Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '10

 
Kategori
Üniversiteler
 

Jeoloji Mühendisi Oğushan Yılmaz ile KPSS üzerine söyleşimiz

JEOLOJİ MÜHENDİSİ HEMŞERİMİZ OĞUZHAN YILMAZ “ GELİŞİM ÇOK KİTAP OKUMAKTAN GEÇER”

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız ?

O YILMAZ -Öncelikle benimle bu röportajı yaptığınız için çok teşekkür ederim. 1987 yılı Tokat/Merkez doğumluyum, benden büyük bir kız kardeşim ve benden küçük bir erkek kardeşim var yani ortanca çocuğum; bir makalede okumuştum ortanca çocuklar ailelerinden ne büyük çocuk ilgisini ne de küçük çocuk şefkatini göremedikleri için şanssız sayılırlarmış, kardeşlerimle fazla bir yaş farkımız olmadığı için bu tespite uymayan şanslı insanlardan sayılabilirim. İlköğretim eğitimimi Tokat İbn-i Kemal İ.Ö.O.’nda tamamladım, 2001 yılında Tokat Atatürk Lisesi’ne kayıt oldum, bölüm tercihimi sayısal alandan yana kullandım ve 2004 yılında mezun oldum. Liseyi bitirdiğim sene üniversite sınavını kazandım ve DEÜ-Jeoloji Mühendisliği bölümünü tercih ettim. DEÜ’de bir yıl İngilizce hazırlık eğitimi aldıktan sonra bölümüme geçtim ve 2009 yılında mezun oldum. Lisans eğitimimden sonra Çankırı-Şabanözü İlçesinde kısa dönem J.Er olarak askerlik vazifemi ifa ettim.

SORU-Neden Jeoloji? Tercih etmeden önceki ve şimdiki duygularınız arasında ne fark var?

O. YILMAZ-Aslında ilk tercihlerim arasında veteriner hekimlik sonraki tercihlerimde yer bilimleri yer almaktaydı, puanların artış göstermesinden dolayı veteriner hekimliğe giremedim ama üzülmedim çünkü Jeoloji benim ilgi alanım içindeydi, yeryüzünden yeraltına geçiş yapacaktım, keyifli olacağına inandım.

Tercih yapmadan önce Jeoloji’nin bu kadar zor olacağını tahmin edememiştim, şimdiki duygularımla o gün hissettiklerim arasında fazla bir fark yok, bugün yeniden bir tercih hakkım olsa jeoloji yine listemde olurdu.

SORUAnne ve babanız ne iş yapar? Kardeşleriniz nerede okur? Onların çabalarınıza bakış açısı nedir?

O YILMAZ- Annem lise mezunu bir ev hanımı, babam emekli memur, emekli olduktan sonra Önlisans-Muhasebe bölümünü bitirdi, kendi hallerinde insanlar.

-Ablam bu yıl doktor oldu, küçük kardeşim ise üniversiteye hazırlanıyor.

-Anadolu kadını biraz tezcanlıdır benim annemde öyle. Hemen iş-güç sahibi olmamı istiyor ama kolay değil. Ailemin her daim bana destek olduklarını biliyorum. İnanıyorum ki çabalarımız boşa gitmeyecek.

SORU-Kitap okumakta mısınız? Kitap okumak neler kazandırdı size?

O YILMAZ- Gayet tabii…Şu an Yavuz Bülent BAKİLER hocamızın ‘’Gidenlerin Ardından’’isimli eserini okuyorum. Kitap okumayı, şiir yorumlamayı çok sevdiğimi biliyorsunuz, sizinle tanışmamız kitaplar sayesinde oldu demek ki kitaplar insana unutulmaz dostlar, ağabeyler kazandırabiliyor. Kitap okumak benim için bir tiryakilik, kitaplar benim krallığım asılacak, kesilecek, tartışılacak her şeyi krallığımda hallediyorum… Başta ifade ettiğim gibi kitaplar insanların tanışmalarına vesile oluyor bizlere dostlar kazandırıyor ve size dostlarınızla konuşabileceğiniz zengin bir Türkçe kazandırıyor ve hepsinden önemlisi bakış ufkunuzu genişletiyor adeta sizi sonsuzluğa açıyor… Zaten yaşamamızın gayesi de sonsuzluğa ulaşmak değil mi?

