Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ağustos '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kadıköy'de bir İhtiyar Dede

Kadıköy'de bir İhtiyar Dede
 

Cumartesi sabahın erken saatlerinde Kadıköy’e geçişimle başladı onu tanıyışım. Sabahın ilk saatlerinde kısada sürse deniz yolculuğunun keyfi yaşanılası güzellikte. Martılara simit atmak, çarşaf gibi bir denizde esen rüzgarı karşılamak ve o rüzgara saçlarını bırakmak… Anadolu yakası çocukluğumdan beri alışamadığım yerlerdendir oysa. Ama sırf bu keyifli yolculuklar için taşınılası bir yer.  

Kadıköy, Üsküdar, Kalamış... Önce Haydarpaşa’da yarısı iniyor yolcuların, kalanı Kadıköy İskelesi’nde. Herkes bir yere koşturma telaşında ilerlerken, arkadaşımı beklemek üzere bulduğum ilk yerde oturuyorum. Mahsus erken geldim aslında biraz deniz ve manzaranın keyfine varıp, kendimi dinlemek düşüncesi vardı aklımda. Gelen ilk çaydan birkaç dakika sonra uzaktan gördüm onu.  

Oldukça zayıf, hafifçe aksayan, başında kasketi, elinde ıslak mendilleri ve masmavi gözleri. Kararlı kararsız yaklaştı yanıma. Selpak aldım ondan. Aslında yardımcı olmak adına ücretini ödediğim selpak dan almak istemedim ama kabul etmedi. Utandım teklifimden! Elleri ve yüzü yılların izlerini taşırcasına bir hayli kırışmıştı. Selpaktan sonra birde hayır duasını aldım ve uzaklaştı.  

Aradan geçen kısa bir süre sonra tekrar belirdi karşımda. Birbirimizi tanırcasına güldük. Ne yapıyorsun? Diye sorduğunda arkadaşımı beklediğimi söyledim ve beraber çay içmeyi teklif ettim. Oturdu karşıma belli ki sol bacağında sorun vardı ve canı yanmaktaydı. Anlatması için bekledim hiç bir şey sormadan. Sonra beraber kahvaltı edelim dedim ancak ağzında hiç diş olmadığını söyledi. Bu şirin mi şirin, hafif peltek konuşmanın nedeni dişlerinin olmamasıymış meğer. Simit yiyemezdi ancak simidin içini çaya batırıp yiyebiliyordu.  

Beraber kahvaltıya başladık o da bir yandan anlatmaya tabii. İki tane çocuğu var, eşini kaybedeli çok olmuş. Oğlu eşi istemediği için babasını yanına alamıyor. Kızı ise engelli ve engelli maaşı aldığı için onu yanlarında tutuyorlar. Bir kaç yıl olmuş sokakta yaşamaya başlayalı. Günlüğü on beş TL olan bir otelin bodrum katında yaşıyor. Elindeki selpaklarla ise günlüğünü çıkarmaya çalışıyor. Tek bacağı estetik görüntüsünü çoktan kaybetmiş ne olduğunu bilmediği bir nedenle şekil değiştirmiş ve oldukça ağrısı var. Tansiyon ilacını alamayalı üç gün olmuş ancak para kabul etmiyor.  

Dinledim boğazım düğümlenmiş bir şekilde. En azından bir derdine deva olabilmek için önerilerde bulundum ama nafile. Sonra kendimi tutamayarak gelinine ve oğluna söylendim biraz. Onun benim öfkeme karşılık sakinliği dikkatimi çekti. “Ben kimseye beddua etmem bu isyandır. Bundan yıllar önce sokakta yaşayanları gördükçe şaşırırdım. Demek kimsenin ne olacağı sahiden belli değilmiş. Evim, arabam, işim, çocuklarım ve çok sevdiğim bir eşim vardı. İnsan elindekileri birden kaybedebiliyor. Ne yapacaksın? Allah verir Allah alır. Geçmişi düşünürsem bugünü yaşayamam, kaldıramam ölürüm. Ben bu halime alıştım şimdi. Kimse yarın nerde, nasıl olacağını bilmez” dedi sadece.  

Konuşmalarımızda geçmişi unutmaktan bahsederken, genelde hep kötü tecrübe edinilmiş ilişkilerden bahsederiz. Oysa bu ihtiyar geçmişi unuturken hayatını yok sayıyor, yeni biri olduğunu kabullenip bu haline alışıyordu. Nasıl bir inanç duygusu vardı, nasıl büyük bir yüreği vardı bilinmez. Kahvaltısı (yani simit içini çay ile yumuşattığım papara) bittiğinde müsaade istedi. İkimizde birbirimizi tanıdığımıza memnunduk.  

Ancak o günü bitirip akşam çökmeye başladığında içime de karanlıklar doldu sanki. Ne yapıyordu acaba şimdi? Vicdanen nasıl rahat edebiliyordu oğlu ve gelini? Yazıktı hem de çok yazık. Ama ihtiyarın güvendiği tek bir şey vardı; “kimsenin yarın ne olacağı belli değildi.” O bu haline alışmış Allahtan geldiği için baş tacı etmişti derdini, kasavetini. Ya diğerleri? Onlar nasıl verecekti bu vicdansızlığın hesabını?  

 
Toplam blog
: 670
: 1923
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

İstanbul doğumlu. Kuantum Yaşam Koçu. EFT, NLP, ETKİLİ İLETİŞİM, BEDEN DİLİ gibi bir çok konuda e..