Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '20

 
Kategori
Felsefe
 

Kâf Suresi Gönül Okumalarım

 
Sohbeti Kur’an olanın yolu aydınlık olur:
 
Yüce Yaratıcı’nın bizleri insanlığa ait bir  lisanla muhatap almasının çok kıymetli olduğu;
 
Allah’a yönelen her kulun gönül gözünün açılacağı;
 
Kur’an da sadece harften ibaret olan ayetlerin ne anlam ifade ettiği ileri ki çağlarda daha iyi anlaşılabileceği;
 
İnkarın da imanın da harflerden müteşekkil kelimeler ve  kelimelere yüklenen kavramlar aracılığıyla olacağı;
 
Kur’an vahyi ile terbiye edilmemiş insan aklının Ahiretin varlığına inanmak istemeyeceği;
 
Ahiret inancı Kişiyi yamuk ve faydasız bir dünya yaşantısından alıkoyacağı, düzgün ve faydalı bir yaşama kavuşturacağı;
 
Kelimeler ve kavramlar için bir harfin kıymeti değeri ne ise, insanoğlunun yaşamı anlamada, kavramada ve uygulamada gerekli tecrübe edinimlerinde Kur’an ayetlerinin kıymeti ve değerinin aynı olduğu;
 
İnsanoğlunun Ölümünden sonra yeniden yaratılışta ki ana rahmi vazifesini toprağın yapacağı;
 
İnsanoğlunun öldükten sonra ki dirilişi; topraktaki tohumun su ile buluşmasıyla başlayan süreçle ağaçlardan, bitkilerden olgunlaşarak ortaya çıkan ürünler gibi tekrar dirileceği;
 
Tabiatın kışın kuruması, yazın tekrar yeşererek ürün vermesinin insanoğlunu ahiret inancına ulaştırması gerektiği;
 
"İrade" "vesvese" "Allah'ın cc İnsana şah damarından daha yakın olması" kavramlarıyla ilgili olarak bugüne kadar söylenenler çerçevesinde her Kişinin zihinsel bir yoğunlukla üzerinde durması gerektiği;
 
Yaşantısının faydalı mı zararlı mı geçiyor olduğunu vicdanına danışarak kendince muhasebesini yapmayanlar ahirette büyük bir telaşla kendi kendisiyle hesaplaşacağı ancak Yüce Allah'ın cc buna müsaade etmeyeceği;
 
 İnsanoğluna uyarıcı elçi olarak gönderilen yazılı metinden ibaret kitab-i bilgileri (Kur’an) küçümseyip Allah’tan geldiği hususunda tereddüt edenlerin, bu tereddütlerini uzay bilimleriyle giderebilecekleri;
 
Tabiat bilimlerinin de Kur’anın Allah cc tarafından insanlığa gönderilen elçi olduğunun teyit edilebileceği;
 
İster uzay bilimlerinde ister tabiat bilimlerinde ihtisaslaşan insanın Allah’a cc inanmada sağlam ve kesin bilgilere ulaşabileceği; 
 
İnsanoğlunun öldükten sonra yeniden dirilişine delil olarak görülmesi gereken mevcut bu alemde ki ölüm- doğum devranının ebediliğine inanıp ahireti inkar edenlerin şiddetli bir cezaya çarptırılacakları;
 
Nefis kaynaklı vesvese ve vicdan kaynaklı nasihat fısıltısı olmak üzere iki zıt kutbun Kişinin kendi zihinsel aleminde nüks ettiği;
 
İnsanın ağzından çıkan sözlerin Yaratıcı tarafından kurulan bir sistemle kaydedilerek hesap gününde kullanılmak üzere lehinde veya aleyhinde şahitlik yapacağı;
 
Nasıl ki harflerden nice mana yüklü kelimeler yapıldığı gibi mevcut alemi gözlemleyerek yeniden diriliş ve ahiret inancına ulaşılabileceği;
 
Sûrenin harften ibaret ayetle başlamasının, sûrenin içeriğinin gaybî konularla ilgili bilgilendirme yapacağına delalet edeceğinden dolayı olabileceği;
 
Görülen bu alemin mevcudiyeti tüm insanlığı milletlerin lisanlarına göre telaffuzu farklı da olsa Allah cc inancına sevk edeceği;
 