SORU-Arkadaş seçiminde nelere dikkat edersiniz? Doğru arkadaş ne demektir? Ne kazandırır?

O YILMAZ-Çocukluğumuzdan beri hep söylenmiştir: Kitap en iyi arkadaştır. Evet çok doğru bir tespit çünkü bir kitap her zaman yanınızdadır iyi günde, kötü günde…Kitaplar sizin kıyafetlerinizle, makyajınızla, ayakkabınızın eskiliğiyle, düşüncelerinizle asla dalga geçmez, sizi birilerinin yanında hor-hakir görmez aksine size hep destek olur… Arkadaş seçimi de kitap seçimi gibidir eğer severseniz bir kitabı derinine inersiniz yok eğer sevmezseniz tozlu raflara onu mahkum edersiniz, arkadaş seçiminde duygusal frekanslara dikkat ederim, frekansımız uyuşuyorsa problem yok... Unutulması gereken insanları unutmaya çalışıyorum işte ondan dolayıdır ki bağrım Karacaahmet Mezarlığı gibi….Genç arkadaşlarıma söylüyorum: Herkesi sevin ama herkese inanmayın, sizi sürekli üzen insanlara fırsat vermeyin, ’’yeni tur yeni şans’’sözünü asla unutmayın bir de sizi seven insanlara vefayı… Ne güzel söyler şair’’…Dağ o dur ki üzerinde kar olur/Bülbül o dur ki ötüşünde bir mana, ah-ü zar olur/Dost o dur ki dar gününde yar olur/Geniş günde düşman bile yar olur…’’Zannediyorum bu şiir doğru arkadaş tasvirini özetliyor…Doğru arkadaş bir kasa elma içindeki sağlam elmadır ve o size hayatın lezzetini aldırır.

SORU- )Üniversite kazanmadan önce ve şimdiki duygularınız arasında ne fark var?

O YILMAZ- Her yaşta insanın farklı duyguları kendini hissettiriyor, o yıllarda daha düşsel öğelere zihnimde yer verirken artık tamamen gerçekçi düşünmek zorunda olduğum kanaatindeyim… Yılların ve cemiyetin duygularımı değiştirdiği yadsınamaz bir gerçek.

SORU-KPSS sistemini nasıl buluyorsunuz? Alternatif öneriniz nedir?

O YILMAZ- KPSS sistemini kesinlikle iyi bulmuyorum, bu düşüncem şu son dönemdeki KPSS sorularının çalınmasıyla ve benim bu sene sınava girmemin de etkisiyle kapanmaz bir yara haline geldi… Ben farklı bölümlerden üniversite mezunlarının aynı sınava girmeye mecbur bırakıldıkları, iki saat gibi bir zaman mefhumuna istikballerini sığdırmaya çalıştıkları, soruları birileri tarafından çalınabilen, gencecik üniversite mezunlarını birbirine düşman eden bir karmaşaya bir avutmaya karşıyım.

Sınava girmeye gerek kalmadan, üniversite öğrencileri daha eğitim safhasında iken başarı izlenimlerine bakılarak, istedikleri dalda iş bulabilecekleri bir sistemin özlemini duyuyorum.

SORU- Okul hayatınız boyunca ‘’Keşke yapsaydım ‘’ veya ‘’Keşke yapmasaydım’’dediğiniz oldu mu? Varsa neler?

O YILMAZ-Yurt dışında en azından yarım dönem bile olsa kalıp hem dilimi hem de dış dünyaya bakış vizyonumu ilerletmeyi çok isterdim, şimdilik sadece aklıma bu geliyor.

