Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '09

 
Kategori
İnançlar
 

Kader 8. bölüm

Ancak bu noktada kulun yapabileceği pek fazla bir şey yok gibi görünse de. Ben yine de alacağımız tedbirlerde eksik kalan bir şeylerin olduğunu düşünüyorum.

Şayet sen, ben, o her türlü görev ve sorumluluklarımızı yerine getirip yaptığımızdan eminsek, neden içinde yaşadığımız toplumda bu kadar çok fakir, fukara var.

Neden kötülükler, çirkinlikler almış başını gidiyor.

Neden bu kadar çok yalan, dolan, riya içinde yaşanıyor. Kimse kimseye güvenip itimat etmeden yaşıyor.

Neden toplumda dostluk yerine yalnızlık çekilip bencillik içinde sevgisiz, hoşgörüsüz bir hayat yaşanılıyor.

Neden hiç hal hatır sorulup kimse kimseye yaklaşıp yardım etmiyor.

Bu çirkin hayat, bu kaos neden?

Toplumun kaynaşıp kardeş olması için ortak yaşam şartları neden yerine getirilmiyor. Sen tok, ben tok gerisi aç, sefil kimsenin umurunda değil. Hiç böyle bir toplum huzur bulup sükunet içinde yaşar mı?

Böyle bir toplum hayat bulur mu?

Elbette hayır. Çünkü böyle yaşanılan bir toplumda ne huzurlu bir hayat olur. Ne de sağlık içinde mutlu yaşayan bir toplum olur.

Toplumda yaşayan tüm insanlar üzerlerine düşen görev ve sorumluluklarını hakkıyla yerine getirmediklerinden dolayı, üzerlerinden bela, şer ve kaza hiçbir zaman eksik olmaz.

Sevgi ve saygı aranmaz. Çünkü bu güzel duygulardan yoksundurlar.

Sürekli hata, kusur arayıp, aç gözlülük içinde bencil yaşayıp birbirlerine zarar verirler.

Halbuki İslamiyet, toplum düzenini en iyi organize edip sağlayan bir dindir.

Toplumun bütün fertlerini tıpkı bir vücudun organları gibi düşünür. Bütün uzuvlarının sağlıklı olmasını ister. Toplumun bütün fertlerinin sağlık, huzur ve mutluluk içinde yaşamalarını ister.

Çünkü dinin gayesi insanları hak, hukuk düzeni içinde, bir ülkü, bir bayrak etrafında toplayıp, hepsini bir arada yaşayan kardeş edip, vatan, millet birliği içinde birleştirip, kaynaştırıp bütünleştirerek paylaşım içinde yaşayan bir toplum meydana getirmektir.

Bunun içinde toplumun bütün fertlerini terbiye ederek olgunlaştırmak. İnsanı insan yapan değerleri yukarı çekerek, insanların toplum içindeki doğal arlanma duygularını geliştirip güzelleştirmektir.

Toplumda dirliği, düzeni, bütünlüğü sağlamak için insanlara sevdikleri şeyleri de yeri gelince paylaşmalarını öğretmektir.

Paylaşmasını bilen insanlar hem sevilirler. Hem de saygın olurlar. Çünkü sevip, sevilme paylaşmadır. Paylaşıldığında da her şey daha da güzelleşir. Hayatımız kolaylaşır. Dolayısıyla hepimizin kaderindeki kötü gidişat düzelir. Hayattan herkes zevk alır. Yaşam daha da güzelleşir.

Bu nedenle lütfen sizler hiçbir işinizi daha sonralara bırakmayınız. Çünkü sonralarda herkesin hayatında birçok keşkeler var. Sonradan yaşanılan keşkelerimiz hiçbir işe yaramaz. Bunun için keşke şunu da yapsaydım. Bunu da şöyle söyleseydim. O zaman bu iş başıma gelmezdi gibi soru ve düşünceleri her zaman akıl edip, fikir jimnastiği yaparak boşluk arayıp tedbir almaya çalışınız.

Şayet alınan tedbirlerden sonra, mantıklı ve makul boşluk arayıp bulamadığınızda artık tereddüt etmeye mahal kalmamış demektir. Böyle bir kanata vardıktan sonra kulun yapacağı iş, aldığı tedbirlerle birlikte Allah’a tevekkül edip yaşamaya devam etmektir.

Bu aşamadan sonra şayet yinede başınıza bir iş gelirse, işte o zaman bu bir kaderdir. Bu şekilde oluşmuş bir Kaderden de asla kaçınılamaz.

Sevgi ve saygılarımla, arz ederim. ./...

Cahit KARAÇ

19.07.2009
 
Toplam blog
: 322
: 1004
Kayıt tarihi
: 08.03.08
 
 

1953 Elbistan doğumluyum. Lise mezunuyum. Kamuda çalışıyorum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım. Ken..