Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '09

 
Kategori
Siyaset
 

Kabil’den TBMM’ye giden yol...

Kabil’den TBMM’ye giden yol...
 

Türkiye’ye başkanları Abdullah Öcalan’ın emri ile gelip, Kabil’den askeri elbiseleri ile ülkemize giriş yapan PKK’lıların önlerindeki haritada hangi mevziler var, hiç düşündünüz mü?.. Önümüzdeki yıl Türkiye, [eğer ciddi bir sorun ya da engel ile karşılaşılmaz ise] bir genel seçim yaşayacak. Türkiye halkı, ülkeyi kendi adına yönetmeleri amacı ile vekillerini seçecek. DTP, geçtiğimiz genel seçimlerde yüzde 10’luk seçim barajını aşmak için ne yapmıştı, hatırlıyor musunuz? Gelin, birlikte hatırlayalım:

DTP adayları, seçime partileri adına değil, bağımsız adaylar olarak katılmışlardı. Bağımsız adaylar bakımından yüzde 10’luk baraj engeli bulunmadığı için, teker teker milletvekili seçilen DTP mensupları, daha sonra mensubu bulundukları partiye yeniden ve resmen kayıt tazeleyerek, TBMM’de DTP grubunu oluşturmuşlardı… Peki, şimdi ne olacak?..

Bu sorunun yanıtı oldukça basittir: Bu oyun, aynısıyla ve tıpkısıyla, yeniden sahnelenecek! Ama bu kez önemli bir değişiklikle; küçük bir makyajla ve anlamlı bir farklılıkla… Bu kez, öyle anlaşılmaktadır ki, Kabil’den askeri elbiseleri ile ülkemize birer terör kahramanı olarak giren PKK’lılar, askeri elbiselerini “tören”le çıkartıp birer savaş madalyası gibi garlarına yerleştirecekler ve kravatlarını takarak, TBMM’ne milletvekili olarak gireceklerdir… Bu hazin bir manzaradır… Acıklı ve vahim bir gelişmedir. Üstelik, şimdilik ceplerine konacak olan 20.000 TL’lik ön sermaye de cabası… Yıllardır Türkiye’nin milli gelirini yiyip bitiren terörün sahipleri şimdi Devlet bütçesinden harçlık almakta ve TBMM’ne girerek, “bu milletin vekili” olmanın hazırlıklarını yapmaktadırlar. Evet… Bu milletin vekilleri… Yeni benim, sizin, hepimizin vekilleri!.. Bu millete sabotajlar düzenleyen, bu milletin ordusuna yıllardır kurşun atan bir terör örgütünün “asker”leri, şimdi bu aynı milletin vekilleri olma yolunda emin adımlar atmaktadırlar… Ve görebildiğimiz kadarı ile de Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin izin ve inayeti ile bu makama ulaşabilmelerine çeyrek kalmıştır… Sadece gün saymadırlar bu neticeye ulaşılabilmek için… Ve bütün bu gelişmelerin adı, “Demokratik” açılımdır!.. Bu ülke halkına demokrasiyi bu biçimde takdim edenler, gerçekte demokrasiye kötülük etmektedirler. Demokrasiyi, bu türden stratejilerin kalkanı ya da örtüsü haline getirmek ve bu çirkin makyajı içinde uygulamaya sokmak, halk nazarında demokrasi idealini yıpratmak ve kirletmekten başka bir anlama gelemez. Hiçbir Türk vatandaşı, bu milletin ordusuna kurşun atan kişileri kendi milletinin vekili olarak göremez… Bu acıklı manzarayı içine sindiremez! Ve yine hiçbir gerçek yurtsever Türk vatandaşı, milletimizin başına örülen bu çorabı kabullenemez… Başımıza geçirilmek istenen bu “çuvalı”n ağırlığını taşıyamaz!.. Bu korkunç gidişin ve yerleştirilmez istenen düzenin kırılma noktası, gelecek yıl önümüze konacak olan sandıktır… O sandığa milli bilincimizi yansıtabildiğimiz an, bu çorap da, o çuval da yırtılıp atılacak ve layık olduğu çöplüğe kavuşacaktır… Bu gerçek böylece bilinmeli… Ve bilinçle izlenmelidir!

http://www.soruyusormak.com/ http://www.dnm-ler.com/
 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..