SORU -Yeni LYS-YGS üniversite giriş sistemi nasıl sizce?

O YILMAZ- Küçük kardeşimden dolayı LYS ve YGS sistemini tanıdım, ben üniversite sınavına girdiğimdeki sistemin daha iyi olduğu kanaatindeyim, istenildiğinde Anadolu’da her şeyin Batı’dan daha iyi olacağına inanıyorum, pek çok şeyin Batı’ya endeksli olduğu ülkemizde keşke eğitim sistemimiz Batı’ya benzetilse de her öğrenci yatkın olduğu alanlarda sınav koşulu olmadan eğitim alabilse ve mutlu yarınların kurucuları gençlerimiz derbeder nesillere dönüşmeseler.

SORU-) GOP Üniversitesi’nin gelişimi için neler önerirsiniz?

O YILMAZ- Tokatlı birisi olarak ilimizde GOP Üniversitesi’nin bulunmasından mutluyum, bildiğim kadarıyla pek çok alanda faaliyet gösteriliyor, daha farklı bölümlerin üniversiteye kazandırılması gelişim için şart çünkü farklı şehirlerden farklı bölümler için gelen öğrenciler ve öğretim görevlileri üniversiteyi zinde tutacaklardır.

Üniversite binaları kampüs dışına çıkarılmamalı bu sayede kampüs kültürü yaşatılmalı, öğrencilerin yurt (barınma) hizmetleri üniversite tarafından elden geldiğince karşılanmaya çalışılmalı, öğrenciler için sosyal tesisler ve öğrenci köyleri inşa edilmeli, kampüs alanı daha modern hale getirilerek öğrencilere üniversite ruhu yaşatılmalı diye düşünüyorum.

Bilimsel anlamda diğer üniversitelerin programları örneğin; yurtdışı Erasmus programları vb programlar uygulanmalı diye düşünüyorum ve bu düşüncelerimin öğretim elemanları tarafından dile getirileceğine inanıyorum.

SORU- Başka neler anlatacaksınız?

O YILMAZ- Buradan bilhassa genç arkadaşlarıma hatırlatmak istediğim, söylemek istediğim bir husus var: Dil yani Türkçe bizim varlık sebebimizdir, bu bakımdan biz millet olarak ayakta durabilmemiz için çok zengin bir Türkçe ile konuşmak mecburiyetindeyiz. Batı dünyası dilin insan hayatındaki önemini dil politikalarına yansıtmışlardır, Batı dünyasında çocukların iyi bir seviyede yetişmesi için ders kitaplarının 71 bin kelimeyle yazıldığını, bu sayının Japonya'da 44 bin, İtalya 'da 32 bin, Türkiye'de ise sadece 6–7 bin civarında olduğunu unutmayalım. Çocukların, bu sayının yalnızca yüzde 10'u ile konuştuklarını ve tek çıkış yolunun kitap okumak olduğunu asla aklımızdan çıkarmayalım. ''İnsanın parası ne kadar çoksa ihtiyaçlarını o kadar rahat görür, insanın hafızasındaki kelimeler ne kadar çoksa o ölçüde başarılı olur. Ama hafızasında az kelime bulunanlar, hem birtakım eserleri okuyamazlar, okusalar da anlayamazlar. Namık Kemal'in ''İnsanın bildiği kelimeler zekasıyla eşdeğerdir'' sözünü hatırlatıyor ve tüm genç arkadaşlarıma kitap okumalarını tavsiye ediyorum aksi takdirde hem kendilerine yazık etmiş olurlar hem de milletimiz onların şahsından faydalanamamış olur… Şimdilik söyleyeceklerim bundan ibaret.

Teşekkür ediyor, her şeyin gönlünüzce olmasını diliyorum.


Jeo.Müh.U.Oğuzhan YILMAZ

Röportaj . TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..