Kaçak

Akıllılık ile korkaklık arasında çok ince bir çizgi vardır.

Olay aynı duygular farklı, bazen korkak bazen akıllı.

Ortak noktaları, kaçak olmaları.

İçindeki ses kimi zaman dur der.

Dur ve geri dön, ardına bakmadan uzaklaş olay mahallinden.

Korkarak mı kaçarsın o an, akıllı davranarak mı?

Düşündüm dün ardından tüm kaçak duyguların.

Hangi duygularla kaçardık olaylardan.

Çok mu akıllıydık yoksa tamamen korkak mı?

Bir amiriniz vardır mesela, yıllar öncesinden aklınızda kalan.

Söz verdiği vaatleri yerine getiremediği anlarda müşteriyle karşılaşmaktan kaçan.

Size söylettiği yalanlarla yüzleşme zamanı geldiği zaman ortadan kaybolan ya da açık kapıları kapatan.

Kendince akıllı, sizce korkak mı?

Çıkarlarına ters düşerse, düşünerek kaçan, gösterişli dekorlar altında paha biçilmez korkaklar mıdır kaçan akıllılar.

Ya da trafik sıkıştı diyelim ve arkadan ani gelen firen sesiyle sarsıldınız.

Büyük hışımla omuzlarınızı kabartarak çıktınız arabanızdan dışarı ama gördünüz ki adam çam yarması.

Akıllı davranıp kaçar mısınız yoksa korkar da mı kaçarsınız?

Ya kedinin kaplandan kaçmasına ne demeli…

Akıllı mıdır kedi?

Yoksa korkak diye bağırır mı ardından kaplan kedinin…

Ya da bir ahu gördünüz mesela.

Anladınız ki dudaklarınızdan çıkacak kelimeler aşkınızı telaffuz etmeye yetmeyecek.

Tecrübeleriniz ümitsiz bir aşkın korkularını içinde hissedecek.

Duyularınızı kapatır, susturursunuz yüreğinizi…

Kaçarsınız...

Peki neden?