Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '09

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

İzmir'li arkadaş ve dostlar

05.02 tarihinde gece yolculuğu yaparak İzmir'e gidecektim ve ben çok heyecanlıydım. Ne kadar sağlık problemleri için gitmiş olsamda arkadaşlarımı, dostlarımı ve en önemli olanıda hocamı, yiğenlerimi görebilecektim.

Perşembe gecesi onbirde kalkan otobüse bindim ve maceram başlamış oldu. Sabah erken saatte İzmir'e varmıştık. Beni eşim (boşanmış olsakta, o benim için hala eşimdi) karşıladı ve hemen eve gidip biraz dinlendikten sonra diş doktoruma gidecektik.

Çünkü daha İstanbul'dayken Ülkü'den o gün için randevu almıştım. Ülkü'nün muayenehanesi Üçkuyularda olduğundan vakit kaybetmeden çıktık yola.

Niyetimiz diş işim bitince dokuz eylül tıp fakültesine geçip hocamla görüşmekti, fakat yurdışında olduğundan programımızı değiştirip Üçkuyular gazete başbayii arkadaşımız Bilgi' ye gittik. Onun yanında benim ortanca yiğenim çalışıyordu. Hepsi beni görünce deli oldular. Aslı ile sarmaş dolaş olduk.

Vakitimiz olduğu için Nadir beni büyük yiğenim Ayşe'nin işyerine bıraktı. Akşama kadar Ayşe ve arkadaşlarıyla oturdum. Bir anda hepsinin halası olmuştum. Birol bey, Serkan, kardeşi Volkan ve adını hatırıma getiremediğim cici, yeni evli olan arkadaşınında halasıydım artık. Böyle bir mutluluk olabilirmiydi acaba. Eşim beni Ayşe'nin evinden alacağını söylemişti ve ben nasıl? gideceğimi düşünürken Volkan'ın bizi arabasıyla bırakacağını öğrendim ve o zaman çok rahatladım.

Zaman su gibi akıyordu sanki, daha ben Ayşe'ye, Ferit ve oğulları Yağız'a doymadan eve dönüş zamanı gelmişti bile.

İzmir'de ilk günümü bitirmiş ve ben görmem gerekenlerin çoğunu görmüştüm, mutluydum.

Cumartesi gününü Atakent'teki komşularıma daha doğrusu dostlarıma ayırmıştım. Jale ve Yasemin'ide alarak Perihan kızıma gittikve orada da zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Çok güzel bir gündü, çaylar, kahveler içilmiş, fallar bakılmış doyumsuz bir gün geçirmiştim. Bu arada Yasemin'in kızları Şive ve Necla da bize katılmışlardı. Şive hamileydi şimdiden annelik ona çok yakışmıştı. Necla kızımsa çok güzel bir genç kızdı artık. Onlarla beraberkende zamanın nasıl geçtiğini anlamadan akşam oluvermiş ve Nadir bizi almaya gelmişti.

İkinci günüde mutlu sonla bitirmiştim.

Pazar günü, bütün herkes Ayşe'de toplanmaya karar vermiştik. Bugünkü yemek işini Nadir üstlenmiş, hamsi buğlama yapmıştı. Giderken tarihinden öncede olsa, doğum günümü yiğenlerimle kutlamak için pasta almıştık.
Toplandık, yedik, içtk, hasret giderdik ve Nadir, akşam almak üzere beni onlarla başbaşa bırakıp arkadaşlarıyla buluşmaya gitti. Sonra Ayşe, Aslı, Ahu hepimiz felekten birgün çalmış gibi eğlendik. Bu arada pastamı kesip afiyetle yedik. İşte bugünde böyle geçti.

Cuma, cumartesi, pazar ne de çabuk geçmişti. Pazartesi günü Yasemin ve ben Jale'ye gittik, yine konuştuk, dertleştik, ağlaştık. Ağlaşmamızın sebebi eski geçirdiğimiz günleri hatırlamaktan. Orada otururken unutulmayacak günler yaşamıştık, fakat geriye dönüş varmıydı? hayatta. Genelde günlerim dolu dolu geçiyordu ve hiç bitmesin istiyordum. Ama yine gitme vakti gelmişti ve Nadir beni almaya gelmişti.

