Kablo Tv

Kablo tv aboneliğinden ne kadar memnunsunuz bilemiyorum. Gelecek zamanlarda böyle bir aboneliğe ihtiyaç duymayacaksınız. Teknoloji o kadar ilerledi ki. Önümüzdeki on yıl içerisinde herkes evinde, küçücük bir anten yardımı ile tüm dünya tv kanallarını izleyebilecek.Tabii! Telekomünikasyon kartelleri izin verdikçe.

Türk Telekom özelleştirilirken; kablolu yayın kısmı şirket dışına çıkarılarak kamu bünyesinde kalması sağlandı. Burada yapılan işlem kamunun çıkarınamı sizce? Eğer altın yumurtlayan bir tavuk olsaydı, elalemin adamı Telekomun bu parçasını almak istemez miydi. Stratejik önemi olduğu için mi özelleştirme dışına çıkarıldı?.. Mümkün değil. Eee ne demeye satılamadı bu kısım?

Türkiyede Kablolu yayın yatırımına 1991 yılında başlandı. İstanbul, İzmir ve Bursa illeri pilot illerdi. Tümü ithal malzemelerle (kablosundan, prizlerine kadar) mevcut alt yapı kullanılarak, yetmedi havai hat çekilerek ''YATIRIM'' bitirildi. Milyonlarca dolar harcandı. Verilen teşvikler de cabası.

Kablo Tv hizmeti götürülen yerlerin seçimi ise tamamiyle ortaoyunuydu İzmirde. O zamanın parası ile abonelik pahalıydı. Ama yer seçimini yapan otorite ne hikmetse gelir grubu düşük (Çiğli gibi) yerleri uygun gördüğünden, USA dolarları yaklaşık on sene yerin altında kaldı. Bu nimetten faydalanmak isteyen zenginlerin şikayeti neticesinde, yıllar sonra binbir zahmet ile Güzelyalı'ya Kablo Tv hizmeti götürülebildi.

Nereden nereye diyeceksiniz. Sadede gelelim. Efendim, her binada bir kablo tv dağıtım kutusu var (bazı binalar es geçilmiş ayrı mesele) .Bu dağıtım kutularına elektrik gerekli. Elektriği nereden alacaklar? Tabiki apartmanın elektrik dağıtım kutusundan. Ama herhangi bir dairenin saatine bağlayamazlar. Çözümü bulmuşlar merdiven otomatiği. Bu otomatın parasını kim ödüyor? Apartman ortak giderlerinden olduğu için her daireye eşit olarak bölünüyor. Böylece Kablo Tv tıkır tıkır çalışıyor. Burada sorun; evine kablo tv bağlatmayan apartman sakininin gidere ortak olması.

Diyecekler; Efendim bu kutunun harcadığı enerji devede kulak, parası da öyle. Bana ne kardeşim, evimde kablo tv yok! niye başkasının kullandığı bir şeyin parasını az da olsa ben ödeyeyim. Yasalara uygun mudur?Apartman sakinlerinin onayı alınmış mıdır? Bu sistem Gelir Paylaşımı'na göre çalıştırıldığından, İzmir toplamını aldığınızda; firmaların yanlarına kar kalan nedir? hesaplayın o zaman.

Özetle her işimiz şark kurnazlığı ile dolu. İzmir'de ortak kullanıma dayalı hizmetlerde uyanık olmalı vatandaş. Çünkü vatandaş kimsenin umrunda değil. Önemli olan cebi doldurmak. Hizmet götürülüyor görüntüsünü yaratmak.

Haa! bir de ortak giderlere katılmayan, kapısı ayrı bacası bir dairelerle sorunu olan apartman yöneticilerinin dikkatine...