Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '18

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

İzmir Kitap Fuarından

İzmir Kitap Fuarından
 

 
  İzmir Kitap fuarı henüz sonlandı. Ben de 2016 yılında basılan "İçimin Yangınları" adlı kitabımın imza günü nedeniyle iki gün boyunca oradaydım. Sormayın, sular seller gibi imza kuyruğum vardı. Kalemim de, ben de çok yorulduk, adım atmaya mecâlimiz kalmadı o derece. Tabii inanmadınız değil mi?! Söz konusu olan ben, ünsüz bir şiiryazarım alt tarafı. Elbette ki, kendimi şair addetmiyorum yanlış anlaşılmasın. Böyle bir şeyi söylemek ustalara saygısızlık demek olur. Ben, şiirde henüz emekliyorum. Daha çoook çalışmam lâzım...
 
*Beşiktaş Mûsikî Cemiyetinde çalışmalara katılırken, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nda Sanatçı Öğretim Görevlisi olarak görev yapan değerli hocamız 18.00 da başlayan solfej dersine girerken, sohbet için erken gelip 19.00 da başlayan koro çalışmalarına katılacak olanlardan solfeje katılmayanlara "tabii burada kalan arkadaşlar solfeji sular seller gibi biliyorlar nasıl olsa derse girmeye ne gerek var" derdi. 
***
  Gelelim kitap fuarına:geçen yıl olduğu gibi yine bu yıl da fuar çok kalabalıktı, kapılarda uzun kuyruklar oluştu. Bu arada Yayınevlerinin işleri çok zor gerçekten; elindeki cep telefonundan kolayca ulaşabileceği kitap bilgisini gelip görevlileri meşgul ederek soranlardan tutun, pazarlık dahî yapan insanlar var. Bütün gün ayakta herkese laf anlatmak, kitapları gelişigüzel karıştırarak atıp bırakanların arkasını toplamak ve o gürültüyü çekmek...
 
Kitap fuarları, çok renkli, çok kalabalık ancak çoğu "etrafım çok kalabalık ama hepsi merhabalık" örneği gezip bakanlar. Kitap alanlar elbetteki var. Kimi kafasında belirlediğiyle gelip onları satın alıyor, kimileri popüler kitaplara yöneliyor. Gözlemlediğim, popüler romanlar, bilim kurgu ve ucuz kitaplara gösterilen ilgiydi. Şiir dalında daha çok ismi bilinenler ve hayatta olmayan şairlerin kitaplarına yönelme vardı. 
 
Bir ara baktım bizim standın birleşik yanındaki stand uzun süre kalabalık kaldı. O ara arkadaşlar, dostlar ziyarete gelmişler görmedim, sonradan aklıma geldiğinde eşim, Hulki Cevizoğlu'nun kalabalığı olduğunu söyledi. Kalabalık noktalarda genelde durum böyleydi. 
Ayrıca yalnızca imzaya ayrılmış bölümlerde de durum aynıydı. Kimi yazarı görmek, kimileri sevdiği yazarın kitabını imzalı edinmek adına oradaydı. 
 
Dışarısı ise tam bir çöplük durumu. El broşürleri, fuar krokileri, sigara izmaritleri, yenilip yere atılmış yiyecek ambalajları, su, meşrubat şişelerine kadar ne ararsanız vardı. Temiz çevreye meraklı olduğumuz kadar, temiz tutmaya da meraklı olsak olmaz mı?!
Ne yazık ki, toplum olarak birçok konuda olduğu gibi bu konuda da sınıfta kalmış durumdayız.
***
Son olarak şiire dönersek :*"Gizli şiir sayısı, gizli işsiz sayısından aşağı değildir. Birçok şiirler, varlıklarını duyuramaz, kendilerine bir elin uzanmayışına sessizce katlanırlar." demiş Behçet Necatigil. Ne kadar doğru. demiş. Ünsüz kitaplara yüz veren olmadığı gibi, kitap okuyan sayısı ne kadar az ise şiir okuyan sayısı az'ın azı'dır. 
 
“Şair Kimsesiz Bir Mektuptur”… demiş Metin Altıok. Artık kim/ler sahiplenirse onları bekleyecek.
 
Umalım gelecek günlerde kitaplar bakılacak değil, okunacak olsunlar.
 
Hâdiye Kaptan
 
Toplam blog
: 467
: 145
Kayıt tarihi
: 16.05.11
 
 

Güzel Sanatlara tutkulu, Türk sanat müziği hayranı,  deniz ve İstanbul âşığı şiiryazar bir fâni....