- Kategori
- İzmir
- Okunma Sayısı
- 2293
İzmir Valiliği'nde, Kaç Makam Şoförü Vardır Sizce?

Haberi okuyunca gülümsedim. Otuz iki dişimi gösteremedim gerçi ama İzmir Valiliği bünyesinde, tam otuz iki adet makam şoförü kadrosu olduğunu okuduğumda “<ı>vay beı>” diyebildim, en acı sosla geniz yakan iğfal edilmiş gülümseyişime ilave olarak.
Milliyet Haber’e göre; İzmir Valiliği’nin 32 makam şoförü, özel bir sürücü eğitim merkezinde, güvenli sürüş teknikleri ve defansif sürücülük eğitimi almış. Bununla da kalmamış kontrollü alanlarda taşıtların dinamik özelliklerini öğrenme imkanına sahip olup, ABS’li ABS’siz fren kullanma tekniklerini; karda, buzda ve yağmurlu havalarda tehlikeleri önceden görme, tanımlama ve önlem alma yöntemlerini öğrenmişler. Sonra da, bir Vali Yardımcısı’nın da katıldığı törenle sertifikalarını almışlar.
Eğitim, güzel. Yerinde, kesinlikle olmalı da...Ne bileyim işte...Hani “<ı>edepsizlikı>” etmek de istemem ama insanın aklına “<ı>yahu arkadaş, bir valilik bünyesinde, bu valilik ülkenin üçüncü büyük kentinin valiliği de olsa, tam otuz iki tane makam şoförü nasıl istihdam edilebilir?ı>” diye de gelmeden olmuyor inanın.
Tam 32 (yazıyla otuz iki) tane makam şoförü. Üç aşağı beş yukarı bir o kadar da makam aracı. Vay gülüm vay...
Hadi biz onlar kadar olamayız. Ama yine de insaf be babacan!
Kimler mi? Hani şu aralarına girelim diye atmadığımız takla bırakmadığımız AB ülkelerinden bahsediyorum canım. Özellikle de dünya milli gelir, gelir dağımı adaleti ve sosyal adalet konularında (bu arada, bir cümle içinde ne kadar –adalet- kelimesi kullandım değil mi, enteresan!) liste başlarını kimselere kaptırmayan, insanların insan gibi yaşadıkları Kuzey Avrupa ülkelerinden söz ediyorum.
Hani Başbakanlarına, bakan eşlerine, parlamenter çocuklarına trafik cezalarının kesilebildiği; en üst düzey devlet yöneticilerinin bile işlerine bisikletleriyle gidebildiği; ağamsın, paşamsın, büyüksün riyakar yağcılıklarının para etmediği; ülke liderlerinin, makam aracı olarak kendi markalarından araçlar kullandığı; “<ı>sen benim kim olduğumu biliyor musunı>” gibi az gelişmişliğin ve sosyal bilinçsizliğin bayraklaştığı soru cümlelerinin belki de hiç kurulmadığı “gavur” memleketler canım.
Hayallerimin şehri, güzel ve nazlı İzmir...Ben senin sadece ve sadece neyine vurgunum biliyor musun? İnsanın, otuz iki dişini göstere göstere güldürebilen mutluluk ve yaşam enerjine. Gerisi teferruat, gerisi geride kalsın. Otuz iki kısım tekmili birden, hem de...
@ Tüm İzmir yazılarım için: http://blog.milliyet.com.tr/Arsiv.aspx?UyeNo=472576&KategoriNo=114
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
