İzmir’de çok güzeldi 29 Ekim!

Bir çocuk heyecanıydı neredeyse, hani geceden başlar ya sevinci ve ödü kopar ya bir aksilik olur da gidemem diye…

Yaklaştıkça adımlar hızlanır ya geç kalmışlık korkusuyla…

Öyle çocukça, öyle saf; ellerinde ütülü Türk Bayrakları, tertemiz!

******

Başımız yukarıda, omuzlarımız dik, çocuklar kadar şeniz; gerçi biz İzmirlilerin başları ve omuzları hep diktir, dikkat ettiyseniz, genelde de yüzümüz, gönlümüz şendir…

O nedenledir ya özgür ve özgüvenlidir İzmir!

******

Nasıl diyeyim; fırtına ve yağmur dahi geceyi bekledi, iyi mi!...

******

Gerçek bir İzmirli olmakla onur duyduğumu saklayacak kadar yüzsüz değilim elbet ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de İzmir’den ibaret olmadığının fazlasıyla farkındayım, üzülerek…

Ankara’da, ki başkentimizdir, yaşananlar ciddi boyuttadır; isteyen kafasını kuma gömüp de “Hak ettiler!” der, açıkta kalan poposundan bihaber!

Yaşananlar ne demokrasi ile bağdaşabilir ne de insan haklarıyla; o biber gazlarının maliyeti biz vatandaşlardan sağlanıp da dur-otur biz vatandaşlara pıs-pıs sıkılıyorsa, en basit hali ile, bir mantık karmaşası var demektir!

Yahu, o biber gazları düşmana sıkılacak, düşmana!

Halkın diğer yüzde ellisi “Düşman” sa nezdinizde balkon konuşmalarında kucaklamayın bari!

******

Hayır yani, terörle savaşıyoruz deyip de vatandaşın üç kuruşluk maaşına yapılan üç kuruşluk zam karşılığı altı liralık ötv falan gibi şeylerle geri alınıyor ya; o sıkılan biber gazlarının maliyetini de sorgulamaya hak kazanır bu halk!

Neden teröriste değil de bize sıkıyorsunuz diye de sorar, madem istihbaratınız bu kadar güçlü niye habire ağır silahlar ile vuruluyor karakollar diye de!...

******

Herkes yazdı, yazmasam da olurdu ya, ayol; İstihbarat aldın diye 29 Ekim kutlamalarını iptal etmek hangi akla, mantığa ve yüreğe sığar?

Çocuk olsa itiraz eder: Kutlamalar esnasında alın çembere, yakalayın kıskıvrak, madem böyle güçlü bir istihbarat var!

******

Çocuk tabii ki, en mantıklı ve en doğal, yani saf, şekliyle düşünüyor, işin içinde başka işlerin olduğunu anlaması için beş paket makarna yememesi gerekiyor, bir ton kömür ile ısınmaması ve seçmeli derslerde resim, müzik gibi dersleri seçmesi icap ediyor.

******

İzmir neden farklıdır dersek; Şöyle bir düşüncem var lakin gerçek İzmirlileri bağlıyor: İzmir özgür bir kenttir. İster havasından ister suyundan deyin, isterseniz gavurluğundan!

Atatürk’ü en iyi anlayan kenttir, mesela, içsel özgürlüğünün dışsal vurumu dur  Atatürk’ün görüşleri, reformları; kendini bulur gerçek İzmirli bu gelişimin içinde…

Özgürken en güzel, en iyi, en başarılı ve mutlu olunacağını bilir; o yüzden hiçbir gerçek İzmirlinin kendini göstermesi, kanıtlaması için ille de bir partinin sempatizanı olması gerekmemektedir.

Bir şekilde kendini ifade eder, bir şekilde varlığını gösterir; bir partinin etiketine, üç-beş paket makarnasına da ihtiyacı yoktur, yani!

Bedeni özgür olanın beyni de özgürdür; özgür bireyler işte böyle yetişir!

Boşuna değildir İzmir’in Mustafa Kemal Atatürk’ün hakkını vermesi; yine de İzmir diyorsam, gerçek İzmirliler içindir görüşlerim.

Yoksa, İzmir’e son yıllarda yapılan göçlerin haddi ve hesabı yoktur.

Her kent göç alır, lakin belli yerlerde ikamet edilip de, o yerlerin de belediye sınırları, anlamsız yere, değiştiriliyorsa ve hatta ilçe sınırlarına falan değişiklik öngörülüyorsa İzmir’e de göz dikilmiş demektir; Ankara, İstanbul’dan sonra…

Ne diyelim; hava şartları dahi yanımızdaydı…

Ne bir vatandaş ıslandı ne bir Türk Bayrağı…

Ankara’da da hava ıslatmadı ama tazyikli su darmadağın etti ya… Ve biber gazları sıkıldı; düşmana değil şekerim, halkın üstüne!

Bedeli fitil fitil emekli maaşımızdan, aylığımızdan, olmadı ete, süte, benzine gelen zamlar, ötv’ler falan filan ile çıkarken…

“İstihbarat aldık” denildiği anlarda PKK saldırılarını sürdürüyordu; ayol, devlet olarak görevin Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak. Düşmandan koru şekerim, biber gazını halka değil, PKK’ya sık!

Tazyikli suyunu halka sıkma!

O su için her birimiz kaç lira para veriyoruz!

Bir bayram kutluyoruz diye sıktığınız suyun parasını da bizler veriyoruz, her bir askerin, her bir savunmanın da var olmasında her birimizin emeği var!

Kim kime karşı?

Adı neydi: Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti!

Anayasanın da ille de değiştirilme nedeni sahi on iki Eylül mü?  

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com