Kadıköy mabedi

Fenerbahçe maça hızlı, Beşiktaş ise beklendiği gibi temkinli başladı. Defans zaafları olan iki takımın da gol bulmalarında bireysel hatalar önemli etken oldu. Toraman'ın hatası sonucu Fenerbahçe Selçuk'la ilk golü buldu. Lugano ve Volkan'ın yer tutuş hatalarıyla beraberlik geldi. Zapo'nun zamanlama hatası ise karavanacı Güiza'nın golle buluşmasına neden oldu. Karavanacı demekte ısrar ediyorum çünkü boş kaleye gol atamamaya devam ediyor. Kaçırdığı gol inanılmazdı.

Maça damgasını vuran isim ise şu ana kadar Bünyamin Gezer'di. İki taraf için de verdiği ve vermediği hatalı kararlar maçın temposunu düşürdü. Beşiktaş adına verilmeyen faul pozisyonlarını es geçerek, hatasını telafi ettirircesine gereksiz pozisyonları faul diyerek kesti. Güiza'nın, gözü önünde göğsü ile aldığı topu elle oynama diye gol pozisyonunu kesmesi de gidişatı etkileyecek hatalardan biri. Beşiktaş'ın verilmeyen golü ve Cisse'nin 2 sarı kart ile atılması yerinde bir kararlardı.

İlk yarı ortada ve tempolu geçen maçta, 10 kişi kalan Beşiktaş'ın ikinci yarı gardı mı düşer yoksa maçı mı çevirir bekleyip göreceğiz. Ayrıca Beşiktaş adına; Holosko, Tello ve Bobo'nun kenarda oturma Denizli'nin maça korkuyla çıktığı izlenimini verdi.

İkinci yarı Fenerbahçe'nin 10 kişilik rakipi fobisi nüksetti ve her an gol yeme riski ile karşı karşıyaydı. Alex'in de oyundan alınması ile Fenerbahçe'deki orta alan hakimiyetsizliği ön plana çıktı. Ancak bu boşlukları kullanabilecek bir Beşiktaş ortalarda yoktu. Siyah beyazlılarda tek mücadele eden Nobre'nin oyundan alınışı ise takımın gardını iyice düşürdü. Denizli; Tello yerine neden Serdar'ı kullandı ve yürüyen Delgado'ya neden bu kadar sabretti kestirmek güçtü. Beşiktaş o denli açıklar verdi ki; Güiza'nın son vuruşları değerlendirememesi farkı engelleyen en önemli etkendi.

Bu akşam Beşiktaş mı kötüydü Denizli mi kestirmek çok güç olmasa gerek. Çok kötü bir "Mustafa" filmi izledik.