Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '08

 
Kategori
Özel Günler
 

Japonlar Hiroşimaya , biz mc donaldsa

Japonlar Hiroşimaya , biz mc donaldsa
 

Günlerden 18 Mart. Çanakkale deniz savaşlarının zaferle sonuçlandığı gün. Öyle bir savaştır ki bu, hani kurtuluş savaşımızda Polatlıya kadar gelen ve Ankara’dan duyulan top sesleri misali neredeyse top sesleri İstanbul’dan duyulmuştur. Bu derece önemli bir savaştı yaşanılan. Yani kurtuluş savaşındaki gibi Türkün ateşle imtihanı diyebiliriz belkide. İşte bu ahval ve şerait altında muhteşem kuvvete haiz harici bedbahtlarımızı bertaraf etmiştir şanlı ordularımız.

Yıllardır Çanakkale’ye, şehitliklere gitmek istiyordum. Geçen sene bir fırsatını yaratıp gittik bütün ailece. Aslında amacım çocuklarımın bu küçük yaşlarda bu toprakları ve şehitlikleri görmesi idi. Ne mutlu ki amacıma ulaştım. Ailece bütün şehitlikleri elimizden geldiğince gezdik. Bol bol fotoğraf çektim ve kameraya aldım tabiî ki. Çok değişik bir ruh haline giriyor insan buraya gelince. Kitaplarda okuduğumuz Conk bayırı , Anzak Koyu sadece yazı değil, gördüğün, anladığın bir gerçek tamamen. Hani siperler, göğüs göğüse savaş diye okumakla oraları görmek gerçekten çok farklı.

Tabi orada yapılmış olan kitabeler ve anıtlarda cepheleri, savaşı, kahramanlıkları çok güzel anlatıyor. Ve bu savaş o kadar zorluklarla ve bedellerle kazanılmıştır ki her biri ayrı bir hikaye olan binlerce olay anlatılabilir savaşa dair sanırım. Ancak savaşın ruhunu anlayabilmek için kesinlikle oraları görmek gerekir bence. Savaşta en büyük şansımız Atatürk ve yüksekte olma avantajıdır bence. Eğer düşman yaptığı çıkartmalardan birisinde bile eğer yükseklik avantajını elde edebilmiş olsaydı bence bu savaşı kazanamazdık. Hani Atatürk’ün birliklerinin istirahat ettiği esnada 10 dakika yürüyüş mesafesinde dağılmış kaçan askerleri olduğu yerde durdurup düşmanı engellemiş ve bu da savaşın kader anı olmuştur diye okumuşuzdur ya, işte orayı görseniz bir daha aklınızdan çıkmaz orası ve o an. İşte insanların , toplumların kaderlerinde derler ya anlık bir gaflet, delalet felaketlere sebep olabilir diye, Atatürk o an orada olmasaydı ne gaflet ne de delalet içinde olurdu. İşte Sarı Paşa cephenin neresinde ölümün pençesinde dolaşırken belkide farkında olmadan bu toplumun kaderini çizmiştir.

Japonlar okul çağına gelen çocuklarını önce Hiroşima ve Nagasaki’ye götürüp o bilinçle evlatlarını yetiştiriyorlar. Bence bizde evlatlarımızı küçük yaşta Çanakkale’ye getirip anlatmalıyız bu ülkenin nasıl kurulduğunu. Görsün çocuklarımız emperyalizm dediğimiz tek dişi kalmış canavar nasıl saldırmış yurdumuza. Tabi bu arada ak sakallı dedelerden, düşmanın gözüne perde indiren ermişlerden, üfürüğüyle gemileri bir birine çarpıştıran alimlerden bahsedenler olabilir. Hatta bunu ‘güzide’ bir belediyemizin hazırladığı broşürde okumuş olabilirsiniz. Ve hatta bu ‘güzide’ belediyemizin hazırlattığı Çanakkale çizgi filminde Atatürk’ün ismi bir kez bile geçmemiş olabilir. Varsın olsun. Paranın bile sahte olup olmadığını anlamak için Atatürk var mı diye bakmak gerekir. Kıssadan hisse, anlayana. 250 Bin şehidi bir kenara bırakıp hocalara bağlayanlara ben bir şey demiyorum. Şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Dilerim rahat uyuyorlardır. Benim kalbimde yatıyorlar, umarım sizinde kalbinizde yatıyorlardır.

 
Toplam blog
: 166
: 1969
Kayıt tarihi
: 30.09.06
 
 

Sıcak bir Ankara yazında, 1975 yılında doğmuşum. İlk gençliğim Ankarada geçti. Üniversite yılları..