Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '08

 
Kategori
Haber
 

Kâzım Kanat'landı...

Kâzım Kanat'landı...
 

"Ölüm beni tanır, arkadaşım gibidir". Foto:hurriyet.com


Spor yazarı Kâzım Kanat vefat etti.Açıkça söylemeliyim ki çok üzüldüm. Benim asıl üzüntüm spora olan ilgimden dolayı, bir spor adamının kaybı değil ölümden, ecelden, Azrail’den korkmayan cesur bir adamın , bu savaşı yitirmesindendir.

Bir Fenerbahçe taraftarı olarak birçok söylemine, yazısına karşı olsam da ders aldığım yazılarını da okumadım değil.Ama hastalığına karşı tavrına saygı duymamak elde değil.

Bodrum’a giderek teknede yaşayan, rakı ile balığı kendine aş edinip bir de küpe takan, (kemoterapi izin verdiğince)saçlarını uzatmaya başlayan, Azrail’i bu şekilde bekleyen bir cesur adam.

Akciğer, karaciğer ve böbreğinin birini kansere veren Kâzım Kanat, doktorların, "6 ay ömrün kaldı" demesine rağmen, yıllardır ayakta kalmayı başardı.

Bana “nasıl biriydi” diye sorsalar, “Kâzım Kanat şöyle insandı, böyle insandı”dan ziyade “cesur bir adamdı”derim.Kanser mücadelesinde cesaretle savaşan birisi bunu fazlasıyla hakediyor.

İşte bu cesur adamın Ayşe Arman’la yaptığı ve 24 Temmuz 2007’de Hürriyet'te yayınlanan röportajından kesitler:

99’da kansere yakalandınız. Bu süre zarfında ne öğrendiniz?

- Hayat o kadar güzelmiş ki, ben hayatın ne kadar değerli olduğunu anladım. Her gün yeni bir şey öğreniyorum, tatmadığım ne duygu varsa tatmaya çalışıyorum. Ufuk’u(Güldemir) eleştiriyorlardı nasıl gidip hayvanları öldürüyor diye, ben onu en iyi anlayanlardan biriydim, çünkü ben de yapılabilecek ne varsa, çılgınca yapmak istiyorum. Beni mutlu edebilecek her şeyi keşfetmek istiyorum. Ben hayatımın en sağlıklı dönemlerinde bunları nasıl göremedim? Şimdi yelkenlimi açıp arkadaşlarımı gezdirirken, o kadar mutlu oluyorum ki. Bir günü 3 gün gibi yaşıyorum. Güneşin doğuşunu, batışını, dolunayı, balıkları, kuşları, rüzgarın, denizin sesini farklı algılıyorum. Rüzgarı hissediyorum. Rüzgarın yettiği yere kadar zaten. Rüzgar bittiği zaman yelken de iniyor....

Ufuk’un ölümü sizi çok mu sarstı?

- E tabii. İki kanser türü var, pankreas ve akciğer, sonunda götürüyor. Onu yenen yok. Hep konuşuyorduk Ufuk’la. Ama ben zannediyordum ki, ikimiz de yeneceğiz. Ufuk savaşı kaybetti. O yüzden ben de buraya geldim. Dedim ki "Kanserle savaş alanımı kendim seçeyim. Düşmanımla kendi güçlü olduğum yerde savaşayım. En güçlü olduğum yer de burası, denizin üstü..."

“Ölüm beni tanır, arkadaşım gibidir. Pek çok kez beni yoklamış, ama hep yanımdan teğet geçmiştir. Çocukken kamyon geçti üzerimden. Ben tam ortasında kaldım, mucize eseri bir şey olmadı. Sonra askerde paraşüt komandosuydum, paraşütü yanlış bağlamışım, öyle atlasam bittiydi, son anda fark edildi. 99’dan beri kanserim. Neredeyse, bütün organlarımı aldılar. Geriye bir akciğerim kaldı. Kanser ona da sıçradı. Hálá hayattayım. Bende oldum olası bir gariplik vardır yani.”

...............

Kartallar ve melekler yoldaşı, mekanı cennet olsun.Allah rahmet eylesin.

* * * * * * * * * * * * *

Blognot1:Ayakta ölmek dizüstü yaşamaktan iyidir.(Roosevelt)

Blognot2: Tüm cep telefonu operatörlerinden 3919 YANGIN yazarak Türk Hava Kurumu’nun yangın söndürme uçağı alım kampanyasına 6 YTL katkıda bulunalım.6 YTL ormanlarımız için umut olsun.Ayrıntılı bilgi için :

http://www.thk.org.tr/2005/anasayfa.htm

 
Toplam blog
: 242
: 1784
Kayıt tarihi
: 24.06.06
 
 

1970 doğumluyum.Karadenizin bir sahil şehrinden, hayatın güler yüzlü tarafına tutunmak için İstan..