İnsanoğlunun bildiği ve tanıdığı alfabe harflerinden müteşekkil Kur'an'ın sıradan yazılı bir metin olarak görülmemesi gerektiği;
 
Bu Kur’an her ne kadar bildiğimiz harflerden oluşan yazılı bir metin olsa da Allah cc tarafından açıklanan muhteşem bilgilerle dolu olduğu;
 
Kıyamete kadar insanlara Allah’ın cc elçiliğini yapacak olan Bu Kur’an, alfabe harflerinin kolayca tanındığı gibi anlaşılması kolay olan yazılı metinden ibaret olduğu;
 
Allah’ın elçisi Kur’an; kolayca anlayabileceğimiz, alfabe harfleriyle hazırlanmış aramızda, yanı başımızda  her an elimize alıp, gözümüzü diktiğimizde, sesini kulaklarımız duyduğunda anlamamız ve Allah’ın mesajını sunmak için beklediği;
 
Bu muhteşem kainatın ve mevcudatın Kudretli Yaratıcısı Yüce Allah’ın istisnasız her insanın anlayabileceği alfabe harfleriyle hazırlanmış sıradan görünümlü bir uyarıcı olan Kur’an-ı Kafirlerin bir türlü kabullenemeyecekleri;
 
Kainatın ve mevcudatın doğum, yaşam, ölüm ve sonrası ile ilgili işleyiş usul ve yöntemlerinin bizzat Allah cc tarafından konulduğu ve  korunduğu;
 
Toprağın içinde barındırdığı zerrenin kendi görevinin ne olduğunu bildiği ve vazifesi doğrultusunda hareket ettiği;
 
Kişi doğal güzelliklere ve gökyüzünün muhteşem ihtişamına içten ve zihnen gönül gözüyle baktığı takdirde kudretli tek bir Yaratıcının gerçekliğini görebileceği;
 
Yeryüzündeki doğal güzelliğin gökyüzünden yağan yağmur tanelerine bağlı olması hiç bir güzelliğin kendisinden kaynaklanmadığına işaret ediyor olduğu;
 
İnsanoğlu zihinsel olarak iki ayrı soyut kimlik ve kişiliğe sahip olduğu;
 
İnsanda ki soyut iki ayrı kişilikten birisinin kötü çirkin, fena, şer ve pis işlerin kaynağı; diğer kişiliğinin de güzel, temiz ve faydalı işlerin kaynağı olduğu;
 
Doğanın harika işleyişine bakıp Allah'a yönelen her kulun gönül gözünün açılacağı;
 
İnsanoğlunun feraseti sayesinde gönül gözünün zihinsel olarak faaliyete geçeceği;
 
Gönül gözü açılarak Yaratıcısına yönelen İnsan, olgunlaşmış meyveye, hasada hazır ürünlere benzeyeceği;
 
Her insan da bulunan akıl, nefis ve vicdan faydasız ve kötü yaşadığı dünya hayatı sebebiyle Ahirette hesaba çekileceği ortamda birbirleriyle kavga edeceği;
 
 İstisnasız her insan dünya hayatında her ne yaşıyorsa kendince yaptıklarının haklı ve doğru olduğuna dair vicdanına bir gerekçe bulacağı;
 
 İnsanın kendisine ait nefsi dünya hayatında ki kötü, çirkin, lüzumsuz hal ve hareketleri sebebiyle ya vicdanının sesini o an geçici olarak dinlemeyeceği ya da kendince haklı bir gerekçe bulacağı;
 
İnsan bünyesine yerleştirilmiş sağlı sollu duyu organlarının vücudun yaşadıkları her ne olursa olsun kaydeden kamera kayıt sistemi gibi bir özelliğe sahip olduğu;
 
İnsanın Ahiret yaşamı için  yeniden yaratılışında hesabını vereceği mekanı bulma ve ulaşmada aklın kendiliğinden rehber vazifesi göreceği;
 
Allah’ın cc mesajlarını okuyan kafaların bu dünya da şan ve şeref sahibi olacakları;
 
Aklını kullanmayan kalın kafalıların öldükten sonra tekrar dirileceğini haber veren Kur’anın bu haberine inanmayacakları;
 
