Kaç parayız biz ? (II. bölüm)

Hangi birisiyle baş edeceksiniz ? Hangi biriyle mücadele edeceksiniz ?
Bu bir teslimiyet yakınması değil elbet. Ama işimiz çok zor.

Çıkın bakın sokaklara, dönüp reklamlara bakın. Televizyonlara, dergilere, gazetelere bakın. Siyasetçiye, encümen azasına, k.. kırık apartman yöneticinize bakın. Bankacınıza, sigortacınıza, avukatınıza, mali müşavirinize, gittiğiniz özel hastaneye bakın. Telefon şirketinize, internet servis sağlayıcınıza, kredi kartı dağıtıcınıza, belediyenize, su şirketine, gaz şirketine, elektrik şirketine bakın.

Hiç değilse bir kere, durun ve sakin sakin düşünün.

Benzin aldığınız istasyona, ekmek aldığınız fırına, yemek yediğiniz lokantaya, arabanızı bıraktığınız servise, bilgisayar tamircinize, pazarcınıza, marketçinize, manavınıza bakın. Badanacı, boyacı, muslukçu, elektrikçi, mobilyacı, marangoz ve iş yaptırdığınız bilumum esnafa bakın.

Caminizdeki imamınıza, cem evindeki dedenize, kilisenizdeki papaza bakın.

Durun ve dikkatlice bir bakın etrafınıza. Aklınızda tartarak, uzaydan gelmiş gibi garipseyerek, yabancılaşarak bakın.

Kaç kişiye “ beni asla kazıklamaz”
Kaç kişiye “ bana asla yalan söylemez”
Kaç kişiye “ gözüm kapalı kefil olurum”
Kaç kişiye “ ölümüne güvenirim” diyebilirsiniz ?

Hepsine mi ? Ya çok gençsiniz ya da çok saf.

Ey kahraman Türk Milleti (!) Nerde senin o şanlı tarihin? Makus talihini yendiğin İnönü meydanların, Çanakkale destanın, Estergon kalen, Plevne’den çıkmayan Osman Paşa’ların, Halife Ömer’inin adaleti, ateşle imtihan edildiğin günler, sokaktaki sadaka taşın, uğruna ölümlere gidip geldiğin hicabın, arın, namusun ve imanın. Nerde kaldı haram korkun ? Nerde, şerefin, haysiyetin gururun ? Ne oldu bize böyle? Yoksa, bütün bunlarda mı yalandı ?

Kaç parayız biz ?

A.Mesut Tatlıpınar