Artık salı günü biraz dinlenmem gerekiyordu, bu kadar hızlı tempo bana yaramazdı. Onun için evde kalıp yemek yaptım, çamaşır yıkadım ve uyudum. Uyku MS için çok önemlidir. Atakları tetikler.
İyice dinlendim, çünkü, çarşamba günü gerçek dosttum, arkadaşım, sırdaşım DİNDAR'ıma gidecektim.

Çok heyecanlıydımü onunla 4-5 yıldır görüşemiyorduk. Dindar ona gideceğimi biliyordu. Beni balkonlarda bekliyordu. Öyle özlemişiz ki biribirimizi, hatta iki gün üstüste ona gittim. Oğlunu, kızını, Hüseyin efendiyi, Gül'ü görüp hasret giderdim. Bu insanlarla beş yılımı paylaşmıştım. Onları görmeden nasıl dönerdim.

Yani anlayacağınız çarşamba ve perşembe günlerini sevdiğim dostlarımla geçirdim, çok güzeldi.

Geldik İzmir'deki son günüme içime ayrılığın acısı çökmeye başlamıştı.

Sabah erkenden yola koyulduk, 9.30 da Egemen hocanın odasında olmamız gerekiyordu. Gittiğimizde daha kendisi vizitte olduğundan bizi eşi Prf. Fethi İdiman hocam karşıladı, odasına aldı, sohbet ederken Egemen hocam geldi. Sarıldım ona, benim için çok özel bir hocaydı. Onu çok özlediğimi söyledim. Bir MS hastası için doktoru çok önemlidir ayrıca bu doktor Egemen İdiman'sa.
Hocam, beni muayene etmek için kendi odasına aldı.Hem konuştuk hem muayene etti ve beraberce bir karar aldık.
Artık bundan sonra en küçük atakta haber vermemi ve tedavimin orada yapılmasına karar verilmişti. Bu kararımızı Nadir de söyledi ve bu şekilde daha iyi olacağını anlattı.

Ben hastalarına, sevgiyle, yumuşaklıkla, saygıyla yaklaşan doktor hele prof. hiç görmedim ve görebileceğimi hiç sanmıyorum. O iki yüce insan bu özellikleri taşıyorlar. İnanırmısınız, burada yaşayan MS hastası bir arkadaşım Egemen hocayı nasıl anlatmışsam evini İzmir'e taşıdı. Ve Egemen İdiman'ın hastası oldu. Görmem gereken iki hocamı görmüştüm , huzurluydum. Artık oyalanmadan eve dönmemiz gerekiyordu.

Hem yemeğe Ayşe'ler gelecekti, hemde ben yolcuydum. Gerçi hazırlıklarımızın çoğunu yapmıştık, sadecde ortalık toplanacak ve sofra hazırlanaktı. Eve gelip biraz dinlendikten sonra işleride bitirdik. Misafirimizde geldi, yemekler yendi, sofra toplandı, sohbette edildi derken çocukları geçirip son hazırlıklarımı yapmaya koyuldum. Son hazırlıklarım diyorum, çünkü arkadaşım kabul ettiğim iğnelerimi son anda buzlu hazırlamam gerekiyor. O işide
bitirdim, şimdi yola çıkmaya hazırdım. Nadir'im beni otobüse yerleştirdi, birimize yapmamız ve yapmamamız gereken şeyler hakkında sözler verip vedalaştık.

Buradan İzmir'deki bütün arkadaşlarıma, dostlarıma ve Nadir'ime çok teşekkür ederim. Bir eşime(Nadir) bana dimdik ayakta kalabilmeyi öğrettiği için ayrıca teşekküğr ederim.

İşte arkadaşlar bir haftalık İzmir gezim böyle geçti gitti. Allah tekrarını nasip eder inşallah.

TOZPEMBELİKLER TEMENNİSİYLE.

3NF

 
Toplam blog
: 40
: 762
Kayıt tarihi
: 05.01.09
 
 

1960 doğumlu, ilkokulu Zühtüpaşa İlkokulu'nda bitirmiş, orta öğremimini Çamlıca Kız Lisesi'nde alt..