Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '09

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Jim Carrey

Jim Carrey
 

17.01.1962/Ontario Kanada James Eugene Carrey- Jim Carrey başarılı yakışıklı http://www.yuddy.com


İyi bir eşin yeri geldiğinde; protokol icabı, yemekli iş toplantılarında eşine eşlik etmesi vacip midir?

Gaf yapmadığı, pot kırmadığı sürece…

Baş bayan (first lady) olsun veya olmasın!

Kocasının ne iş yaptığından ruhu duysun ya da duymasın!

Bihaber eşlerin durumları; bihaber olmayanlardan bence daha kolay!

Bu işler: Bence ile bence yürümüyor işte.

Mesela bendeniz; bihaber olmayanlardanım!

Türkçeye çevirecek olursak; ben eşimin ne işler yaptığını biliyorum.

Kâğıt üretimi: Yıllarca bu sektörde çalıştım, o hâlâ çalışıyor.

Çalışanların; emeklerinin karşılığını kapalı zarf içinde aldıkları dönemler.

Yaptıkları iş kadar para kazandıkları yıllar… İşte ben onların alacaklarını hesaplardım. Kâğıt makinelerinin üretimi, kayıp zamanları, duruşları, hangi nedenden duruşa geçtikleri, tamirat zamanları değişen parçalar, vardiyada kimlerin çalıştığı ne kadar mesai yaptıkları… Tüm bunları hesaplamak arşivlemek; her sabah saat dokuzda büyük patrona yazılı rapor sunmak benim görevimdi.

Eşim ise kâğıt üretiminin eğitimini almış; işini lâyıkıyla severek yerine getiren, birlikte çalışanlarını el üstünde tutan üst düzey bir yönetici.

Üst düzey yönetici pozisyonu; nankör şımarık; adları şanları: Mavi kürenin bel kemeri “Ekvator” gibi tanınmış futbolcuların, antrenörlüğüne soyunmak kadar riskli bir görev...

Atılan goller; kazanılan kupalar yok ise… Gerisi?

Yalan dünya her şey bomboş…

İşvereni: Başarıyla atılan adımlar mutlu eder; çaktırmasa da içten içten gülümser. Doğrusunu söylemek gerekirse “ mesai bitiminde” diye bir kavramı ağza almak bile yakışıksız kaçar.

Mesai bitemez!

Acil durumlarda eve gidilebilir( Bu sözcük bana ait değil!)

Tabiî ki bunun dışında, mesai bitiminden sonra; belirli aralıklarla bu “üst düzeyler” Üstlerin üstü; büyük beyin ile yemeğe çıkarlar.

Soğuk ile sıcak servis arasında: Başarılara kısa bir bravo çekilir; daha daha yapılması gereken işler olağanüstü süslü bir ordövr (ön yemek) tabağında sunulur.

Yerden göğe haklıdırlar! Büyük beyin de büyük kasanın emrindedir.

Arada sırada eşler de davet edilir eğer davet edilen işten anlamıyorsa tatlı tatlı gülümseyerek tatlısını yer…

Ya işten biraz olsun anlıyorsa, ya kocasının şefi ona vız geliyorsa( vız derken; onun da bir fâni olduğu bilincinde ise) masada dört ayrı ülkeden akademisyenler yer alıyorsa üç dört lisan masada uçuşup duruyorsa, harıl harıl iş mevzuları prim yapıyorsa, “İzmir’i nasıl buldunuz sorusuna; İstanbul daha güzel yanıtı alınıyorsa…

Kısa devreler, devreye girebilirlermiş!

Ben bir daha eşimin iş yemeğine filan katılmayacağım söz…

İlk kez gördüğün birine hem de eşinin şefine

“ Siz Jim Carrey’ye” Benziyorsunuz denir mi?

Adamın boyu posu, hâli tavrı konuşması, beden dili, yaşı başı tıpkısının aynısı…

Olsa da…

Suç bende mi? Tabiî ki bende!

Peki, onun suçu neydi?

“İstanbul daha güzel” Dedi! (İçimden bir ses öyle diyor)

Yok, canım; bu bir neden olmaz!

Jim Carrey benzetmesi; neye benzer?

Büyük bir iltifattır ya da potlu bir gaftır!

Protokol kaidelerini bilmemekten de kaynaklanmış olabilir!

O zaman?

Kazıklar kırılmalı; hanım hanım evde oturmalı!

Ben de bundan böyle öyle yapacağım!

Doğru söyleyeni dokuz köyden meselesi…

Doğru söyleyenin eşini; işten ….meselesine dönmesin diye…

Evimde oturacağım.

Alev Meisel

7. Ekim 2009 Çarşamba İzmir

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..