Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '09

 
Kategori
İzmir
 

İzmir'den, Dünya' ya, barış elçileri yolladık!..

İzmir'den, Dünya' ya, barış elçileri yolladık!..
 

TE BE DERYALAR...DERYALAR...


Dünyanın yapamadığını, İzmir’den gerçekleştirerek, ‘ Dünya’ya barış elçilerini, ama, bütün Dünya’ya yollamış’ olduk. 17. Uluslar arası Çocuk Şenliğinin gala gecesinde el ele tutuşan Dünya çocukları, konfetiler arasında el ele vererek K.Yaka Spor Salonunda hep birlikte kendi lisanları ile haykırdılar. Dünyaya dostluk mesajı verirlerken de gelecekte de ‘Dost kalma’ sözü verdiler.

Ailelerin paylaştığı Bosna - Hersek, Endonezya, Çin, İsveç, KKTC, Kosova, Letonya, Litvanya, Macaristan, Makedonya, Meksika. Polonya, Rusya, ve Venezuela ekipleri sahneyi paylaştılar.

Kosova…Bosna Hersek ve Mekadonya… Hiç ayrılmak istemedik. O gece, onların estirdiği hava ile, burunlarımızın direği sızladı. Başkan Cevat Durak: ‘ Burada kazandığınız dostlukları unutmayın. Bizler, sizlerle bir arada olmaktan onur duyduk. Burada yaşananları, ülkenizde anlatın.’ Dedi. M. Eğitim müdür de: ‘ Atanın çizdiği yoldan, Karşıyaka’dan Dünyaya barış elçileri yolluyoruz böylelikle’ dedi

Dört kıtadan, 17 ayrı ülkeden gelen misafirler, gala’da fırtına gibi estiler.Kosova nireeee, İzmir nire! Bosnalı, Mekadonyalılarla hemen içli dddışlı oluverdik birden. Yine ak tolgalı beylerbeyimiz haykırdı ‘İlerle!’ Geçtik Tunayı kafilelerle.. O çelik mavisi gözlü Atamız’ da Akdenizleri ‘Hedef’ göstermişti: ‘ İlerle!’

En unutulmaz, bir yaz günü geçip gittik, kafilelerle… Bir yangındır yanan. Bir ateştir kor gibi yürekleri dağlayan. Şimdi…Şimdi…Bir koskoca yangının külleri arasında birbirimizi arıyoruz. Bulduğumuzda bağrımıza basıyoruz. Onları salonda seyrederken, oyunlarına dalıp gidiyoruz. Türk motifleriyle işli türkülerini, bir daha yüreciklerimizde hissediyoruz.

Bir yangının külünü, yeniden yakıp geçtik, ey bre deryalar, deryalar!.. O küllerden olma olma bizlerin yarısı orada, yarısı burada. Hak mı bu bre! Özledik o Drama Köprüsünü, soğuk sularını çok çok içmiştik. Te be o ka ölmedik henüz. Kaderlerimizi, sevgimiz aynı. Ruhlarımızla birleşiğiz biz. Kimse koparamaz bizleri.

Oyunlar, oyunlar. Milletcek uyutuluyoruz. AB, esas gayesini saklamak için, ‘ Kokereç’ imizden kapı açıyor. Halâ daha iştahlarını tatmin etmiş değiller. ‘Hasta adam’ dı eski rüyaları. İşte o silkinişten çekiniyorlar. Te be deryalar. Geçit olamayacak sizlere. Derim ben işte te bu ka!

Bir gala gecesi değil, bir hasret giderme, göz göze gelerek ağlaşmaydı bizim gördüklerimiz. O çocuklar, has anaları gibi kendilerini bağırlarına basan anaların, ablaların ellerini öpüyorlardı. O gala gecesinde herkes, birbirinin göz yaşlarını siliyordu.

<ı>

<ı>Şimdi olanları

<ı>Yazarken klâvyede,

<ı>Tuşları,

<ı>Göremiyorum.

<ı>Harfleri karıştırıyorum.

<ı>Ellerim kayıyor, yazamıyorum.

<ı>Te işte benden bu ka diyorum.

<ı>Noktamı koyuyorum!

<ı>

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..