İzmir'in kavakları..

Aylardır süregelen yarış nihayet sona erdi. İzmir'de de seçim süreci oldukça heyecanlı geçti. Ama seçim sonuçlarına bakınca pek kıyasıya geçmemiş.
İzmir yine yaptı gavurluğunu... Sömürüye, en özgür düşünen benim gibi düşünendir zihniyetine prim vermedi.

Atatürkçü, laik, hukuka saygılı, özgürlükçü bir şehir olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. İzmir'de CHP tüm belediyeleri alarak tulum çıkardı. Bir belediye bile yok AKP ye İzmir'de. İzmir'in %70 i AKP.ye hayır dedi. Tabiri caizse zırnık koklatmadı..

İzmir her zaman Türkiye'nin farklı çağdaş, dışa dönük, modern, özgür yüzü oldu. İzmir'de yaşayanlar bu lükse oldukça alışkındırlar.

İzmir'de elele yürüyebilirsiniz. Taha Aksoy da seçmenlerine elele yürüyebilme özgürlüğünü vereceğini söylemiştj. İzmir'i tanımıyor.. İzmir'li zaten bu şekilde yürüyebiliyor. İzmir'e deniz getirmesi de mümkün olmadığına göre AKP mehter marşı ile geldi, İzmir Marşı ile gitti...

Derler ki İstanbul ile kıyaslandığında büyük bir köy havasındadır İzmir. Ben şikayetçi değilim. Keşke köylü ruhumuzu hep koruyabilseydik. Samimi, içten, iki yüzlülüğü bilmeyen. Özü bozulmamış.

İzmir'i İzmir yapan bu samimi, eğitimli, özgür düşünen, Atatürk ilkeleri bağlı, laik, demokratik, hukuk devletini özümseyen modern toplum yapısı.

Şüphesiz Aziz Kocaoğlu'nun yapması gereken birsürü iş var İzmir'de. Ama AKP. İzmir'i bir şekilde cezalandırma yoluna gidebilir. Buna da hazırlıklıyım. Herşeyi bekliyorum.. Yeter ki İzmir, İzmir olarak kalsın. Zarar yok. Gün olur devran döner karanlıklar aydınlanır nasılsa...

Peki İzmir'li neden AKP ye hayır demiştir?

AKP hep din vicdan, mağduriyet siyaseti yaptı. Dilenci bir toplum yaratmak istedi. Muhtaç bırakmayı ve yarattığı muhtaçlara yardım yapmayı sosyal devlet anlayışı olarak sundu.

Meydanlarda külhani ve agresif konuşmaları prim yapar sandı.

Özgürlüğü kendisinin ve kendisi gibi düşünenlerin her istediğini yapabilme hakkı olarak anladı. Kendisine dava açılınca mangalda kül bırakmadı, ama olur olmaz iddiaların ortalığı kasıp kavurduğu bu ortamda saygılıyız diye çifte standart bir davranış sergiledi. Neden kendisine gelince bu kadar saygılı olamadı? Bana dokunmayan yargı bin yaşasın..

Tarıma destek olacağına köstek oldu. Türkiye'nin belkemiği kurumlarını, toprakları satarak hazine doldurmayı marifet saydı. Sat sat ama birgün satacak yer kalmayınca ne yapacaksın?

Üretim durdu. İşçi memur kıt kanaat geçinmeye çalışırken ve esnaf üçer beşer kepenk kapatırken Başbakan ekonomik krizi HAMDOLSUN teğet geçti.
Başörtüsü siyaseti ile oy almak istedi.

AB nin uzun vadede Türkiye'ye zarar verebilecek her türlü dayatmasını kabullendi. Teslimiyetçi bir siyaset sergilemekten çekinmedi. Ayrımcılığı kaşıdı.
Ve daha bu örnekleri çoğaltacak eminim ki pek çok blogcu arkadaşım vardır.

İzmir'li bunu görmedi mi?

SANIRIM GÖRMÜŞ...!

Ve Allahın sopası yok ya, sopa İzmir'in sandıklarından çıktı..

Sevgiler İzmir, Sevgilim İzmir.....