Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '09

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Kaçkar eteklerinde bir saklı doğa harikası, Kaçkar'ın gülü: Cimil

Kaçkar eteklerinde bir saklı doğa harikası, Kaçkar'ın gülü: Cimil
 

Cimil Derneği web sayfasından


Cimil, Rize'nin İkizdere ilçesine bağlı, üç köyden oluşan bir platodur. İkizdere'ye uzaklığı 28 kilometredir. Dünyanın sayılı vadileri arasında yer alan, gerek fauna ve gerekse flora olarak bir çok endemik türleri barındıran ve iki dereyle ikiye ayrılan İkizdere vadisinin doğu yönünden Kaçkarlara uzanan son yerleşim yeridir Cimil.

Cimil, bozulan dünyamızda bakir kalmayı başarabilen ender yerlerden biridir. Bunun en önemli nedeni de Cimillilerin kendilerine miras kalan bu harika doğa parçasına sahip çıkmalarıdır. Bu uğurda o kadar fedakarlığa katlanmaktadırlar ki, çakır-çukur bozuk yolların kahrını çekiyorlar ama bu yolların devlet tarafından yapılmasını istemiyorlar. Şaşırtıcı bir önseziyle, güzel yolların çirkin doğa anlamına geldiğini düşünmektedirler. Belki komik gelecek ama, devlet israrla "yollarınızı yapalım" dedikçe onlar inatla "hayır" demektedirler! Kimbilir, belki de çok haklıdırlar...

Her insanın hayatında doğduğu ve çocukluğunun geçtiği yerlerin ayrı bir anlamı vardır. Ayrı kalındığında o yerlerin değeri çok daha fazla hissedilmektedir. Zaman geçtikçe oraların taşı toprağı insanın burnunda tütmektedir. Benim için de böyle olmakla beraber, Cimil'in aynı zamanda bir doğa harıkası olduğu da bir gerçektir.

Bu duygularla Cimil için yazdığım şiirimi sizlerle paylaşmak istiyorum...

CİMİL

Cimil'in deresinde bulunur kayalıklar
Her tarafta çiçekler, suda alabalıklar

Binbir çeşit rengarenk çiçeklerin balosu
Yaz aylarında Cimil canlı resim tablosu

Seni anlatmak için yazmak lazım bir destan
Çiçek tarlası mısın yoksa bağ-ı gülistan?

Sıra sıra sarp dağlar, ortalarda yaylalar
Güneş doğmadan mallar yamaca yayılırlar

Çocukluk günlerimin anılarıyla dolu
Seni hiç unutamam Çırmanıman'ın gölü

Kalçarak yaylasında alabalık avlardık
Adalar'da karışık su oyunu oynardık

Yaylaların içinde Sarpinovit yaylası
Kız Gölleri'nde vardır, garipin hatırası

Yaylanın adetidir her taraf b.klu patak
Bir de seni görseydim, ah gidi Kuruyatak

Met-değnekle ciriti sıra ile oynardık
Kışın buzda rampadan kızak ile atlardık

Yüzerken ürperirdik buz gibi deresinden
Balıklama atlardık Palenik Köprüsü'nden

Cimil kış geldiğinde giyerdi beyaz basma
Tilkilerle ahbinde oynardık "arakesme"

Ne kadar çok severdik "tandır"ın yanmasını
Üzerinde kaynayan "lobiye" çorbasını

Suda pişmiş "kartof"u çok sarardı çalması
Körali'nin kartofu hakiki yer elması

Senden ayrıldım diye sanma uzaklardasın
Gündüz hayallerimde, gece de rüyadasın

Bugün hava yağışlı yine dere bulanmış
Toru eline alan dereleri dolanmış

Toru saldım dereye, ucu gider nereye?
Balıkların şaşkını düşüyor içeriye

Ocakta ne pişiyor, nedir bu kalabalık?
Tereyağı içinde tavada alabalık

Köğüt'ün yaylasına gidenler hep atlıdır
Köğüt'ün deresinin suyu baldan tatlıdır

Suların çok soğuktur, dolu bardak içilmez
Bir bardak içilmeden hiç birinden geçilmez

Ben içmiş gibi oldum Cincekar'ın suyundan
Acaba almış mıdır sahibinin huyundan :))

Dede Kaya karşıda dede gibi durursun
Kim bilir kaç dedeyi mezara götürürsün

Karşıdan hep bakarsın, kayıta alır mısın?
Cimil'in tarihini bana anlatırmısın

İçin için ah çekip, yüreği dağlar mısın?
Cimil'in bu haline güler mi, ağlar mısın?

Nüfusu bir zamanlar binleri aşıyordu
Üç pare köy, kaç hane burada yaşıyordu

Eskiden nal sesleri müzik gibi gelirdi
Şimdi korna sesinden senin başın ağrıdı

Bilmemezlikten gelme, her şeyi anlıyorsun
Kışın ıssız kalıp da kafa mı dinliyorsun?

Geçmiş kara günlerde boynunu bükmüşsündür
O büyük yangınlarda gözyaşı dökmüşsündür

Zaman azgın canavar, bekliyor devrilmeni
Bir anda nasıl yuttu; harmanı, değirmeni

Yavruları kaptırmış, bak farenin yasına
Şahinler yuva kurmuş Aşut'un kayasına

Avaz avaz bağırır, kuşun dünya neyine?
Yuvada yumurtayı bir yılan yedi yine

Yılanı doğan kaptı, gökte asılı kaldı
Kuşun intikamını yine başka kuş aldı

Kerendiyi salladım, ben bir günah işledim
Otların arasında yavru karnını deştim

Bıldırcın çalılarda acıyla bağırırmış
Yavrumu kesme diye, meğer o yalvarırmış

Cimil'i çok dolaştı, acıktı bu fukara
Peynir, ekmek, domates, geçelim Kılçıkar'a

Dertliyim efkar basmış, dağları duman sarmış
Coğuni kalabalık, yaylada şenlik varmış

Cimil ata ocağı, bizlerin anayurdu
Alaettin kardeşim derneğimizi kurdu

O da Cimil hayranı; Recep Ali Kumbasar
Kaybolmuş yıllarını Çitrik Gölü'nde arar

Arkadaş benim gibi sakın siz de yanmayın
Anlattığım bu rüya bu kadardır sanmayın

Yeşil yeşil çimenin, taşın, toprağın özel
Dağlarla kucaklaşan dumanın bile güzel

Lanet olsun şehirin yatına sarayına
Hasret kaldım Cimil'in havasına, suyuna

Tarabya, Hazıran 2004

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..