoğraf çektikleri objektiflerinden anlaşılan arkadaşların arasına karıştım, fotoğraflarım pek iyi değil, çünkü şu nota sehpası bana engel oldu; olmasa daha güzel çekecektim(!), tam yüzünün önünde ya mikrofon vardı ya sehpa ya da rüzgârla saçları yüzüne geliyordu.

"Leylim Ley!" dedik, "Karlı Kayın Ormanı"na girdik. Suavi, "Bugün pazar. Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar" dedi, Nazım Hikmet Ran'ı saygıyla andık. Bitez'e indik, "Çökertme"yi söyledik. Bağlama sanatçısı Sinan'ın eşlik ettiği parçalara izleyiciler de oyunlarıyla renk kattılar. İstek parçaları öyle çoktu ki, hepsini karşılamaya çalıştı. Çiçeklerle teşekkür edilen sanatçının, kendisini kutlayan İBB Genel Sekreteri ile birlikte İzmirlilere seslenişleri coşku dolu alkışlarla karşılandı. Genel Sekreter, sanayi devriminin bir fabrikada gerçekleştiğini, Havagazı Fabrikası ile bacamızın rengini bu mücadelenin simgesi olarak değerlendirdiklerini söyledi.

Suavi'yi bırakmak kolay olmadı.

İBB Kültür ve Sanat Şube Müdürlüğü, bugün “Ramazan Nostaljisi” izlencesini de duyurdu: 22-24-25-28-29-31 Ağustos, 1-4-5-7-8-11 Eylül akşamları, saat 21:00'de, Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi'nde eğlence sazlı sözlü başlayacak; kanto, ortaoyunu ve gölge oyunlarıyla sürecek. Bornova Büyük Park'ta, babamın omuzlarında izlerken katıla katıla güldüğümü anımsadığım çocukluğumun İbiş'i de orada olacak! Bu etkinliği yöneten ve oynayanlar İSEM (İzmir Sanat Etkinlikleri Merkezi) oyuncuları. Yetişkinler için Laz Marks 25 Ağustos'ta, Güzelbahçe Açık Hava Tiyatrosu'nda.

Haftaya 26 Ağustos Çarşamba akşamı, 68’li yılların sinematek ruhunun günümüzde canlandırıldığı "Yeniden Sinematek" kapsamında sunulacak ikinci filmimiz usta yönetmen Orson Welles imzalı 1941 yapımı Citizen Kane (Yurttaş Kane). Bisiklet Hırsızları'ndaki gibi, yine gösterim öncesi filme ve dönemine ışık tutan bir konuşma yapılacak. Vittorio de Sica'nın filmini Desem'den sonra Tarihi Havagazı Fabrikası'nda izlemek güzeldi. Film boyunca, tam arkamda çiğdem yiyen çocuklardan ritmik çıtırtılar geliyorken, son karelere doğru hıçkırık ve burun çekme sesleri duymaya başladım, serbestçe ağlıyorlardı! Siyah beyaz ve Türkçe seslendirilmiş filmi ilgiyle izlemeleri aslında çok hoşuma gitti. Bakalım, tüm zamanların en iyi filmini izlemeye gelecekler mi?..

Perşembe akşamı “çimde caz” dinleyeceğiz. Vokalde Çağıl Kaya, Yalım Akın; enstrumanlarda Bora Peynirci, Tolga Bilgin, Tamer Temel ile Kürşat And'dan kurulu Happy People bir caz gecesi yaşatacak. İş çıkışı ne güzel olur!

 
Toplam blog
: 101
: 2403
Kayıt tarihi
: 18.11.07
 
 

İzmir'den merhaba! İzmir'de, Göcek'te, Marmaris'te, Milas'ta, Söke'de, Bodrum'da sonra yine İzmir..