İzmir yine İzmirliğini gösterdi…

İnatlaşmadan, kavga etmeden ama kararlılığını ortaya koyarak. Bilenler bilir, 90 yıldır gelenek olmuştur. 9 Eylül günü atlı birlik İzmir’e girer, valilik önüne gelir ve vilayete bayrak merasimle çekilir. Türk ordusuna, Türk bayrağına takıntılı olanların bazen sinsice, bazen açık yaptıkları planların bir sonucu da bu hafta valiliğin yaptığı açıklamada bayrak çekmenin olmadığı biçiminde yansımıştı. Tabii ki, bayrak töreni yoksa temsili ordu birliği olan atlı birliğe de gerek kalmayacaktı.

Bayrağımıza, ordumuza bu kadar düşman bir zihniyetten tabii ki böyle adımlar beklenirdi. Muhtemelen ilerde daha sertleri de gelecektir. Ama İzmir dimdik ayakta duracaktır.

9 Eylül sadece İzmir’in kurtuluşu değildir. Anadolu’daki son düşmanın da kovulması demektir. Bu anlamda baktığımızda Anadolu’nun kurtuluş günüdür. Bu günü sadece İzmirliler değil, adının Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma olmasındaki sırrı bilen her vatandaşın kutlaması gerekir. 15/ Mayıs/ 1919 da Hasan Tahsin’in ilk kurşunu ile başlayan mücadele 9/Eylül / 1922 günü ordumuzun İzmir’e girip vilayet binasındaki Yunan bayrağını indirip Ayyıldızlı bayrağımızı dikmesi ile bir anlamda bitmiştir. İşte atlı birliklerimizin temsili olarak şehre girmesi ve vilayet binasına bayrak çekilmesinin anlamı budur.

Yunanlılar İzmir’e girip önüne gelen herkesi öldürmeye, camiye doldurdukları kadınlarımıza toplu tecavüze başladıklarında Osmanlı padişahı onların dost, direnmeye çalışan Türklerin de düşman olduğunu bildiriyordu. Şeyhülislam, işgal kuvvetlerini kutsarken, kahraman Türk direnişçilerini çapulculukla suçluyor, katledilmelerini isteyen fetvalar veriyordu. Osmanlı torunu olmakla övünenlerin bu açıdan da bakıldığında ordu ve bayrak takıntısını anlamak mümkündür.

Türk ordusunun kazandığı bu müthiş zaferi taçlandıran İzmir’e girişinden bir gün önce, yani 8 Eylülde Yörük Ali efe birliği ile İzmir’e gelmiş ama ordumuza duyduğu saygıdan ötürü girmeyerek beklemiştir. Tabii böyle bir saygıyı kendini ülkenin pazarlamacısı ilan edenlerden beklemek biraz saflık olacaktır. Ancak, bu kararlılığımızı sadece İzmir olarak değil, tüm ülke olarak ve her an göstermezsek, istiklal savaşı öncesine döneceğimiz günlerin hiç de uzak olmadığını düşünüyorum.

İzmir 2012-09-09