Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Jerry Maguire'nin manifesto'su :" Daha az müşteriye daha iyi hizmet!"

Kim bilir kaç arkadaşım bir Hollywood filmi ile ilgili düşün dünyamıza hitab etmeğe çalışan bir makale mi yazılır diye beni eleştirecektir ancak 1996'yılında yayınlandığından bu yana çok insanın düşünce ve bakış açılarını değiştiren bir yapım olageldi Jerry Maguire. Cameron Crowe bu yapım ile kendini bile aştı. (http://www.imdb.com/name/nm0001081/). 

Jerry daha fazla müşteri daha fazla gelir demektir mantığı ile hareket eden kapitalist düzenin bir parçası olmuş bir sporcu menejerlik şirketinin en önemli elemanıdır. Öyle ki bu şirketin bu kadar büyümesi onun eseridir. Sürekli bir kaç telefona bir anda cevap vermektedir. 

Bir sabah uyanır. Hayatının anlamsızlaşmaya başladığını fakeder. Çünkü çok müşteri ve para vardır ama kendisi verdiği hizmetten memnun değildir. Şunu farketmiştir : kazanılan paranın çokluğundan ziyade niteliği önemlidir. O da manifestosunu yazar :" Daha az müşteriye daha iyi hizmet!". Hizmet ettiği insanlara bir insan gibi davranmak onları bir meta olarak görmekten vazgeçmek. Bu Jerry'e işini kaybettirmiştir ama aslında kendini bir insan gibi görme fırsatını vermiştir. İçine dönme ve korkuları ile yüzleşme sürecidir bu onun için. Gerçekten de bu korkular aslında lunaparklardaki korku tünelleri gibidir. Bunun sadece bir oyun ve eğlence olduğunu bilirsiniz hatta bunun için para ödersiniz. Gerçekten tünelden çıktığınızda sadece hoşça vakit geçirmiş olursunuz. Konsantre olmak engelleri bu korku tünellerinin sahte detayları olarak görmek insanın iç bütünlüğünün temelidir. 

Ölümsüz kalıcı eserler bırakan insanlar hep böyledir. Ludwig van Beethoven büyük bir müzisyen olmak için çok insana gerekli olan kulağından yoksundu. Ama bu durum kendisini müziğin mihenk taşlarından biri yapmaktan alı koyamadı. Çünkü O ayrı bir frekansın insanı idi. Onu anlayabilmek onun frekanslarında dolaşabilmekten geçiyor. Sağır bir insanın kulağı ile değil yüreği ile hissetmesi meselesidir bu. Stephen Hawking (http://tr.wikipedia.org/wiki/Stephen_Hawking) milyonlarca insanı etkileyen kainatin düzeni ile ilgili yazdığı makale ve kitaplarla diğer bir örnektir. Bir engelli olması kendisini engellememiştir. Stephen Hawking ayrıca yazdığı çocuk kitaplarıyla çocukları etkileyip onları evrenbilime yanaştırmıştır. Yazdığı kitaplar çocukların hayal dünyasını da genişletmiştir. Çok soru soran zihinleri olan çocukları ikna edebilmek sadece kavramış beyinlerin işidir.  

İşte bir çok insanın anlayamadığı ya da anlamak istemediği nokta sonucun değil sürecin, miktarın değil niteliğin ve onlara hissettirdiklerinin öncelikli olması gerektiği gerçeğidir. Bu nüansı kavrayanlar para ile oyuncak gibi oynarlar. İstedikleri zaman istedikleri kadar para kazanırlar. Para onları değil, onlar parayi yönetirler. Hawking canı istediği zaman istediği kadar para kazanmıştır. "Kitapları, 40 dile çevrilmiş; bu evrenle ilgili çılgın teorik bilgilerini popüler hale getirmek için gereken maddi bağımsızlığı sağlamış ve Cambridge Üniversitesi'ndeki uygulamalı matematik ve teorik fizik laboratuvarını geliştirmesine fırsat vermiştir./Vikipedi" 

Olabildiğince profesyonel olmaya çalıştığı ve para kazandığı halde işinden mutsuz olan insanların ilacı olan bu düşünce aslında asırlarca iyi ile kötünün devam edegelen mücadelesinin gün yüzüne çıkmış yansımalarından biridir sadece : yoğuşuk ve içten hizmet düşüncesi. 

 
Toplam blog
: 2
: 384
Kayıt tarihi
: 21.05.11
 
 

1972 yılında Erzurum'da doğdum. 1993 yılında ODTÜ gıda mühendisliği mezunuyum. 1998 yılında Marmara ..