Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '12

 
Kategori
Mizah
 

Japonya'da "sarılma evleri" açılmış!?

Aşk yok, seks yok, gönül ilişkisi yok, sadece sarılıp da uyumak ve rahatlamak varmış!..

Evet, inanmayacaksınız ama, bunu da Japonlar başlattılar!..

Her ziyaretin saati 35 ile 37 dolar arasında değişiyor. Başınızı, partnerinizin neresine koyacağınıza göre, saat başı fiyatları da artıyor: Göbeğine, göğsüne, baldırına, boynuna, poposuna… gibi…

Bayan müşteriler için erkek görevliler, erkek müşteriler için de çeşit çeşit bayan görevliler mevcut: Ba ba baaa... Kadın kadına, erkek erkeğe de var; esmer, sarışın, zayıf, şişman, kısa, uzun, (bu ilkel kulunuzun tepkisidir) "abi ohaaa yahu!…"

Burası bir rehabilitasyon merkezi gibi çalışıyor. Dediğimiz gibi aşk, meşk, seks, ilişki yok!.. Tabii ki, Japonlar eğitimli insanlar. Herkes, odaların her köşesinin küçük kameralarla saniye saniye gözetlenip, kayda alındığını bilerek buralara geliyorlar, günlük yoğun iş yorgunluklarını üzerlerinden atıp, rahatlayıp gidiyorlar…

Bize de; “Adamlar yapıyorlar yahu, helâl olsun!” demekten gayri, başka bir şey söylemek kalmıyor. Tabii, yine tuhafımıza gidiyor, bu tür çağdaş rehabilitasyonun yararlarına inanmakta güçlük çekiyoruz! İlk aklımıza gelen de; “Ulan ateş ile barut aynı yatakta durur mu be, ilk fırsatta patlama olur, tövbe tövbe yahu!..” diye düşünmek oluyor.

Zati bu yazının yazılma nedeni de, bunları yazan bu dallamanın da sizden farklı düşünmediği içindir! Adamlar kuzu gibi gelip gidiyorlarmış, inanılır gibi değil bilader!..

Hani övünmek gibi olmasın ama; bizler yıllar önce “Ahmet Tarık Tekçe, Tecavüzcü Coşkun, Sütçü Süheyl, Nuri Alço…” abilerimiz gibi, Türk filmlerindeki tecavüz kahramanlarından çok dersler almış bir nesiliz!.. Böyle bir “Sarılma Evi”nde kim tutar bizleri!? Yemin olsun, ateşle barutu orada patlatmadan, belimizden sekiz öküzle çekseniz bile, alimallah o hatunların yanından bizleri kimseler ayıramaz!..

Efendim, odalar kameralarla gözetleniyormuş da filân… Dünyanın her yerinde koca koca şehirler de mobese kameralarla gözetleniyor, suç işleyenler duruyor mu? Haber saatlerinde bu görüntülerdeki suçlu ve suçlardan ortalık geçilmiyor. Ya ne oluyor? Sadece kayda alınmış oluyor, suçluların tespiti ve yakalanması kolaylaşmış oluyor, hepsi bu… Suç bitmiyor ki!..

Düşünüyorum da; bu “Sarılma Evleri” buralarda da açılmış olsa, oralara sadece iş yorgunu insanlarımız gider de, kuzu kuzu geri dönerler mi sanıyorsunuz?

Yaz ayları geldiğinde sahillerimizin halini görmüyor musunuz? Yıl 2012 ve hâlâ deniz kenarındaki kumlarda güneşlenen kadınların başında halka olmuş, ellerini arkada bağlamış, kıçında ucuzluk don, yüzü güneş yanığı ve diş fırçasının aylarca giremediği o ağızlardan suları akan ilkel dallamalara hâlâ rastlıyoruz… Tenha ve karanlık sokaklarda, genç ve güzel bir kadının, bugün bile rahat yürüyebildiğini görenimiz var mı?

7 Kasım 2012 tarihinde Bülent Ecevit Üniversitesi’ndeki bir toplantıda, Zonguldak Cumhuriyet Savcısı sayın Veli San açıkladı ve: “Ülkemizdeki cinsel saldırı suçları 2002 yılında ‘8.146’ iken, bu rakam 2011 yılında ‘32.988’e yükseldi ve ‘Yüzde/ 400’ artış gösterdi” dedi… İnsanlarımızın bu üstün başarısına (!) "Maşallah!" deme lüksümüz var mı?

Reklâm panolarındaki alımlı mankenlerin resimleri önünde saatlerce hayaller kuran, kalabalık belediye otobüslerinde sürtündüğü bir kadından bile etkilenen erkek milletimiz, böyle “Sarılma Evleri”nde neler yapar, düşünmek bile istemiyorum…

Hiç hayal kurmamıza bile gerek yok aslında… Asgarî ücretin 800 lira olduğu, işsizliğin tavan yaptığı böyle bir ülkede, zati ne bu parayı o evlere biz verebiliriz, ne de Japonlar gibi “iş yorgunluğu” çekiyoruz… Bizim neyimize bu Sarılma Evleri? Elhamdülillah, iktidardaki büyüklerimiz sayesinde 365 gün zati ‘dinleniyoruz’ ya, bizim nemize gerek bu dinlenme seansları

İyisi mi biz almayalım, Japon dostlarımıza hayırlı olsun bu ‘Sarılma Evleri’!.. Oranın müdavimleri olan yorgun kardeşlerimize geçmiş olsun diyor; çalışanlarına hayırlı işler, bol kazançlar diliyoruz… Bravo, adamlar her zaman bi şeyler buluyor ve yapıyorlar yahu!…

Sakin KOŞAR…  

 
Toplam blog
: 191
: 753
Kayıt tarihi
: 09.08.08
 
 

16/07/1951 Bozüyük / Yatağan / Muğla doğumlu, 1970 Isparta - Gönen mezunu, 1986 Anadolu Üniversit..