Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '09

 
Kategori
Siyaset
 

Kaçımız Hasan Tahsin'iz?

Kaçımız Hasan Tahsin'iz?
 

Kaba hesapla direklere mor-beyaz bayrakların çekilmeye başlandığı günden itibaren koca bir 90 sene


Bugün 15 Mayıs 2009. İzmir’in Yunan işgaline uğramasının ardından tam 90 sene geçmiş. Kaba hesapla bayrak direklerine mor-beyaz bayrakların çekilmeye başlandığı günden itibaren koca bir 90 sene. Hasan Tahsin’in yaşananlara tahammül edemeyişi belki de yaşanacaklara olan önsezisinin etkisiyle o kurşunu sıkmasından sonra geçen 90 sene …

Neler değişmedi ki 90 senede ? Siyaset, ekonomi, sömürü düzenleri, milliyetçilik anlayışlarımız hatta popüler ve sözde milliyetçi olmaya çalışanlarımız değişti ve farklı yönlerde gelişti. Kimi zaman sert çıktık yapılanlara, sömürülen duygulara, kimi zaman ağzımızı bıçak açmadı yok yere satılan doğal kaynaklara. Kimi zaman Türko-Amerikan olmasını hoş karşıladık Mehmetçik Ayşecik yurdu Anadolunun, kimi zaman “Hepimiz Ermeni” olduk sebebini, amacını bile kavrayamadan.

Peki Bugün kaçımız Hasan Tahsin olabilecek bu vatanda? Kaçımız onun kadar dirayetli bırakın kanı, kemiği bile emmeyi hoş gören kafalara? Kaçımız helal ediyoruz meme emen kundaklık yavrunun hakkını tabir-i caizse eğer gavura?

Bırakın gece yastığa başımızı huzurla koymayı acaba sabah kalkınca düşünüyoruz muyuz bugünün hesabını? Alacakaranlığa gömmek midir yoksa dürüst olmak yapamadıklarımızı?

Sahi biz ne kadar bu vatanı kurtaranlara yakışan evlatlar olmayı başarabiliyoruz? Ya da 19 Mayıs’ta meydanlarda olacak gençlerin kaçı bu vatanın emanet edileceği güçlü, dinamik, vatansever, çalışkan, nesil kıvamında?

Hiçbir defa bile “neden“ diye okumadan “Gençliğin Ata’ya Cevabı” nda ne yazdığını bilen var mı içlerinde acaba? Yoksa koca nesil Cumhuriyet’in 28’inde kabul edilip 29’unda ilan edildiğini mi zannediyor hala? Ha tarihini de bilmiyorlarsa düşman başına. Atam izindeyiz dövizlerinde tatili mi anlattığını sanıyorlar yazılanların yoksa? 3 kıta ötedekilerin mücadelelerini alkışlayıp baskı kıyafetlerini üzerinden çıkarmayanlar asıl mücadeleyi yapanlara neden sempati duyamazlar? Armut hiç mi dibine düşmez acaba?

Hiç okudular mı acaba milli mücadeleyi ders kitaplarının itekleme cümleleri dışında? Ya da hiç hesap ettiler mi Coğrafya dersinde ellerinin ayasını Konya’nın üzerine koyup biz Osmanlı torunlarına hediye edilen (!) toprakların ufaklığını? Kendileri de mi ondan öncekiler gibi ardından gidecekler kafalarına dikte edilen ilk fikirlerin? Yoksa bu vatanı kuranların birçoğu gibi “eski kafalı” ların çocukları yeni nesil olabilecekler mi?

Hadi Hasan Tahsin kadar olamasınlar (ne mümkün), bu vatana maazallah savaş açılsa; Hoş Geldin Yabancı Sermaye diye buyur mu edecekler yoksa? (!!!) E bizden öncekiler öyle öğretti ya, rüzgar eken fırtına biçer misali.

Bilinçli bir toplum yaratamadık, sanırım biz beklenen biz olamadık. Darısı gelecek neslin başına.

Bu vatan uğruna uğraşan herkesin mekanı cennet olsun. Saygılar

 
Toplam blog
: 63
: 1414
Kayıt tarihi
: 14.08.08
 
 

Hayat hikayemi fazla uzatmayacağım, çünkü hepimiz bir şekilde yolumuza kavuşuyoruz. Okuyan bir an..