Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '13

 
Kategori
Müzik
 

Justin Bieber ve İlluminati

Justin Bieber ve İlluminati
 

Kafamın tası atmış şekilde gene karşınızdayım. Farkındasınızdır ben bir genç değilim! Ama gençliğinde çok büyük starların geçtiği İstanbul’da konserlere giden bir genç kızdım. İsimleri saysam kıskançlıktan çatlayanlar çok olur eminin. Çok genç yaşlarda bu konser biletlerine sahip olabilmek için gişenin önünde kamp kurup sabahladığımı bilirim. Ne de olsa Biletix çocuğu değildik biz. Yapılabilecek çılgınlıkların ne raddelere gelebileceğini de bilirim. Çığlık atıp, bayılan cinsten bir hayran olmadım, olanlara da soru işaretleri ile baktığım oldu.

Neyse konuya döneyim ‘’Bu Justin Bieber kendini ne sanıyor?’’

Bu ülke sanki hayatında ilk defa yıldız ağırlayan ‘’Muz Cumhuriyeti’’. Gelişi bile olay ( bence sorun) olan 19 yaşındaki Kanadalı pop star sadece hayranlarına değil, ülkeme de saygısızlık etti. Hayran çığlıklarının yankılarının büyüyerek İstanbul’u sarsması beni rahatsız etmedi de…

Justin Bieber'ın uçaktan indikten sonra karşılamaya gelen hayranları sevgi gösterisinde bulundu. Bieber ve beraberindeki 13 kişilik orkestra grubu kendilerini takip eden basın mensuplarından kaçmak için X-ray cihazından geçtikten sonra araçlarına koşarak gitti. Özel uçağından indikten sonra pasaport kontrole girmesi gereken ünlü yıldız, kontrolden korumaları eşliğinde kaçıp polisi peşinde koşturmuş, ikna olmayınca da polis pasaport kontrolünü Bieber’ın aracında yapmıştı.

Pasaport polisi araca gelerek, Bieber'in pasaportunu aldı. İçeri götürülen pasaportla işlemler yapıldıktan sonra polis pasaportu geri getirdi.  

Pasaport göstermeden nasıl geçebiliyor o kapıdan? Biz aynı şeyi yapsak bize ne yaparlardı hiç düşündünüz mü? Küçükbeyim, Kosova' da donuna kadar soydular öyle geçebildi kapıdan. Beyim Kosova da donla kontrol edilmeyi kabul etti de Türkiye’yi mi beğenmedi? Ben de seni beğenmedim Justin efendi!

Bieber'ın korumaları görüntü almak isteyen basın mensuplarını engellemek için siyah bir şemsiye (neyin sembolü?) açıldı. Korumalardan bir tanesi ise elindeki şemsiye ile basın mensuplarına saldırdı. Karşısındaki görevini yapmaya çalışan basın mensuplarını ne ile karıştırdığını da ben söylemeyeyim. Koruma daha sonra elinde parçalanan şemsiyeyi yola attı. Sen gelişkin bir Avrupa ülkesinde yap bunu da bakalım o şemsiye nasıl yerini bulacak!  

Daha önce kimler geldi kimler geçti de bir starın aklına bu gelmedi. Küçükbeyimiz kendini ne sandı acaba? Peki polisler nasıl da ayağına gitti, sıradan vatandaş olarak görmeden ayağına kontrole gitti. Korumalar görevlerini yapan gazeteci arkadaşlara nasıl da saldırma hakkını kendinde buldular? Ekranımızda çınlayan sesleri dikkatli dinleyeniniz oldu mu? Gazeteciler olmasa starlar olur mu? Gazeteciler görev yapmaya çalışıyordu, onlar starların hoşlanmadığı Paparazziler değildi. Biz kimleri ağırladık bir bilsen Justin efendi!

Atılan onbinlerce twit, düzenlenen yüzlerce sosyal kampanya ile bir zahmet geçerken de bize uğradı. Büyük buluşma nihayet gerçekleşti, genç kuşağın hayran olduğu Kanadalı pop yıldızı, İTÜ Stadyumu’nda bu özlemi dindirmek için tam 30 bin kişiye seslendi.

Kapıların saat 16.30’da açılacağı duyurulmuştu ama Bieber’ın genç hayranları sabahın ilk ışıklarıyla harekete geçti ve birlikte İTÜ’ye akın etmeye başlamıştı. Öğleden sonraya doğru kalabalık arttı ve sabırlar tükenmeye başladı. Sloganlar atıldı:“Kapılar açılsın, barikatlar yıkılsın!” Ülke elden gitse acaba ne yaparlar? Bence o zaman da…

Velhasıl “Çok seviyorum, çok aşığım, çok heyecanlıyım” türe yorumlar ve çığlıklar haricinde bir şey duyulamayacak hal aldı. Veliler! Kantinleri, çimleri, kütüphane önlerini dolduran binlerce anne-baba, konser sonrası sözleşilen yerde buluşmak üzere çocuklarından ayrıldı.  Ağız birliği etmişcesine: “Çok istedi, kıramadım”, “Küstü, ağladı, en sonunda geldik.”, “Çocuk işte, heves ediyorlar..." süre dursun Bu çocukları nereye emanet edip gittiklerinin farkına vardılar mı?

