Kaç rekat... (Ülkeden kaçmanın tam zamanı...)

KAÇ REKAT...

Kızlı erkekli eğitim olmasın, bu benim düşüncem hikayeleri ile daldılar işin “göbeğine”

Millet salak ya anlamayacak gerçek niyetlerini,

Daha leb demeden leblebi diyeceğinizi biliyor herkes, bakmayın sustuklarına…

Ne yapsınlar “aşağı tükürseler sakal yukarı tükürseler bıyık…”

Bir tarafta “cüzdan ve vicdan” diğer tarafta ülkenin ve çocuklarının geleceği…

Amma velakin; eski nesil “cüzdanla vicdan” arasında sıkışıp kaldığı ve açıkçası korktuğu için sesini bile çıkaramıyor.  Ama yeni nesil özellikle “gençlik” hem ülkenin hem kendi geleceklerine sahip çıkmakta çok kararlı…

Taksim ve Gezi parkı eylemleri ve ruhu şimdilik askıda, sanmayın ki “laf olsun torba dolsun” diye onca insan yaralandı sakat kaldı hatta öldü…

Ne der atalarımız; “Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu…”

***

Dün çok yoğun ve üzücü bir gündü, mesaj kutuma bakmakta geciktim. Az evvel mesaj kutuma düşen bir haberde;

“Isparta’da bir Anadolu Lisesinde (? )öğrenci yemekhanelerinde kızlar ayrı saatlerde erkekler ayrı saatlerde yemek yemeleri konusunda düzenleme yapılmış, sonra da kendilerinden kendilerini son derece masum gösterecek dilekçeler alınmış…”

Ve kıvırmışlar; pansiyon yemekhanesinin kızların tuvaletine yakın olması nedeniyle, şikayet vardı işte o şikayet dilekçeleri, diye tüm ülkeyi aptal yerine koymuşlar…

Bre manyaklar madem bu pansiyonda yeterli bir alan yok, yemekhane ve tuvalet içi içe, hangi akla hizmetse tuvaletin hemen yanına yemekhane yapmak gibi absürt bir şey yapmışsınız, böyle tuhaf bir ayırım yapacağınıza yemekhaneyi büyütüp insanca paylaşılan yemekhane ve tuvaletler yapsaydınız ya…

Ama Başbakan ve ekibi bir kere size yol verdi, siz de fırsat bekliyordunuz ve sağanak halde yağmaya başladınız…

***  

Şu güzelim ülkenin geldiği yere bakar mısınız? Yaşanacak yeri kaldı mı?

Şahsen bendeniz eğer elimde daha geniş imkanlar olsa “artık bu ülkede” beş dakika bile kalmam ama lanet olsun cep delik cepken delik…

Onun için diyorum ki daha başka şeyleri yaşamadan bizlere kendi inançlarını ve sosyal yaşamlarını dayatmadan; kaçmak lazım…

“Kızlı erkekli eğitim olmasından yana değilim” diyene söyledikleri gibi; Onun fikri…

Bendeniz de tıpkı aşağıdaki fıkra da olduğu gibi böyle düşünüyorum…

Bu ülke için canım feda ama hiç kimse unutmasın ben bu dünyada bir kere geldim bir daha gelmedim hele hele acı çekmek köle muamelesi görmek için hiç gelmedim…

Varsın “biat edenler” kalsın, tepe tepe kullansınlar “kendilerini” zerre kadar gözü olanın da gözü çıksın…

***

Efendim malum Osmanlı dönemi. Ve zaman bir ramazan ayı…

İki Bektaşi demlenecek yer bulamayınca mezarlığa gitmişler ama orada bile görülüp yakalanmışlar…

Kafakol karakola götürülmüşler… (O zamanlar biber gazı ve cop yok ya…)

Karakolda; sizlere soracağımız soruları bilirseniz falakadan kurtulursunuz, demiş “polisler”.

Önce “Sabah namazının” kaç rekat olduğu sorulmuş…

“Bektaşiler “Beş rekattır” dediklerinde ayaklarına dörder değnek vurulmuş..

Sonra da öğle namazının kaç rekat olduğunu sorduklarında da “yedi rekat olduğu yanıtlarına ”karşılık onar değnek vurulmuş ayaklarına…

Derken yatsı namazı için on üçer değnek…

Artık gidebileceklerini söylemiş karakoldaki görevliler.

Ayakları üzerine basamayıp sürünerek binadan çıkarlarken biri, şurada az oturup dinlenelim, deyince öteki telaşla;

“Ne oturması, yürü çabuk, teraviyi unuttular teraviyi, hatırlarına gelmeden kaçalım buradan,” demiş…

***

Akıllarından geçeni bilmenin imkan ve ihtimali yok ama hatırlarına gelecek bu tür muhteşem önerilerin çok canlar yakacağı daha şimdiden belli…

Neyse; şaka yollu da olsa galiba kaçmak lazım, çünkü “gemiyi azıya aldılar…”

Üstelik sıkışıp kaldıklarından da değil “Aleni…”

Taksim ve Gezi Parkı eylemlerini “iyi okuyamayanlara” kapak olsun…

İyi tatiller…

Erdoğan ÖZGENÇ