Japon imparatoru ve eşinin ellinci evlilik yıldönümleri

Şimdiki Japon İmparatorun TANRI olarak kabul edildiği yıllar babasının ve dedesinin döneminde imiş. "İMPARATORUM ÇOK YAŞA " deyip kamikaze yapanlar da eskilerde kaldı.

İlkokulda öğretmen ne olacağını sormuş her çocuğa. Sıra şimdiki imparatora gelince "Elim kolum bağlı. Babamın ardından imparatorluğu sürdürmek zorundayım." demiş. Ama geleneği bozacak davranışı başlatmış halktan birini kendine eş seçerek... Oğulları da onun yolunda kendi eşlerini imparatorluk ailesi dışından seçtiler.

Eskiden çocuklar doğduktan sonra aileden ayrı büyütülürlermiş. Ancak imparator kendi çocuklarını kendilerinden ayrı büyütmemişler. Sevdiği biri ile evlenmenin önemini vurguluyordu gazetedeki yorumunda.

Zaman zaman televizyonda konuşur. Tek tek herkesin anlayacağı kolay kelimelerle halktan biri gibi. Hanımı da öyle. Evliliklerine karşı yapılan eleştiriler zaman zaman özellikle eşinin sağlığı bozuldu ama hep koruyucu oldu. Eşi de kendisine.

Babasının zamanında Çin ve Kore'ye karşı izlenen politikanın yarattığı sorunlar konusunda her iki hükümete de özürlerini bildirdi. Tarihten öğrenilecek çok şey olduğunu ve öğrenilecek çok şey olduğunu vurgulayan alçak gönüllü birisi.

Bir kez bir yabancı SHİNKANSEN denilen hızlı trene binmiş. Trende aynı kompartmanda insanların bir çiftin önünden geçerken saygı ile eğildiklerini görüp şaşırmış, hele o çiftin imparatorun oğlu ve eşi olduğunu duyunca daha da şaşırmış.

Savaş sonrası sadece sembolik olarak görev sürdüren imparatorun yasaları veto etme vs yetkisi yok.

Görüldüğü kadarı ile geleneklere bağlı bir yaşam sürdürüyorlar. Doğa ile içiçe yaşamayı seviyorlar. İlk oğlu dışında ikinci oğlu ve kızı botanik alanında eğitim gördüler ve ilginç olan kızları da halktan biri ile evlendi ve prenseslik ünvanını yitirdi.

Kendisinden sonra en büyük oğlunun imparator olacak. Ancak oğlunun erkek çocuğu olmayınca herkesi bir telaş aldı. Özellikle bu konuda muhafazakar olanları. Çünkü oğlunun kızının gelecekte imparatoriçe olması için yasa değişikliğine gidecekleri gün ikinci oğlunun hanımının bebek beklediği haberi gelince yasa değişikliği konuşulmaz oldu. Bebek oğlan olunca tahta çıkmada sırasını aldı bile.

Günlerin neler getireceği belli değil. İmparatorluğa karşı olanlar da var. Hiçbir fonksıyonları yokken vergilerden ayrılan payla yaşamlarını sürdüyor diyenler ve hatta hala Çin, Kore ve diğer ülkelere yayılma politikası izlediği için yıllar önce ölen babasına kızanlar ve o zamandan beri söylenegelen Japonya'nın MİLLİ MARŞI sırasında ayağa kalkmayanlar var. Ve bunu yapanların birçoğu eğitimciler.

Evliliklerinin ellinci yılında yaptığı konuşmada beni en çok etkileyen eşi ile birlikte olmanın onu her zaman mutlu ettiği ve eşinin gerek özel yaşamlarında gerek resmi görevlerinde en büyük desteği olduğu ve onunla gurur duyduğu söylemesi oldu.

Bir başka yorumu ise yaşanılan her günün önemli olduğu, yapabileceği şeyleri vakit geçirmeden yapmanın yapamayacağı şeyler için yaparım diyen insanlardan hoşlanmadığı idi.

Japonya' nın geçmişte savaş deneyiminin olduğunu bunun tekrarlamamasını gerektiği idi...

Geçmiş yıllardaki yorumları ile birleştirip yaptığı konuşmadan alınacak çok ders vardı, diye düşünüyorum.