Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '08

 
Kategori
Sevgililer Günü
 

K.K.S.S... Kelepir kiralık sevgili servisi...

K.K.S.S... Kelepir kiralık sevgili servisi...
 

Alın size sevgilisiz kalmış bir biçare...


K.K.S.S… Kelepir kiralık sevgili servisi…

14 Şubat Sevgililer Günü’nün yaklaşması ile birlikte herkesi bir telaştır aldı yine. Kimileri sevgilisine ne hediye alacağını düşünürken, sevgilisi olmayan biçare kullarda o gün ne yapacağını düşünüyor kara kara.

Bir de bazı çiftlerin kendilerini sevgili gibi görme arzuları var ki evlere şenlik. İşte diğer günler birbirlerine olan ilgi ve alakalarını tamamen yitirmiş, kalp atışlarını ve heyecanlarını günlük telaşların sıradanlığında bitirmiş, nerdeyse birbirini bir kaşık suda boğacak kadar birbirine düşman kesilen bu çiftlerin, üste iki beden bol veya dar gelen elbiseler gibi sırıtan “o güne özel” ısmarlama sevgi ve heyecan fırtınaları yok mu deli ediyor beni. Sanki Amerika yeniden keşfedilmiş.

Onlar için o kadar üzülmüyorum da; asıl 14 Şubat’a sevgilisiz girecek olan, girmek zorunda kalan binlerce boynu bükük, biçare, mahzun insan için üzülüyorum ben. Onların en azından göstermelik de olsa dans edebileceği, günün önem ve anlamı itibari ile dengeleri bile değiştirebileceği bir kocaları veya sevgilileri var yanında. Ya siz yalnız kulların?

Kim çıkartıyor nereden çıkartıyorsa bu günleri ortalık özel günden geçilmez oldu. Ben bu günü icat eden olsa olsa bir çiçekçidir diye düşünürken gerçeğin çok çok farklı olduğunu öğrendim. (Bu özel güne özel araştırmalarım sonrasında)

Sevgililer gününün günümüze değin uzanan tarihçesini buradan sizlere aktarmayı, sizlerle paylaşmayı çok isterdim feeekat içinde bulunduğumuz koşullar bunu imkânsız kılıyor. Aksi takdirde bu özel günün mucidi Aziz Valentine gibi idam edilebilirim ki; buna değer mi bilmem. Can tatlı:))

Belki benim sunacağım teklif de benzer çağrışımlar uyandıracak birçoğunuzun dimağında ama her 15 Şubat’ta çobanların tanrısı Faur Lupercus’un şerefine düzenlenen ve zavallı Aziz Valentine’in idamına neden olan kutlamalar yanında çok masumane kalır benimki. M.Ö 4. Yüzyıl Roma’sından başlayarak M.S. 500’lü yıllara kadar devam eden ve Aziz Valentine’nin idamıyla sonuçlanan bu süreci ise Hıristiyan âleminin kendine yaptığı yoğun baskıları gerekçe gösteren İmparator 2. Claudius’un başlattığı rivayet ediliyor. İmparatorun emriyle harekete geçen kilise görevlileri, Aziz Valentine’yi uygunsuz kutlamaların elebaşı olarak teşhis edip, yakalatır ve Valentine’nin idamına hükmedilir. M.S 270 14 Şubat’ta ise idam hükmü hayata geçirilerek bu uygunsuz kutlamalara son verilmek istenir. Feeekat 1800 lü yıllarda Esther Hawlond’ın ölen sevgilisinin mezarına bir kutlama kartı göndermesi ile tekrar kutlanmaya başlayarak günümüze kadar ulaşır.

O zamanlar aşıkların bayramı olarak kutlandığı söylenen ama günümüz koşullarında bambaşka bir kimliğe bürünerek “ tüm özel günler gibi” tüketim çılgınlığına dönüşen ve yine saçma sapan günlerden biri olan sevgililer günü, durduk yere birçok insanı strese ve bunalıma sokmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Onun için bu konuya bir an önce el atılması, çözümlerinin bulunarak hayata geçirilmesi şart ve dahi elzem olmuştur.

Bana kalsa Erkin Koray’ın bir şarkısında dillendirdiği gibi “ hay bu günleri icat edenin” der herhangi birinin idam edilmesine gerek kalmadan acil bir yasa tasarısı ile sorunu hallederdim ama ne edersiniz ki böyle bir güç yok elimde. Benim önerim: böylesine özel ve güzel bir günde yalnız kalarak bunalıma giren nice insan için (K.K.S.S) kiralık, kelepir, sevgili servisinin kurularak acilen hayata geçirilmesi yerinde bir uygulama olur.

Yoksa zaten delirmenin eşiğine gelen biz biçare kullar iyice zıvanadan çıkacağız. Bu adına (özel ve tüzel) denilen ve hepimizi strese, ayriyeten masrafa sokan günler sayesinde. Kısacası ya kaldırın bu günleri ya da sevgilisi olmayan orta gelirli biçare kullar için fix menü uygulamasını (dans+muhabbet+hediye+gece sonunda eve teslim 75 ytl gibi) başlatın bir an evvel. Başlatalım yani.

Artık kangrene dönüşmüş bu yara için şimdilik benim önerim bu. Başka ilginç önerisi olan varsa eklesin lütfen!

Aniden…

Bir gün aniden çıkagel kapıma.

14 Şubat yazmasın takvim yapraklarında.

Kucağında birikmiş; yakılacak hasretler,

Dilinde yeni, yepyeni muştularla…

Gözlerim şaşakalsın

Ellerim titresin.

İnanamasın gördüklerine.

Bayram çocuğu sevinciyle sarılsın

Sırılsıklam! Bu beklenmedik sürprize.

14 Martta mesela…

Seni seviyorum!

İnan!

Hala…

Ve biliyorum sen de…

Biliyorsun kendini.

Senin bildiğini bildiğim gibi!

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..