Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '18

 
Kategori
Tarih
 

Kadın, Dün Ne İdi?

Kadın, Dün Ne İdi?
 

Kadın, tarihte de köle idi.


Kadın adına dünün vahşet tutan kâbuslarına birçok felsefe fikir ve din adamı da katılmıştı; Platon “Kadın elden ele gezmelidir.”, Aristo “Kadın yaratılışta yarım kalmış bir erkektir.”, Hesiad “Kadın, beladan başka bir şey değildir” diyordu.
 
Kadın tarihte esir pazarında satılan bir köle idi. Azgın köpeklere atılmak, diri diri toprağa gömülmek, odun yığınların üstünde ateşlenip yakılmak kadının kaderiydi. Kadın, ruhsuz, kirli, pis, silahla avlanan, para ile satılan, hiçe sayılan bir zavallı idi.
 
Çinlilerde kadın insan olarak sayılmaz, ad bile takılmazdı, bir iki üç diye sayı ile anılırdı.
 
Japonya’da baba kızına istediği gibi tasarruf eder. Kızının vücudunu para ile kiralar, bu hareket ahlaksızlık, namussuzluk değil, doğal bir gelir olarak bilinirdi. Kadın ticaret metası olarak kullanılır, fuhuş yaptırılırdı.
 
Yunanlılarda kadın mutsuz, bir kişiliği olmayan, toplumun içine çıkamayan, evde kilitli duran mal gibi mirasçısı olurdu. Bir erkeğe en büyük küfür ise ona kadın demekti.
 
Romalılarda kadın, bir şehvet sediri olarak algılanır, başka bir şeyi ifade etmezdi. Babasının kocasının veya bunların mirasçılarının malı, baba kızını kiraya verir, satar, öldürebilirdi, kimse karışamazdı.
 
Orta çağda kadın harp ganimetlerine dahildi. Yeniklerin silahları, diğer eşyaları gibi karıları da yenenin hakkı olarak bilinirdi. Alınan şehirlerde, yapılan yağmalarda kadın, askerlerin ilk hedefi olurdu.
 
Araplarda kadın, çok zulüm hakaret görür, aklı eksik olarak tanımlanır, kız çocukları diri diri toprağa gömülerek, öldürülürdü.
 
Mısırlılarda hiçbir kadının cenazesi iğrenç bir şekilde kullanılmak üzere elden ele gezdirilmeden mumyacıya verilmez gömülmezdi.
 
Musevilerde kadın yok hükmündeydi.
 
Senegal’de kadın, hayvanlardan çok daha ucuza satılırdı.
 
Avustralya’da kadın, her gelen misafirin koynuna girmeye onu eğlendirmeye zorunlu tutulurdu.  
 
Hıristiyanlıkta kadına ne taraftan bakılırsa pislik görülmüş gibi davranılırdı. Kadın, erkekleri felakete ve kötülüğe sürükleyen aldatıcı bir şeytan, insanlığı bütün felaketlerinin sorumlusu olarak bilirdi.
 
Korsika’da kadına insan gözü ile bakılmazdı.
 
İngiltere’de kadınlar boynuna bir ip takılarak boyunduruk konarak pazarda satılırdı. Bir, yarım liraya hatta bir kupa şaraba verilirdi.
 
İsviçre’de kadına sürekli ufak bir çocuk gibi bakılır, kendini idare edemez olarak görülürdü.
Türklerde kadın erkek bir sayılırdı. Kadın erkeği ile beraber yan yana savaşırdı.
 
Eğer tarih doğru ise kadına yapılan işkencelerden insanlığın yüzünün kızarması gerekir. Tarihte dünün toplumu kadını çok hırpalamış, kadın düne kadın para ile satılan bir mal olarak görülmüştü.
 
M.S. 2017’de kayıt altına alınan verilere göre Ülkemizde; erkekler 209 kadın öldürdü, 101 kadına tecavüz etti, 247 kadını taciz etti, 376 kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu, 417 kadına şiddet uyguladı. Binlerce çocuk gelin yapıldı ve evlendirildi.
 
Kadınını ezen, yaralayan, şiddet uygulayan, öldüren bir toplum mutlu olabilir mi? 200 bine yakın “çocuk gelin” ve “çocuk anne” ile sağlıklı bir gelecek oluşturulabilinir mi?
 
Bu trajik istatistiki veriler karşısında şimdilerde Anadolu insanının yüzü kızarıyor vicdanı sızlıyor mu?
 
Nizamettin Biber
 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..