Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '13

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Kadın cinayetleri ve intiharları

Kadın cinayetleri ve intiharları
 

Son zamanlarda şiddet, vahşet, kadın cinayetleri ve kadın intiharları artmaya başladı.

Bu sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada cinayetler işlenmeye ve intiharlar olmaya devam ediyor.

Her yerde cana kastetmeler ve tecavüzler devam etmektedir. Adalet sisteminde verilen cezalar bile, caydırıcı olmakta yetersiz kalmaktadır. Cinayetlerde ve intiharlarda bu işe tevessül edenlerin bazıları yakalanırken, bazıları da yakalanamıyor, kısa bir süre sonra unutulup gitmektedir. Acılar unutulup gitmektedir, ta ki yeni bir cinayet ve yeni bir intihar olana kadar.

Bu kadar kadının öldürülmesi ile meydana gelen intihar olayların, sonuç itibarıyla yeni bir kültürü doğurduğu fikrine kapılıyor insan. Sokaklarda sözlü ve eylemli tacize varan lâf atmalar oluyorsa, kadın görünce ağzından salyalar akıtan insanlar varsa,  cadde ve sokaklarda yanında bir erkek olmadan dolaşamıyorsa; bu işin sebeplerinin iyice araştırılması gerekir. Bir yerlerde yanlışlıklar yapılıyor demektir. Nedenlerin ve niçinlerin etraflıca irdelenmesi gerekir.

Teknolojinin gelişmesiyle beraber; gazete, televizyon gibi yaygım medya araçlarındaki, film, pembe diziler, kadını bir meta gibi kullanan programlar ve sarf edilen sözler, müstehcen eylemler gibi toplumun kadınlarla ilgili hassasiyetleri göz ardı edilerek, erkeklerin kadınlara bakış açılarında farklılıkların oluşmasına sebep olmaktadır.

İşsizlik, feodal ilişkiler, erkeklerin kıskanması, erkek egemen zihniyeti, kadının kendi hayatına dair karar almak istemesi, eşinden ayrılmak, boşanmak istemesi gibi temel ana sebepler; kadınların öldürülmesi ya da kadın intiharların olması için yeterli gerekçeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Genç kızlar arasındaki cinayet ve intiharların da son zamanlarda artış olması, aileleriyle olan problemleri, aile içi şiddet, bir erkeğe bağlanma, kandırılma, kaçırılma, derslerde, sınavlarda başarısız olma gibi sebepler etkili olmaktadır.

Aileler öyle bir hale geldi ki, özellikle kız çocuklarını evde tutmakta zorlanıyorlar. Televizyonda gördüklerini uygulamaya çalışanlar, internet yoluyla sosyal paylaşım sitelerindeki paylaşımları neticesinde, kendileri uygun gördükleri kişilerle irtibat geçerek zaman geçirmekte, masum ve iyi niyetlerinin kurbanı olarak cinayetlerin işlenmesi sebebi oluyorlar. Gerek yetiştirme tarzı, gerek aile baskısı, gerek ekonomik sıkıntılar, gerek duyguları okşayıcı, tatlı sevgi söylemleriyle kandırmalar neticesinde, zaaflarından faydalanılmaktadır. 

Ebeveynler çocuklarını takip etmekte zorlanınca, kendi başlarına buyruk olan çocuklar, sokağa çıkmaya can atıyorlar. Beraber oldukları yaşıtları veya daha büyük erkeklerle gönül eğlendirmek, zaman geçirmek amacıyla beraber olmaları neticesinde beklenmedik nahoş olaylar meydana gelmekte, başları belâya girmektedir. Sonuçta, ya cinayetler ya da intiharlar kaçınılmaz olmaktadır.

Bu cinayetler ve intiharlardan, Adıyaman’ımız da nasibini almış görünüyor. Son zamanlarda kızlar arasındaki cinayet ve intiharlarda artışlar oldu. Yaşları 20’leri geçmeyen kızlarımızın bu zamansız ve erken ölümleri, yürekleri derinden etkilemekte, aileleri perişan etmektedir. Belki her ölüm olayından sonra; illâ ki bir arama arayışına gidiyoruz; ama unutmayalım ki bu çocuklar hepimizin olduğu için, topyekûn suçluyuz. Hepimiz payımıza düşeni sahiplenmeliyiz. Bir yerlerde hata yapılıyor, yanlışlar varsa, bulmacanın tamamlanmayan parçaları mevcutsa, bunda hepimizin bir şekilde etkisi bulunmaktadır.

Çocuklarımıza, özellikle kız çocuklarımıza gereken önemi vermeli, gereken ilgiyi göstermeliyiz. Sabah okula gönderdiğimizde, okula gidip gitmediğini takip etmeli, nereye takıldığını, kimlerle arkadaşlık ettiklerini ve nereye gittikleri elimizden geldiği kadar öğrenmeliyiz. Sonradan pişman olmamak, ah-vah etmemek için çocuklarımıza gerekli dini bilgiyi, inanç boyutunda ahlâkî terbiyeyi vermeli, toplumsal dinamikler içerisinde sosyalleşme içerisinde otokontrol mekanizmasını bihakkın yerine getirmeliyiz.

Aksi takdirde; kısa bir süre öncesinde diri diri toprağa gömülen, ağabeyinin evinde kendini asarak, intihar eden, 19 yaşındaki bir genç kızın sevdiği tarafından hunharca darbelerle ormanda öldürülen kızlarımız gibi, daha çok ölüm olaylarıyla karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır.

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..