Ve üçü de aynı kanalla, yani TV8'le çalışıyorlar.
Jess Molho, hafta iç her gün Aramızda Kalmasın programını sunuyor.
Yorumcuları her sene değişse de, o olduğu yerde kalmayı başardı.
Sıcak ve içten.
Programı sunarken, nasıl yapıyor bilmiyorum ama televizyonun o soğuk camını aşıp sanki evlerin oturma odalarına ışınlanıyor.
Mahalleden, apartmandan tanıdık biri gibi.
Hani olmayacak bir şey söylese bile "haklısın" dedirtebilecek cinsten bir yeteneğe sahip.
Hoş, öyle olmadık bir şey söyleyecek bir adam da değil.
Hayata ve aileye bakış açısı, bu fikirlerini zaman zaman dile getiriş şekli, onun çok farklı yaş grupları tarafından sevilmesini sağlıyor.
Ayrıca TV8'in olmazsa olmazı haline geldi.
O Ses Türkiye'ye Acun Ilıcalı programı nedeniyle katılamaz.
Jess Molho sunar.
Göz 6 başlar.
Jess Molho sunar...
Sözün özü onun için TV8'in jokeri de denilebilir.
Gelelim Öykü Serter'e...
Production House tarafından TV8'e yapılan İşte Benim Stilim'i sunuyor.
Ama o da tıpkı Jess gibi, Göz 6 olur, onu sunar.
Rising Star olur, onu da sunar.
Fenomen başlar, onu da sunar.
Her birini, aynı anda yönetecek güce ve enerjiye de sahip.
Canlı yayın esnasında, ben daha takıldığını görmedim.
Acayip bir hitap yeteneği var.
Metinlerini kendi yazıyor.
Kontrol ve serinkanlılıkta zirve olduğu net bilgi.
Onun için mesafeli ve soğuk diyenler var.
Evet, biraz mesafeli olduğu doğru ama özellikle son sezon İşte Benim Stilim'i izlediyseniz, Öykü Serter'in eğlenceli ve komik hallerini de görmüş olmalısınız.
Ve Alp Kırşan...
Biz onu önce oyuncu olarak tanıdık.
Sonra açken bambaşka birine dönüştüğünü Survivor'da gördük.
Nefes alıyor diye Hasan'a kızdığı yarışma, hala aklıma geldikçe gülüyorum.
Galiba onun için dönüm noktası, Survivor oldu.
Yarışma bittikten sonra Acun Medya'nın projelerinde, sunucu olarak görev almaya başladı.
Yetenek Sizsiniz, 1 Alp 3 Çocuk ve Survivor'da sevimliliği kadar kıvrak zekasıyla da herkesin kalbini kazandı.
Onun için berrak ve içten biri denilebilir.
Bazen Survivor'da bir yarışmacı ters bir şekilde düştüğünde, arka planda onun bazı refleks hallerine denk geliyorum.
Sunuculuğu kadar yüreği de güzel diyorum.
Hem Survivor hem de O Ses Türkiye'de, yarışmacılarla konuşmalarına bakıyorum, bir gram yapaylık yok.
Ayrıca neredeyse Survivor denilince Acun Ilıcalı'nın, Acun Ilıcalı deyince Survivor'ın akla geldiği bir programda, sunduğu yarışmalarda bir kere olsun keşke niye Acun Ilıcalı yok dedirtmedi.
Sunuculuk dediğimiz şey öyle sanıldığı gibi kolay bir iş değildir.
Ne var bunda; bir kamera, önceden hazırlanmış bir metin ve promterdan akan yazıyı okumanın nesi zor diyebilirsiniz.
Magazin programlarını sunanlar, aynen bu şekilde yapıyorlar işlerini.
İyi diksiyon, güzel resim vermek yeterli. (Hoş, son dönemde magazin sayfalarından devşirme isimlerde, diksiyon da yok ya neyse.)
Evet, belki magazin sunanların da adı sunucu diye geçiyor ama bu üç ismin yaptığı iş, başka bir şey.
Nasıl kameranın arkasında görüntüyü yöneten bir yönetmen varsa, bu üç isme de kameranın önündeki yönetmenler diyebiliriz.
Konukları, yarışmacıları, yorumcuları yönlendirmek, yapılan gafları toparlamak, bunu da aslında toparlamıyormuş gibi yapabilmek başka bir yetenek gerektiriyor.
Denge kurmak konusunda muazzamlar.
Asla taraf değiller ama fikirlerini açıklamaktan da geri durmuyorlar.
Reklam panosu gibi dolaşmıyorlar.
Aslında kapalı ve korunaklı bir hayatları var.
Yani yaşamlarını bağırsaklarına kadar bilmiyoruz.
Ama bu mesafe, seyirci gözünde onları daha da çekici ve gerçek kılıyor.
Üç ismi de izlerken hep, sektörden uzak ya da geri planda kaldıkları dönemi düşünüyorum.
Bu durum onların tercihi miydi?
Sanmam...
Ortada yedi kanal var.
Üç tane sunucu var.
Alternatifleri de yok.
Böyle bir durumda gerilemeyi bırakın, duraklamamaları bile gerekirken, niye diye sorası geliyor insanın.
Hadi onları geçtim, sektör açısından da büyük kayıp.
Böyle başarılı isimlerin önü kesilince, arkadan gelecekler kendilerine rol model bulamıyorlar.
Geriye, prompter'dan başka birinin yazdıklarını okuyanlar kalıyor.
İyi, iyiyi görerek daha iyi, başarı, başarıyı görerek daha başarılı olur.
Demem o ki; Jess Molho, Öykü Serter ve Alp Kırşan, her biri bence nadide isimler.
Dolayısıyla da kıymetliler.
Yani kıymetlerini bilelim.
Bu arada tekrardan parıldamalarına kim fırsat verdiyse de, ellerine sağlık.
Televizyon, sinema, yaşam, patiler, ilişkiler ve sokaktaki hayat üzerine diğer yazılarımı okumak istiyorsanız, http://www.bibaksana.com.tr adresli bloguma uğramayı unutmayın. :)
Bana ulaşabileceğiniz linkler:
Bibaksana: http://www.bibaksana.com.tr/
Bibaksana facebook sayfası: https://www.facebook.com/bibaksanablog
Bibaksana instagram sayfası: https://www.instagram.com/bibaksanablog/
Bibaksana Twitter sayfası: https://twitter.com/bibaksanablog
Bibaksana Google+ sayfası: https://plus.google.com/+BibaksanaTrblog
Bibaksana pinterest sayfası: https://tr.pinterest.com/bibaksanablog/
Bibaksana linkedln sayfası: https://www.linkedin.com/in/bibaksanablog/
Bibaksana tumblr sayfası: https://www.tumblr.com/blog/bibaksana
