Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '14

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

Kader miydin sen keder miydin?

Kader miydin sen keder miydin?
 

Seninle karşılaşmamız tesadüf müydü yoksa Allah’ın bir lütfu mu? Ne garip ki kaynaşmamız bile çok kısa sürede oldu. Öyle ki içinde bulunduğumuz ruh haliyle dertleşmeye başladık. Ben anlattım acılarımı, sen dinledin ara vermeden. Yeri gelmişken iyi bir dinleyicisin. Kalbi kırık, sevdaya dair umutlarını yitirmiş biri vardı o zamanlar senin karşında. Seninle konuştukça rahatlıyordum, yüküm azalıyordu sanki güç bela taşıdığım. Yeni bir dosttun bana. Kederlerimin yerini halka halka çoğalan sevinçler aldı. Ben gönül yaralarımı sararken sen kendi acılarını unuttuğunu söylüyordun. Senin de yanmış kalbin kor ateşlerde. Yaralarına merhem olamamış kimse. Yalnız, benim gibi tövbe etmişsin sevmelere. Sonraki günlerde biliyorsun işte; yakınlaşmalar başladı, karşı konulmaz bir özlem… Telefon konuşmalarının süresi, beraber olduğumuz anlardan fazla olmaya başladı. Sesine âşık oldum sanki. Sonra her şey karıştı birbirine. Hastaydım hani. Hatırlıyor musun? Hiç görmediğim ilgiyle, sevgiyle karşılaştım. Çocuğa gösterilen şefkatle, sevgiyle şımardım adeta ve tutamadım kendimi, seni öptüm. Dizlerimin nasıl titrediğini anlatamam, şaşkınlık içindeydim. Sende öyle. Zaten yaralıydık; şimdi yeniden filizlenen bizim sevgimiz vardı elimizde. Şaşırdık, hiç beklemediğimiz bir anda gelişti her şey. Benim cesaretime, senin karşılık vermenle koyulduk yola. İkimizde temkinli davranıyorduk; sırlarımızı, acılarımızı biliyorduk çünkü. Benim fakir kalbim, sayende en zengin saltanatını sürüyordu. Bana her dokunduğunda, yeniden yaratılıyordum sanki. Ne kadar aç kalmışım sevgiye. Seni güven duygusuyla sevmek, sırtımı dayamak sana, korkmamak kaybetmekten… Ne isteyebilirdim ki başka? İstemedim de. İşte böyle başladı seninle aşk, yaşandı da. Hiç de yabana atılmayacak keyfinde. Ölümlü insanların sevgileri de ölümlü oluyormuş, aşkları da. Bizim sevgimizde her geçen gün yok oluyordu sanki. Çoğalması, büyümesi gerekirken… Konuşamaz olduk, sözler bitti yani. Sözlerimiz değil dakikalarca birbirinden ayıramadığımız gözlerimiz konuşurdu ya hani. Onlar da sustu. Oysa yarınlara umut biriktirmiştim. Sözler bittiğinde ne kalır geriye? Hiçbir şey...Saman alevi gibi yanan yok olan, ardında acı bırakan, sadece izlerini ömür boyunca taşıyacak olduğum, yeni yaralarım var sayende. Senin sardıkların bu kadar canımı yakmamıştı. Böyle mi söz verdik birbirimize? Tekrar yanılmak çok acı. Evet, kabul ediyorum! Yanan aşk ateşi söndü. Suçlu aramıyorum. Ben bir sevda büyüttüm. Yaşadım tadına varabildiğim kadarıyla, sana da yaşattım diye düşünüyorum. Doğuşuna ben tanıktım, ölümüne de ben sahip çıkıyorum. Eğrisiyle doğrusuyla benim sevdam çünkü. 
 

 
Toplam blog
: 111
: 161
Kayıt tarihi
: 24.12.11
 
 

1965 Zonguldak doğumlu ve halen Zonguldak'ta yaşamaktayım.Yazarım ve çeşitli platformlarda sunucu..