Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '11

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Kaçkar eteklerindeki Cimil, artık "bir saklı doğa harikası" değil!

Kaçkar eteklerindeki Cimil, artık "bir saklı doğa harikası" değil!
 

Ekonomik AYRINTI gazetesinden (heliski)


07.06.2009 günü, gerek fauna ve gerekse flora bakımından birçok endemik türleri barındıran dünyanın sayılı vadileri arasında yer alan İkizdere'nin doğu yönünde Kaçkar dağlarına doğru son yerleşim yeri olan Cimil'le ilgili, "Kaçkar eteklerinde bir saklı doğa harikası, Kaçkar'ın gülü: Cimil" başlıklı bir yazı yazmıştım (*). Bu yazımda: 

"Cimil, bozulan dünyamızda bakir kalmayı başarabilen ender yerlerden biridir. Bunun en önemli nedeni de Cimillilerin kendilerine miras kalan bu harika doğa parçasına sahip çıkmalarıdır. Bu uğurda o kadar fedakarlığa katlanmaktadırlar ki, çakır-çukur bozuk yolların kahrını çekiyorlar ama bu yolların devlet tarafından yapılmasını istemiyorlar. Şaşırtıcı bir önseziyle, güzel yolların çirkin doğa anlamına geldiğini düşünmektedirler. Belki komik gelecek ama, devlet ısrarla "yollarınızı yapalım" dedikçe onlar inatla "hayır" demektedirler! Kimbilir belki de çok haklıdırlar..." diye yazmıştım. 

Bu yazıma Sayın Ezgi Umut bir yorum göndermiş ve yorumunda, "Güzel yermiş, memleketimizde ne güzellikler var. Rıfat Ilgaz'ın romanlarında da Batı Karadeniz'deki köylüler yol yapımından pek hoşnut değillerdir. Onu anımsadım..." demişti. Ben de bu yoruma, "Demek ki bizim köylüler düşüncelerinde pek yalnız ve de haksız değillermiş..." diye cevap vermiştim. 

Cimillilerin Cimil'i koruma adına bu kadar fedakarlıkları ve hassasiyetlerine rağmen, Cimil artık "bir saklı doğa harikası" değil... 

Cimilliler yolları yaptırmayarak Cimil'i karadan korumaya çalışıyorlardı, ama tehlike hiç beklemedikleri bir yerden, havadan geldi... 

Ekonomik AYRINTI gazetesinin 07 Mart 2011 tarihli nüshasında bakın nasıl bir başlık var: 

"Rize'nin Cimil Yaylası zengin iş adamlarının gözdesi" 

Bir de bu başlık altında yazılanlara bakın: 

"Rize'nin Cimil Yaylası tüm gözde beldeleri geride bırakarak Türkiye'nin en pahalı tatil yöresi oldu. İşte Cimil'in özelliği: Türkiye'de en pahalı tatil ne Antalya'da, ne de Bodrum'da. Rize'nin Cimil Yaylası tüm gözde beldeleri geride bırakıyor. Haftalığı 20 bin euroluk tatile şu anda en çok yabancı iş adamları ilgi gösteriyor... 2006 yılından beri yapılan ancak bu yıl Türkiye'de ilgi gören heliski (helikopterli kayak), kayakçıları helikopter ile tepelere bırakıp oradan kaymalarını sağlayan bir spor türü... Dünyanın sınırlı bölgelerinde gerçekleştirilebilen heliskinin en önemli özelliği kayak merkezinden veya kayak pistinden uzakta, karın bol olduğu alanda yapılması. Kanada, Alaska, Kafkaslar ve Himalayalar'da yapılan bu spor, ülkemizde ilk kez Kaçkar dağlarında yapılmaya başlandı... Türkiye'den bu sporu deneyenler arasında ise Ali Koç ve Cem Hakko var. bu spor için gelen türistler arasında özellikle Fransa, İsviçre, Belçika, İngiltere ve Rusya'dan ekipler bulunuyor..." 

Doğal güzelliklerin türizm açısından tek başına bir şey ifade etmediği bir kez daha ispatlandı. Komşu Çamlıhemşin yaylalarını Türkiye'de ve dünyada tanımayan ve bilmeyen yoktu. Çünkü orada tesisler vardı. Cimil'i ise kimse tanımıyordu ve bilmiyordu... 

