Kadın, erkek ve denizdeki fırtına

Tatildeyiz. Tatile bayılırım ama araba yolculuklarını hiç sevmem. Kapalı yerde uzun süre kalmak bana sıkıntı verir. Eşimse bayılır araba sürmeye. Aman 5 dakika fazla süreyim diye gideceğimiz yerin etrafında fazladan 1–2 tur atar. İşte kavga sebebi. Ben neden benim sıkıntımı anlamıyorsun, park et artık diye söylenirken; o, neden benim zevk aldığım şeyleri engellemeye çalışıyorsun diye hiddetlenir. Tıpkı bir deniz gibi, köpürdükçe köpürür. Boğulmamak için karaya çıkarım hemen.

***

Tatildeyim. Otel odamın balkonumdan denizi seyrediyorum. Dün ne kadar dalgalıydı. Karşı kıyı gözükmüyordu. İnsanın içini üşüten bir soğuk vardı. Dalgalar sebebiyle oluşan beyaz köpükler, insanı korkutacak kadar çoktu. Deniz mavi değil, siyah ve beyazdan oluşuyordu. Gecenin karanlığı ile birleştiğinde, karanlık, şiddetli dalga sesi, yağmur, soğuk... Tam bir korku filmi sahnesi.

Bunların hepsi dün geceydi.

Bugün sabah, inanılmaz tatlı bir güneş var. Görüntüsü bile insanın içini ısıtıyor. Deniz durulmuş. O güzelim maviliğine tekrar kavuşmuş. Karşı kıyıdaki beyaz evler, inci tanesi gibi serpilmiş yeşil ağaçların arasına. Yeşil, mavi, beyaz... En sevdiğim renkler. Ve hepsi şuan karşımda. Havadaki hafif bir rüzgâr, Palmiye ağaçlarının yapraklarını sallıyor usul usul. Tıpkı kumsalda dolaşan masum kız çocuğunun rüzgârla uçuşan saçları gibi... Sırf bu görüntü bile insanın içindeki buzların erimesine yetiyor.

Benimde beynimdeki buzlarım eridi. Soğuktan dolayı uyuşup, sağlıklı düşünme yetisini yitirmiş beynim, eski formuna kavuştu.

Hipnotize olmuş gibiyim. Şuan ne derseniz yapacak durumdayım. Kavgadan, gürültüden öyle uzak, öylesine sakin bir ortam. Ve en önemlisi, kafamın içi de öyle.

Tatiller bu yüzden olsa gerek. Herkesin ağzında olan 'ah şu hayat koşturmasında' diye başlayan cümlelerimize biraz ara vermek için. Uzun yolculuklarda molalar bu yüzden olsa gerek.

Kendi müsvettemizi temize çekmek için.

Bende kendimi temize çektim. Yatakta uyuyan eşime ve kızıma baktım. Öyle masum uyuyorlar ki. Dün gece gürültü yapıp beni uyutmadıkları için ne kadar çok kızmıştım onlara. Hatta bir ara başka oda kiralamayı bile düşünmüştüm. Rahat uyuyabilmek için. Uykusuzluk, yorgunluk gerginlik yaratmıştı. Gerginliğimin sebebinin onlar olduğu değil, kendi ihtiyaçlarımdan kaynaklandığını fark ettiğim anda biraz sakinleşip, söylenmeyi bırakmıştım. Zaten bir süre sonra da onlar uyumuştu.

Tatilde kendimi temize çekme fırsatı buldum. Kızgınlıklarımın pek çoğunun ise kendi ihtiyaçlarımdan kaynaklandığını fark ettim.

Belki sizde, kendi kızgınlıklarınızın DURUMDAN mı? Kendi İHTİYACINIZ dan mı?! kaynaklandığını fark etmeye odaklanırsanız, birçok sıkıntıdan ve gereksiz kırgınlıklardan kurtulursunuz. Her fırtınadan sonra, mutlaka güneş açacağı düşüncesi sizi rahatlatabilir.

Tüm sabahlarınızın ‘güneşli bir tatil sabahı ‘ tadında olması dileğiyle.

Çeşme, Kasım 2007

Bu yazım aşağıdaki linkte yayınlandı. Yorumları ile birlikte link adresi

http://www.akillibebek.com/index.php?option=com_content&task=view&id=1156&Itemid=132