Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '09

 
Kategori
İzmir
 

İzmir'deki çocuk işçiler ve Emperyalist-Kapitalist cenahın Pragmatist yalanları

İzmir'deki çocuk işçiler ve Emperyalist-Kapitalist cenahın Pragmatist yalanları
 


Haberi okuduğumda gülsem mi, ağlasam mı; sevinsem mi, üzülsem mi bilemedim. Öyle bir çirkin ve onursuz oyun oynanıyor ki dünya üzerinde; benim gibi, naçizane bu işlerin içinde olanların yürekleri çok daha fazla sızlıyor. Resmen sunturlu roller kesiliyor, timsah gözyaşları ve ikiyüzlü insanlık gösterilerine boğuluyor az gelişmişlik.


Bakınız, DHA İzmir çıkışlı haberin tam metni şöyle:


“<ı>12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü kapsamında İzmir İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nce panel düzenlendi.


Sosyal Hizmetler Binası’nda gerçekleştirildi. İl Müdürü Zekeriya Ertaş’ın ev sahipliğindeki panele Türkiye İstatistik Kurumu İzmir Bölge Müdürü Rıdvan Kaya da katıldı. Müdür Ertaş, çocuk işçi sayısının her geçen gün azaldığını açıkladı. ‘Tek görevimiz yardıma ve bakıma muhtaç çocuklarımızı sosyal hayata kavuşturmak. Son bir buçuk yılda 84 çocuk işçi tespit ettik. Bu çocukların aileleriyle irtibata geçtik. İkna yöntemiyle çocukları çalışma hayatından uzaklaştırmayı başardık. Ailesini ikna edemediğimiz 10 çocuğu da koruma altına aldık’ diye konuştu.”


Müdür Bey’in iyi niyetine ve sözlerine inanıyorum ya da inanmak durumundayım. Ama gelin görün ki dostlar mevzu hiç de bu kadar basit değil.


Son bir buçuk yılda tespit edildiği söylenen “<ı>84 çocuk işçi”, buzdağının görünen kısmı bile değil, okyanusta bir küçük noktadır. Tabi burada Müdür Bey’i suçlamak ya da yalanlamak adına yazmıyorum bunları. Dedim ya bu konu “<ı>İzmir İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü”nün boyunu çok ama çok aşan bir konudur.


Mevzuun, denetim yönünden asıl sahibi de “Çalışma Müdürlüğü”dür. Yasalarımız ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO); 15 yaşından küçük çalışanlara “çocuk işçi” diyor. 15-18 Yaş arası çalışanlara ise “genç işçi”.


Genç işçi çalıştırmanın, işyerleri açısından sakıncalı bir durumu söz konusu değil. Ancak bazı husus ve kısıtlamalara uymak gerekiyor. Çocuk işçi çalıştırmak ise yasa dışı. Bu konunun da çok özel ve istisnai şartları, yine kanunlarda düzenlenmiş.


Ve İzmir de dahil olmak üzere ülkemiz, bir çocuk işçi cenneti(!). Kayıt dışı ekonominin yürek sızlatan enstrümanları onlar, maalesef. Gidiniz oto sanayi sitelerine, mahalle aralarındaki tekstil atölyelerine, tarım alanlarına, metal işleme ve torna atölyelerine, restoranlara, küçük esnafa ait dükkanlara mesela. Hele şimdi okullar da tatil oldu. Seyrediniz manzarayı.


Bu durum, bu ülkenin gerçeğidir baylar, bayanlar. Ki İzmir ve diğer batı şehirlerimiz; orta ve doğu kentlerimize göre yine daha iyi noktadır. Taşrada, çocuk işçiliği yadsınamaz bir hakikat olarak yüzlerimize çarpar.


Devletin değil ama insan hakları bayraktarlığını kimselere kaptırmayan batılı devlet ve şirketlerin üreticileri olan Türk firmaları; özellikle çocuk işçiliği olmak üzere pek çok sosyal sorumluk standardına, siparişini ve müşterisini kaybetmemek adına uymaya, uyar gibi yapmaya çalışmaktadır. Devletin yapmadığı ya da yeterli düzeyde yapamadığı denetlemeleri, bu yabancı firmalar yapmaktadır. Sadece kendi imajlarını ve sosyal sorumluluk karnelerini koruyabilmek adına.


Hal böyle olunca da İzmir gibi büyük şehirlerde faaliyet gösteren pek çok ihracatçı üretici firma, bu şartlarda fiyat tutturamama gerçeği ile karşı karşıya gelmiş ve üretimlerini taşra kentlerine kaydırmıştır. Çok açıktır ki taşradaki maliyeti düşüren kalemler sadece enerji, yemek falan değildir. Yasal asgari ücret, çocuk işçiliği ve kayıt dışılık konularında eğri oturup doğru konuşmak lazım değil midir?


Bu konuların bir diğer yansıması ve global anlamdaki etkisi ise özellikle tekstil-konfeksiyon gibi emek-yoğun sektörlerin hızla ülkemizden çıkıp; Çin, Hindistan, Bangladeş, Mısır gibi bölgelere kaymasıdır. İşte bu da insan hakları avukatlık ve bayraktarlığını kimselere bırakmayan sömürgenlerin en büyük yalandır. Bu yalanın kılıfı da “<ı>bizim için kıstas, çalışmış olduğumuz ülkenin kanunlarına uyulmasıdır” komedyasıdır.


Be kardeşim, bu saydığım ve sizlerin de daha ucuza alıp, daha pahalıya satarak ceplerinizi doldururken, insanlıklarını sömürdüğünüz memleketlerde; zaten adam gibi yasalar, yönetimler olsaydı böyle olmazlardı değil mi, diye sormazlar mı adama?


Lafa gelince, insan hakları, çocuk işçiliği, sendikal düzenlemeler falan filan; uygulamaya gelince hep bana, Rab bana. Bilirim içiniz sızlamaz ama bari biz kendimizi kandırmasak diye de hayıflanmamak elde değil işte.



Konuyla ilgili yazılarımdan bazıları:

@ "Avrupa'nın Sosyal Yalanları": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=6849

@ "Gelişmişlerin Çin Çıkmazı": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=61785

@ "Dünya Kadınlar Günü, Bir Sosyal Başkaldırıdır": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=165498

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..