Her şey İkizdere-Cimil arasında, İkizdere'ye 6, Cimil'e 22 km mesafede yapılan ve açılışı 2008 yılında Başbakan Erdoğan tarafından yapılan Ridos Thermal Hotel sayesinde oldu. Trabzon havaalanına inen heliski sporcuları buradan 90 km uzaklıktaki bu otele geliyorlar. Sporcular buradan helikopterlerle Cimil'in hemen karşısındaki 3000 rakımlı dağa götürülüyor ve Cimil vadisine doğru kayışlar gerçekleşiyor. Sonunda da helikopterlerle otele dönüş sağlanıyor. Tabi ki zorlu kayışlar sonunda şişen kaslar da otelin mineral bakımından oldukça zengin sıcak termal sularında gevşetiliyor... 

Bugün havadan, yarın karadan... Cimil'in hemen aşağısında bu lüks tesisler yapılmaya başlandığında, Cimillilerin Cimil'i koruma adına yolları yaptırmamalarının, bu konuda direnmelerinin ne kadar boş bir hayal olduğu ortaya çıkmıştı. Bu harika doğal güzellikler; deresinde dünyanın en lezzetli kırmızı benekli alabalıkları, karasında her derde deva binbir çeşit çiçekler, bu çiçekleri otlayan hayvanlardan elde edilen kokusuna ve tadına doyamayacağınız tereyağı, Cimil'in spesialı yuvarlak yassı peynirleri, mincisi (Çökelek), balı ve tabii ki vücudu yenileyen, insanı 10 yaş birden gençleştiren havası ve suyu olduğu sürece ve de böyle güzel bir tesis de yapılmışsa eğer, Cimil'in kendini saklayacak bir şansı kalmamış demekti. 

Cimil'le ilgili önceki yazımın sonunda "Cimil" şiirini yazmıştım. Bu şiirimde Cimil'in hemen karşısında dağın zirvesine yakın bir yerde uzaktan bakıldığında yaşlı bir insanı andıran kocaman büyüklükteki "Dede Kaya"dan da bahsetmiş ve: 

Dede Kaya karşıda dede gibi durursun 

Kimbilir kaç dedeyi mezara götürürsün 

*** 

Karşıdan hep bakarsın kayıta alır mısın? 

Cimil'in tarihini bana anlatır mısın? 

*** 

İçin için ah çekip yüreği dağlar mısın? 

Cimil'in bu haline güler mi, ağlar mısın? 

*** 

Nüfusu bir zamanlar binleri aşıyordu 

Üç pare köy kaç hane burada yaşıyordu 

*** 

Eskiden nal sesleri müzik gibi gelirdi 

Şimdi korna sesinden senin başın ağrıdı 

*** 

Bilmemezlikten gelme her şeyi anlıyorsun 

Kışın ıssız kalıp da kafa mı dinliyorsun? 

*** 

Geçmiş kara günlerde boynunu bükmüşsündür 

O büyük yangınlarda göz yaşı dökmüşsündür 

*** 

Zaman azgın canavar, bekliyor devrilmeni 

Bir anda nasıl yuttu harmanı, değirmeni? 

*** 

demiştim... 

Ekonomik AYRINTI gazetesinin haberinden öğreniyoruz ki; artık kışın bile rahat bırakmıyorlarmış Dede Kaya'yı... 

Korna seslerini mumla aratacak, adeta dağları titreten bir sesle helikopterler tam da Dede Kaya'nın hemen yanıbaşına iniyorlar... 

Derin kış uykusundan uyandırıyorlar onu... 

Kimbilir belki de dayanılmaz yalnızlığını gideriyor, mutlu oluyordur Dede Kaya. 

Cimil artık bir saklı doğa harikası değil, bakir hiç değil... Meşhur oldu... Onu Türkiye'den önce dünya tanıdı... 

(*) http://blog.milliyet.com.tr/Kackar_eteklerinde_bir_sakli_doga_harikasi_Kackar_in_gülü_Cimil/Blog/?BlogNo=184656 

 

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..