Janusz Szprot'a Veda

Janusz Szprot; Polonyalı piyanist, besteci, aranjör, eğitimci, müzikolog... Bu sabaha karşı hayata gözlerini yummuş... Çok çok üzgünüm...

Caz’ı kendi içimde doya doya, içime çeke çeke, kulaklarım alabildiğince, hücrelerime kadar tadına vara vara sevdiysem, onun katkısı çok büyük. Sibel Köse, Kamil Erdem, Yahya Dai, Tuna Ötenel ile birlikte Janusz Szprot’u dinlemek… Blues dinlemek ondan… “Blues’suz caz, nefessiz hayat gibidir” diye bir sözü var. Ne güzel söylemiş… En çok da Ankara'da Tenedos’ta daimi dostumla gözlerimizi kapatarak ya da gözlerimizi her bir nüansa tanık olmak için aça aça dinlediğimiz… Kuşadası'nda Üç Boğa - Caz Bar’da en tazecik genç halimle kaç sene bıkmadan… Sonra İstanbul, Nardis ve dahası… Ne şanslı bir kuşağız!... İyi ki onu tanımışım, iyi ki müziğine tanık olmuşum. Yıllar sonra da Polonezköy, oğluma ninni oldu… İyi ki var olmuş… Katkıları için şükran duyuyorum. Hem de bilmeden...

Bir müzik insanı, insanın yaşamında bir devri başlatabilir ve yine aynı şekilde bir devri bitirebilir. O benim hayatımda kendim olmam, kendimi tanımam, kendimi farketmem için müziğiyle şahane bir araç oldu; sadece ve sadece kendi müziğini yaparken üstelik… Herkesin ortak popülarite paydasında olmadan da var olmanın nasıl hafif bir his olduğunu anlayarak ve özümseyerek yaşamımın bir devri başladı o bilmeden… Şimdi ise onunla bir devir kapanıyor benim için. Geçmişle bağı koparıp yeni sayfalar açarken, deneyim ve donanımın katkılarını sevgiyle kabul ederek, geçmişin aynı tanımlarını aramayı bırakıyorum. Yaşamdan tam da aynı hisleri aramayı bırakıyorum. Fabrika ayarlarına dönüyorum. En katıksız, tanımsız, keşkesiz, an içinde olanı ve geleni kabul ederek, değişimi kucaklayarak ve dönüşüme izin vererek, tam da şu anın hissini tadarak… Kendine ve bu dünyaya olabilecek en iyi hal ile katkı olarak, buna hizmet etmeyen bütün yüklere eyvallah diyerek…

Acaba başka kimler için bir devrin başlamasına veya bitirmesine katkı oldu… Sweet Polish Dreams ile uğurlar olsun büyük usta… ve Good Morning Blues ile…