Konser için özel uçağı ile çarşamba 20.30'da İstanbul’a gelen dünyaca ünlü pop yıldızı Justin Bieber, tüm gün kaldığı otelden dışarı çıkmadı. Her ne yaptıysa artık!

Justin sahneye çıktığında çığlık seslerinden gökyüzü titredi, kulaklar sağır, gözyaşları sel oldu. Ana dili gibi şarkılara eşlik etmek ise tavana vurdu. Acaba kaçı İngilizce dersinde anadili gibi şakıyor merak ettim.

Justin Bieber konserinde gergin anlar yaşandı. Konser sırasında sahneye atılan bir cisim nedeniyle Bieber sahneyi bir süreliğine terk etti. Bieber bu durumun devam etmesi halinde sahneye çıkmayacağını dile getirdi. Bir süre kuliste bekleyen Bieber yeniden hayranlarının karşısına çıktı.

Göz alıcı kostümleri ve koreografisine, başarılı sahne ışıklandırması ve ses düzenini de ekleyen Bieber, Avrupa ayağının son konserini İstanbul’da veren Bieber, toplamda 18 şarkı ve pırıltılı sahne showlarıyla katılımcılara unutamayacakları bir gece yaşattı!!!

Justin Bieber konserine gelen hayranlarının çoğunluğunun kız olması dikkatlerden kaçmadı. Hatta ne akla hizmetle yapıldığına yorum yapmadan söylemeden geçemeyeceğim, erkek arkadaşlarının omzunda giysilerini havaya kaldırıp ‘’göğüsler fora!’’ yapan genç kızlara bile rastlandı.

Justin Bieber’ın bir İlluminati hizmetkarı olduğu ve sektöründe listenin başında geldiğini sanıyorum ki duymuşsunuzdur. Mensup olduğu tarikatın ne olduğu konusunda bazı bilgiler vermek istiyorum sakın bana ‘’annesi tarikata girdiğini öğrendi ve Justin’i tarikattan çıkardı!’’ diyen küçücük düşünceler ile karşıma çıkmayın.  Hiç kimse elini kolunu sallayarak bu tarz gizli tarikatlara girip sonra da ‘’annem istemiyor’’ diyerek çıkamaz. Hele bir anne böyle bir tarikata çocuğunu kaptırıp, sonra onu oradan kulağından tutarak çıkartamaz.

Aslında tarikat demek bence az bile çünkü tarikat anlam olarak ‘’ yolunda giden’’ anlamına gelir ve yol bence tek bir yere çıkar o da ‘’Tanrıya’’. Oysa karşımızda çok eski tarihlerde 1776 yılında Almanya’da kurulmuş gizli bir topluluk var. İlluminati sözlük anlamı ile ‘’Aydınlanmış olanlar’’ demektir. Aslında aydınlanmak hiç de kötü bir şey değil, değil mi? Ama ne için aydınlandığımız çok önemlidir.

Bu gizli örgütün amacı: Cehaletle, baskıcılık ve kilisenin dogmatik yaklaşımları ile savaşmakdı. Bunda da bir gariplik yok gibi…Ama zaman içerisinde bu aydınlık fikirler bazı siyasi güçlerin etkisi ile amacını farklı kullanmaya ve yolunu başka bir yöne çevirmeye başlamıştır. Haliyle sektörel olarak yayılan film sektörünün içine sızıp, daha sonra da müzik, reklam v.s. ile sübniminal mesaj veren bir örgüte dönmüştür. Pek çok sembol ile görsel olarak insanların gözlerinin görmeyip, beyinlerinin gizli kayıtlarına yani bilinçaltına aldığı sembolleri incelemek istiyorum. Bunun nasıl bir tesadüf olduğunu ben çözemedim.

Justin Bieber’ın bir kaç yılda ve bu yaşta popüler olduğunu? Kendi havasında yaşayan bu küçük star(!) kime ve nelere güveniyor? Neden hiçbir yerde nerede okuduğun ile ilgili hiçbir bilgiye rastlamıyorum. Özel derslerle dışarıdan okul bitirebileceğinizin farkındayım. Ama bu konu ile ilgili en ufak bir bilgi senin özgeçmişinde yer almıyor. Bence sen okuluna gitte bir işe yara!

Bir günde bitirebileceğim bir yazı olmadığı içindir ki sizle bir sonraki yazımda Bieber’ın kullandığı sembolleri, kökenine biraz değinerek incelemek isterim. Biz de şu aydınlanmanın sübniminal kodlarını bilelim de beyinlerimizi ona göre bir yola sokalım.

Hayatta beyinlerimin aydınlık olması dileği ile…

www.medyabey.com

http://televizyongazetesi.com

https://twitter.com/eceer6

https://www.facebook.com/pages/Ece-Er 

 
Toplam blog
: 781
: 3899
Kayıt tarihi
: 23.09.12
 
 

16- 06- İstanbul'da doğdum. Tatbiki Güzel Sanatlar Tekstil Ana sanat dalı Moda tasarımı bölümünde..