 Kalın kafalılardan ve bilim yapan kafalılardan bazılarının, öldükten sonra toprak olan insanoğlunun tekrar dirilişine ve Ahiret hayatına inanmayacağı;
 
Yeryüzünde ölüm nedeniyle toprağa karışıp yok olduğu zannedilen insanın Yaratıcı tarafından konulan bir sistem dahilinde muhafaza edildiği;
 
Kişi doğru-yanlış, iyi-kötü, gerçek-yalan v.b. herhangi bir hususta tercih yapma durumunda kaldığında çevresel etki sebebiyle yanlışın, kötünün, yalanın tarafında yer alırsa kafasının karmakarışık olacağı;
 
Yeryüzünün kendi üzerinde yaşanılan her hareketi kayıt altına alma özelliğine sahip olduğu;
 
Gerçekleri görmezlikten gelen, karartan, yalanlayan Kişilerin tutarsız hal, söz ve tavırlar içerisinde olacakları;
 
Allah’a yönelme arzusunda olmayan kimselerin semavatın ve yeryüzünün muhteşemliğini görmezlikten geleceği;
 
Yaşamsal varlığımızı sürdüren ürünlerin doğada ki gerçekliğine şeksiz ve şüphesiz nasıl inanıyorsak; Ahiretin varlığı Yaratanın tek oluşunu da aynı şekilde inanmamız gerektiği;
 
İnsanoğlunun özelliklerinden olan yorgunluk ve benzeri zafiyetleri Yaratıcıya izafe etmenin asla söz konusu olamayacağı;
 
İnsanları şüpheye düşürerek yanlış kararlar almasına sebep olmanın Allah’a karşı saygısızlık olacağı;
 
İsterse aleyhine sonuçlar doğuracak her ne konuda olursa olsun Kişinin yaşadığı müddetçe ferdi ve toplumsal iyilikleri desteklemesinin Allah’a karşı saygılı demek olacağı;
 
Her neye, her kime veya her ne otoriteye olursa olsun ilahlık vasıfları yüklemenin Allah’a karşı yapılmış saygısızlık olacağı;
 
Kişi kendi aleyhine sonuç da doğuracağını bilse bir başkasının hakkına saygı göstermenin Allah’a saygı göstermek olduğu;
 
Bu dünya hayatını güzelleştirecek kurum ve kuralların ortaya çıkarılmasına ve uygulanmasına katkı sağlamanın Allah’a karşı saygı/itaat demek olduğu;
 
Yaşamı güzelleştiren kurallara uymanın kanun zoruyla yani devlet otoritesi sebebiyle değil Allah’a özgü kılarak yapmanın Ahret mutluluğu kazandıracağı;
 
Kur’an da cennet vadeden hal ve hareketleri yapmanın, cehennem vadeden hal ve hareketlerden kaçınmanın; Zatını görmediği halde Allah’a yönelmek olduğu;
 
İnsanın yaşamı boyunca etkilendiği, örnek aldığı, önder, lider olarak kabul ettiği kişilerin, ahirette olumlu veya olumsuz karşılaşacağı sonucu etkileyeceği;
 
yeryüzündeki fiziki ve kimyasal değişimlerin Allah katında kayıtlı sistematik ve periyodik bir düzen içerisinde gerçekleşeceği;
 
Bilim insanlarının yeryüzündeki fiziki ve kimyasal değişimlerin bilimsel yasalar çerçevesinde oluşmasını Allah'tan bağımsız değerlendirecekleri;
 
Bilim insanlarının bilimsel laboratuvar keşiflerini Allah'la irtibatlandırmak ta tereddüt içerisinde oldukları;
 
Semavatta ki bilimsel keşifler neticesinde ortaya çıkan matematiksel verilerin mükemmelliği ve birbirini teyit edişi bilim insanlarını hayretler içerisinde bırakacağı;
 
Yeryüzünde ki yaşamın toprağa dayalı ürünlerle sürdürülebileceği;
 
Bu dünyada ortaya çıkacak güzelliklerin ve faydalı eserlerin kendiliğinden değil göstereceği gayrete ve emeğe bağlı olacağı;
 
