Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '12

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

İzmir'de 3 güzel gün...

İzmir'de 3 güzel gün...
 

İzmir… Yüzü gülen, sıcakkanlı, doğuştan özgür ve kendine has büyüsü olan güzel şehir. Şairin dediği gibi sokakları kız, kızları deniz kokan bu şehirde olmak farklı bir duygu oldu her zaman benim için.

İzmir demek Konak Meydanı, saat kulesi demek. Alsancak , Kordonboyu demek.  Kordonda, hemen denizin kenarında bir masada oturup gün batımını izlemeyi veya yanı başımdan geçen faytonlardaki atların tıkır tıkır ayak sesleri eşliğinde yürümeyi özlemiştim. Hele de bir can dostla yüz yüze, can cana koyu bir sohbet eşliğinde bir kahve içmeyi. Ne güzeldir o can cana sohbetler, ne güzeldir yüreğini güvendiğin birine açmak. Hiç sakınmadan hem de…

Geçen hafta 3 güzel gün geçirdim İzmir’de. Arada seyahatim gelir ya hani, kaçarım bulunduğum şehirden, kaçmak isterim hatta. Bu sefer hem arkadaşımı özlemiştim hem İzmir’i. İkisini bir arada yaşadım bu sefer. Hava güzeldi, sıcacıktı güneş gülüyordu Ekim ayı olmasına rağmen. Ve dost sıcaklığı vardı.

Ayşen’ciğim (Ayşen Kura) beni sardı sarmaladı sevgisiyle, dostluğuyla. Evindeki 5 yıldızlı konforu ile yedirdi, içirdi, gezdirdi. Daha ne isterim değil mi? 3 güne ne sığdırabilirsek dolu dolu geçirmeyi planladık. Buca’yı severim zaten, o eski otantik yapısını da. Her ne kadar modernleşse de gittikçe, yine de eskilerden, yaşananlardan bir ruh var hala orada.  

Herkesin bir kere kaybolduğu labirent gibi sokaklarıyla, Kızlarağası’ndaki fincanda pişen kahvesi ile, Hisarönü’ndeki küçücük bir kahvede sunulan leziz dilden yanaktan söğüşü ile, renkli kalabalığı ve çeşit çeşit ürünleriyle yaşayan Kemeraltı. Karşıyaka, Balçova 3 günlük kısacık İzmir günlerimde dolaştığım, gezdiğim, kokladığım semtler. Ve boyoz, gevrek günleri.

“Hiçbir şehirde İzmir’deki kadar güzel batmaz güneş” denmiş bir kere. Kordon’daki gün batımında şahit oldum ben. Oturduk iki arkadaş hem de akşam saatlerinde deniz kenarında bir masaya ve izledik. Sezen’in şarkısındaki gibi bir elimizde defne bir elimizde sevgi denize saldık ağları. Bir bir çektik yakamozların arasından anıları ve kadehi Karşıyaka’ya kaldırdık ve merhaba dedik.

Binbir renge bürünen güneş ağırdan alıyor, bir türlü gitmiyordu. Batıyor diye gözlerimiz yusyuvarlak denizin hemen üzerine asılmış kırmızı renkteki güneşe takılı bekliyorduk. Ve o gittikçe belirginleşen renklerinin coşkusuyla körfezin üzerinde salınıyor, paletindeki bütün renkleri etrafa saçıyor, sarıdan kırmızıya sonra mora dönüşen akşam renkleriyle bizleri büyülüyor adeta oyunlar oynuyordu giderken. Nihayet denize girdi ve yavaş yavaş vedalaştı bizle, son bir kadehi de ona kaldırarak yolladık evine.  Ayşen her anını fotoğrafladı, muhteşemdi.

Sonra tatlı tatlı esen imbatı da alıp yanımıza, büründük şallarımıza ve döndük akşam yemeğimize.

Çabucak geçiverdi günler ve dönme zamanı gelince yine kalbim Ege’de kaldı, yine aklım İzmir’de kaldı.

 İşte Sezen Aksu’nun çok sevdiğim şarkısının şiiri. Nasıl da güzel anlatıyor duygularımı...

 

Cigaramı sardım karşı sahile
Yaktım ucuna acıları
Ağları attım anılar doldu
Ağlar hasretimin kıyıları

Yareme tuz diye yakamoz bastım
Tek şahidim aydı
Aman aman
Bir elimde defne
Bir elimde sevdan
Kalbim egede kaldı

Kadehimi vurdum karşı yakaya
Efeler kalktı şerefe
Sevgimi attım dostlar coştu
Bir ağıt yaktı kadere

Aman efendim
Ayrılık ölümden beter
Canım efendim
Yeter bu hasretlik yeter
Aman efendim
Bana bir merhaba gönder
Canım efendim

 
Toplam blog
: 249
: 3042
Kayıt tarihi
: 19.03.11
 
 

Doğup büyüdüğüm şehirde, İstanbul'da yaşıyorum. Emekliyim. Gezmeyi, görmeyi, keşfetmeyi sevdiğim ..