Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '22

 
Kategori
Edebiyat
 

James Joyce

Yazıma Profesör Nami Başer'in Psikoz Yorumcusu Olarak Lacan başlıklı konferansından bir alıntı yaparak başlayacağım. 
 
"Seminerlerinden birinin yayınlanması sırasında kaleme aldığı bir açıklamasında Lacan, benim yazılarımı alanların bir zorlukla karşılaştığı söyleniyor. Pek o kadar okunacak bir şey bulamıyorlarmış. Bunda şaşılacak bir şey yok. Çünkü James Joyce'tan bu yana okunmak için yazılmıyor." 
 
Sayın Nami Başer konuşmasına Lacan'ın bu sözleriyle başladığı gibi ben de aynı şeyi yapmış olayım. Ancak Joyce'a başlamadan önce bir açıklama daha yapmak istiyorum. Akıl, akıl dışı zannedilen şeylerde de kendini gerçekleştirmek
ten keyif alır. Bu insan zekâsının diyalektik düşünmeye yönelik bir özelliğinden kaynaklanmak
tadır. Bu yüzden akıl akıl dışı olarak kabul ettiğimiz şeylerde de kendisini gösterir. İşte Bu bağlamda Joyce okunmamak için yazdığını ispat edercesine yazılar yazmıştır. Örneğin son eseri Finnegans Wake'i yazarken 18 dil kullanmıştır. Finnegan Uyanması diye Türkçeye çevrilen Finnegans Wake; konusu olmayan, kelime oyunlarından oluşan bir metindir. 
 
Kafka'ya bakacak olursak, onun romanlarında kültürel göndermeler yoktur. Onun olayları saçmadır. Romanlarında sanki bilmeden saçmalıyormuş hissi uyandırır. Okuyucu haklıdır. Çünkü Kafka saçma şeyşer yazabilmektedir. Ama James Joyce'un romanlarında saçma şeyler yoktur. O göndermeler yapar. Örneğin Ulysses adlı eserinde tüm dünya tarihine göndermeler yapmıştır. O tarihi bilgilerden mahrum olan kişi göndermeyi fark etmez; çünkü roman'ın kendi içinde bir bütünlüğü vardır. Koca bir kitap bir günü anlatır. Ama gönderme yapılan tarihi olaylar hakkında bilgisi olan kişi bir şaheser ile karşı karşıya olduğunu hemen fark eder. Kafka'nın yazarken saçmalığı seçmiş olması Tevrat'tça olan takıntısından kaynaklanır. Çünkü Tevrat'ta da saçma sapan şeyler vardır. Örneğin Tanrı İbrahim'den oğlunu kurban etmesini istemektedir. Kafka tevrat'tan çok etkilenmiştir. Yahudilerin batı toplumlarındaki sıkışmışlığını, biraz da marazi bir içerik kullanmak suretiyle eserlerine yansıtır. Ama sanatının yüceliği bu saçmalıklara bir anlam ve değer katar. 
 
Joyce ise anlamsızı, ancak anlamlı olan bir şeyin içinden ortaya çıkarır.
 
A. Güreşçioğlu
 
Toplam blog
: 164
: 710
Kayıt tarihi
: 13.09.06
 
 

1956 yılında doğmuşum. Tanrı Bilimi Eğitimi aldım. 78 kuşağından olmanın verdiği şevkle olsa gerek;..