Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '10

 
Kategori
Güncel
 

Jitem: Kelle başına 3000TL prim

Jitem: Kelle başına 3000TL prim
 

Ergenekon davası sanıklarından emekli Albay Arif Doğan’ ın gazetede yayımlanan röportajını okurken iliklerime kadar ürperdim, içim öfke ve acı ile doldu bir kere daha. Duymadığım, bilmediğim şeyler değildi çoğu. Parça pörçük yıllardır pek çok şey duyduk, okuduk, dinledik. Ama yetkilinin ağzından duymak başka bir etki yaptı bende.

Bu nasıl bir devlet anlayışıdır ki, sorgusuz sualsiz, sadece duyumlara, ihbarlara hatta ucunda ödül olduğuna göre, muhtemelen asılsız ihbarlara dayanarak vatandaşlarının bir bölümünün öldürülmesi için teşkilat kurulmuştur.??

Arif Doğan; “JİTEM’ i kurduğunu, 10 bin elemanı olduğunu, 620 tanesinin de kadın olduğunu, terörist öldürmenin onlara çıkar sağladığını, KELLE BAŞINA 3 000 TL PRİM aldıklarını, kendisinin daha az aldığını, JİTEM’in aldığı istihbarat bilgilerine göre hareket ettiğini, sınır ötesi operasyonlarda da bulunduklarını, kilometrelerce uzakta sınırı geçip Kanas silahlarla kampları delik deşik edip döndüklerini “ açık açık anlatıyor. Ve savcıların bir an önce kendi ifadesini almasını istiyor. Daha pek çok şey de var röportajda.

Bu iş Arif Albay’ın tek başına kotaracağı bir iş olamaz elbette. Bir albay tek başına kalkıp gidip bu işleri yapacak? Tek başına bu kadar eleman istihdam edecek!. Bunca kan akıtılacak, bunca para saçıp savrulacak!… Düşüncesi bile saçma..

- Peki ama bu sırada devletin yasal güvenlik güçleri nerede? Hani TC bir hukuk devleti idi? Hangi hükümet işbaşında ve başbakan kim? Kim sorumlu bu kandan, bu zulüm ve işkenceden, ölümlerden?

- Kelle başına verilen ödül paraları, silahlar, eleman maaşları nereden gelen paralarla ödeniyor?

- Neler kotarıldı o yıllarda? Hangi provokasyonlar yapıldı, hangi cadı kazanları kaynatıldı?

- Bu zaman süresince o bölgelerde görev yapan hakimler, savcılar ne yaptı acaba? Hiç mi bir şey duymadılar, görmediler? Bu zulme ve işkenceye hiç biri tanık olmadı mı? 12 eylül sonrası kurulan mahkemelerde idam kararlarını veren meslektaşları gibi onların da vicdanı rahat mı?

-Eğer devlet yasal olarak çizilen çerçeveyi önce kendisi hiçe sayıyorsa yurttaşlardan bu çerçeveye saygılı olmasını nasıl bekler?

Bunca kan, bunca zulüm ve işkence aydınlatılmalı, sorumluları en baştakinden en alt kademedekine kadar yargı önüne çıkarılmalıdır. Hukuk devleti olmak öyle sadece lafla olmaz. Albay Arif Doğan'ın anlattığı dönemin ve olayların aydınlatılmasını istemek yurttaş olarak hepimizin hakkı ve görevidir.

Bence bu sürece fiilen katılmasa da gördüklerini bildiklerini söylemeyen susan da aynı derecede suçludur. Bunca yıl ve hala susmaları da ayrıca korkunç.. Vicdanı olan insan susar mı? Yargı kurumları da çifte standardı içtihat haline getirmekten vaz geçerse bağımsızlık söylemleri ancak o zaman saygınlık kazanır. Yoksa içi boş laflar olarak havada kalmaya devam eder.

Kaynak :

http://www.t24.com.tr/haberdetay/100944.aspx

 
Toplam blog
: 61
: 3400
Kayıt tarihi
: 25.12.08
 
 

İnşaat mühendisiyim. İTÜ mezunuyum.   ..