Her yapılan bilimsel keşiften ve doğada ki her tür yaşamın güzelliklerden Allah'ı hatırlamak gerektiği;
 
Allah'ın zatının ve mekanının gaybi oluşunun insan için vesvese kaynağı olacağı;
 
İnsanoğlunun Allahın zatı ve mekanı ile ilgili vesveseden kurtulmasının yolunun; vesvese ile her ne aklına geliyorsa onun Allah''ın zatı ve mekanı olamayacağını düşünmek olduğu;
 
Yeryüzünde ki bilimsel keşiflere ve tabiatta ki güzelliklere bakmaya doyum olmayacağı;
 
insanlarının bilimsel gökyüzü keşiflerinde bulunabileceklerini Kuran okuyan bir insanın inkar edemeyeceği;
 
Yeryüzündeki yaşamsal döngüyü ilahsız bir tasavvurla sadece tabiat yasalarına dayandırmanın Allahın gönderdiği elçileri reddetmek olacağı;
 
Mükemmel bir şekilde süregelen mevcut alemin ilk yaratılışı üzerinde düşünen insanın tekrar yeniden yaratılıştan şüphe duymayacağı;
 
Yaratıcının insanoğluna vücudundaki yaşamsal organlardan daha yakın olduğu ve esasında o organların tamamının canlılığını yaratan kaynağın sahibinin Allah olduğu;
 
İnsanoğlunun vesveseden kurtulmasının en kolay yolunun kendi vücudunun yaşamsal işleyişi üzerinde zihinsel olarak düşünmesiyle mümkün olacağı;
 
Cenab-ı  Allah İnsanoğluna göndermeye karar verdiği elçiyi; mevcut alemin yaratılış kuralları dışına çıkmaksızın gönderdiği;
 
 Din konusunda insanlara yardımcı olmak, yol göstermek isteyen Kimselerin bu görevi yaparken uçuk kaçık olağanüstü bir takım hal ve hareketlere girerek kendisini sıradan insanlardan farklı göstermemesi gerektiği;
 
 Dini konularda insanlara yol gösterip önderlik yapan kişilerin diğer insanları etkilemek ve taraftar toplamak için Kendisine olağanüstü vasıflar yüklememesi ve yüklenmesine asla müsaade etmemesi gerektiği;
 
Din tebliğcilerinin ve dini kanaat önderlerinin karşılarında ki insanların dikkatini çekmek istemeleri halinde muhteşem bir şekilde deveran eden yeryüzü ve gökyüzünde ki mevcut alemin varlığını ve işleyişini örnek vermesi gerektiği;
 
 İnsan şeref , onur, haysiyet ve erdemli bir yaşam sürmesinin fıtratına uygun ve vicdanının sesini dinleyerek  yaşamını sürdürmesiyle mümkün olacağı;
 
 İnsanoğlunun yaşamının fıtrata uygunluğu ve vicdanının sesine uymasının ya Kur’an-ı bilerek ve yaşayarak, ya da yaşamış ve yaşamakta olan insanları örnek alarak mümkün olacağı;
 
Uzay araştırmacıların keşfettikleri Kaynak Galaksiden yeryüzüne intikal eden ışığın dört milyar ışık yılında ulaştığı gerçeği Allah’ın zatının ve mekanının büyüklüğünün ve kudretinin insan aklının sınırları aşan bir durum olduğu;
 
Cenab-ı Allah’ın  insanoğluna “şahdamarından daha yakın olması”nın insanın mevcut somut fiziki yapısının yanı sıra soyut bir yanının da mevcudiyetine delil olacağı;
 
Yeryüzünde yaşamış her insanın ses kayıtlarının ve görüntülerinin elde edilebileceği bir teknolojinin bilim insanları tarafından keşfedilebileceği;
 
 Allah cc kainatı kendince belirlediği kurallar çerçevesinde ve bir süreç dahilinde yarattığı;
 
 Kainatın yok oluşunu da yeniden yaratılışını da Kendince bilinen kurallara bağladığı ve bir süreç dahilinde gerçekleşeceği;
 
Kıyametin sadece yerküre ile sınırlı olmayacağı ve tüm kainatı kapsayacağı;
 
