Kadıköy'de sadece Alex vardı (1-0)

Fenerbahçe; Kadıköy'deki yenilmezliğini ve PlayOff şansını sürdürebilmek için kalan 3 maçını da final niteliğinde oynamak ve kazanmak zorunda. 3 gün önce Samsunspor ile oynadığı kupa maçında, 45 dakikalık futbol ile kendini fazla yıpratmadan tur atlamıştı. Bu sebeple oyuncuların maç yorgunu olduğunu söylemek yersiz olur. 

Bayan taraftarların desteğini arkasına alan Fenerbahçe, Bursaspor karşısında nedense maça oldukça tutuk başladı. Orta alanda Cristian ve Selçuk ileriye top çıkarmakta -beklendiği gibi- pek de başarılı olamadılar. Fenerbahçe adına maç boyunca; bekler ve liberolar arası abartılı hazırlık pasları, Stoch'un sol çizgiden bir-iki top taşıma çabası dışında kayda değer bir şey yoktu. Maçın skoruna etki eden sadece Alex De Souza ve geçen haftaki derbide attığı golün bir benzeri vardı. Yaşı ve aldığı sorumluluğun ağırlığı ile sahada en fazla yorgun olması gereken oyuncu iken en çalışkanı, en fazla çaba harcayanı ve en profesyoneli kaptan Alex'ti.

Aykut Hoca'dan ikinci yarıda oyuna Emre'yi alarak, tek başına orta alanın yükünü çeken Alex'in biraz olsun yükünü hafifletmesini bekledik, ancak Stoch'un yerine Dia'yı, Mehmet'in yerine Caner'i aldı. Son değişiklikte ise ortada top tutamayan takıma müdehalesi, Sow'u çıkarıp Bienvenu'yu almak oldu.

Bursaspor, özellikle ikinci yarı boyunca Fenerbahçe'ye nazaran daha aktif ve pozisyona giren takımdı. Direkten dönen 2 topu, konuk ekip adına şanssız dakikalardı. İki takımda maç boyunca açık oynadılar, pozisyon şansı verdiler, ancak maçın genelinde oyun kalitesi oldukça düşüktü. İki takım stoperleri Yobo, İbrahim ve Serdar Aziz'in kritik bölgelerde yaptıkları bireysel hataları skoru değiştirebilirdi. Ancak, vasat geçen maç Fenerbahçe lehine 1-0 sonuçlandı.

Fenerbahçe'de forma şansı bulan oyunculardan;

Dia; halen beklentileri karşılayamadı. Birebirde rakiplerinden daha ağır ve zayıf kalıyor. Sanırım kendisinden en azından bir Stoch olmasını beklemek artık zor.

Selçuk; hiçbir zaman Emre'nin alternatifi olabilecek düzeyde bir oyuncu değil. Hatta yıllardır Fenerbahçe'de nasıl forma şansı bulabildiği bilimadamlarınca araştırılıyor(?)

Mehmet; ısrarla sahada tutulmaya çalışılan torpilli oyuncumuz. Her zamanki gibi sahada silik kaldı.

Cristian; tek başına sorumluluk alabilecek, orta alanın yükünü kaldırabilecek bir oyuncu değil. Top ayağına geldiğinde gözleri telaşla Alex'i arıyor. Bu akşam Selçuk'la birlikte takımın en zayıf bölgesinde kayboldular.

Yobo; tecrübeli bir bek oluşuna rağmen çok ağır kalıyor, gereksiz riskli çalımlar atmaya çalışıyor. Özellikle rakiplerine pres yapmayışı ve kaleye vurulan şutlara müsade edişi ile bu sezon bize Lugano'yu mumla arattı.

Ziegler; sezona çok iyi başladı. Belki de gelir gelmez takıma en çabuk adapte olan oyuncuydu. Ancak ilk haftalarına nazaran, çok fazla pas hatası yapıyor, bölgesinde adam kaçırıyor. Stoch'dan da defansif yardım alamayınca sol koridor yol geçen hanına dönüyor.

Sow;  her Fenerbahçeli forvet oyuncusu gibi ileri uçta yalnızları oynuyor, yeterli yardım alamıyor. Orta alandaki sorunumuzu çözemediğimiz ve her şeyi Alex'den beklediğimiz sürece bu yalnızlık sürer gider.