Kıyamet sonrası insanoğlunun yeniden yaratılışında bugün milyonlarca ışık yılı uzaklıkta ki  mesafelerde bulunan galaksilerle irtibat kurabilecek özelliklere sahip olacağı; 
 
Toprağa düşen tohumun nasıl ki yağmurla birlikte çatlayıp fıtratına uygun ağaç veya bitki oluyorsa insanoğlunun yeniden dirilişinin de kıyametten sonra ki süreçte toprakta vücudunun yeni yaratılışa uygun şekilde şekillenerek canlandığı an topraktan ayrılarak uykudan uyanır gibi ahret hayatına başlayacağı;
 
 İnsan uykuda iken hariçten gelen ani ve yüksek bir sese uyandığı gibi, toprakta şekillenen ahret hayatına uygun yeni vücudu olgunlaşıp tamamlandığında duyacağı bir çığlıkla, benzer şekilde uyanacağı;
 
 Yeniden dirilen insanın yaşadığı dünya hayatının hesabını vereceği korkusuyla uyanacağı ve yaşamı çirkinliklerle, yalan dolanla geçen kişilerin pişmanlıklarından dolayı “keşke toprak olsaydık” diyecekleri;
 
İnsan gecesinin bir kısmını Yaratıcısına ibadet amacıyla secdeye kapanarak geçirmesi halinde metafizik kazanımlar elde edebileceği;
 
Gecelerde yapılan ibadet ve secdelerin insanoğlunu maneviyatta daha hızlı ve kısa yoldan olgunlaştıracağı ve fıtrata uygun bir yaşayışa kavuşturacağı;
 
İnsanoğlunun ibadet bakımından en makbulünün gece yapılan zihinsel olarak Allah’ın mükemmelliğini, tek bir ilah oluşunu, mevcut alem üzerinde ki işleyişin mucizevi bir şekilde deveran edişini düşünmek ve secdeye kapanarak saygıda bulunmak olduğu;
 
İnsan geceleri secde halinde Allah’a karşı olan kulluğunu ve bu dünya da ki yaşam biçimi ile ilgili görevlerini hatırlaması gerektiği;
 
 Din adına, dinden konuşan hiç kimse, şahıs veya otorite muhatabını söylediklerine mecbur tutamayacağı sadece tavsiye edebileceği;
 
 Din adına dini tavsiyelerde bulunmak isteyen kişi, kurum ve kuruluşların, muhatabını sadece Kur’an’a yönlendirmesi gerektiği;
 
 Allah’tan korktuğu iddiasında olan kimselerin Kur’an öğütleri doğrultusunda yaşamını düzenlemesi gerektiği;
 
Kâf Suresi tefsir okumalarım esnasında zihnime yansıdı. 
 
Estağfirullah… Estağfirullah… Estağfirullah…
 
Kuran Okuyunuz. O’nu okudukça kişiye özel zihinsel yansımalarını keşfedeceksiniz. 
 
Doğrusunu Allah (cc) bilir.
 
 
Notlar:

*Bu yazıyı okurken "Kevser/Adiyat  Suresi düşünsel okumalarımdan zihnime yansıdı." cümlesini her paragrafın akabinde olduğu varsayılarak okunması tavsiye olunur.


**Söz konusu bu ve benzeri çalışmalarım kesinlikle meal veya tefsir çalışması olmayıp, İlgili Kur'an Suresi okumalarım esnasında zihinsel olarak fehmettiğim tespitlerdir. Kişisel olarak ibadet ve zikir amaçlı yaptığımız derslerin paylaşımından kastımızın ümmeti Kur'an okumaya yönlendirmede faydası olacağı düşüncesiyle, ayetlerin ruhuna ve surenin bütünlüğüne uygun akıl ve gönül okumaları yapmak olup Kur’an’ın ibadet muamelat ve fıkhına aykırı tespitlerin varlığı halinde ehlince uyarılmaya her zaman açık ve tashihimin beyanı olduğunu belirtmek isterim.

 
Toplam blog
: 53
: 1175
Kayıt tarihi
: 08.10.10
 
 

Mali Müşavir&Bağımsız Denetçi 1964 Doğumluyum. Çorum İli İskilip İlçesinde yaşamaktayım. Evliyim ..