Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mart '10

 
Kategori
Güncel
 

Kadın denince işte bu bizim hikayemiz...

Kadın denince işte bu bizim hikayemiz...
 

İnternetten alınmıştır.


Türkiyede 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlanan ." 8 mart dünya kadınlar günü" denince benim yüzümde buruk bir gülümseme belirir. Neden diye soracak olursanız kadın güçlü olduğu ve kendini taşıdığı sürece (yani şartları iyi olduğu)bu günlerin pek bir önemi yoktur. Zira o zaten kendine saygı duymakta ve karşısından saygı beklemeyi bilmekte olduğundan dolayı yaşadığı her gün onun için özeldir.

Bazı dernekler ve sivil toplum kadın kuruluşları bu konu hakkında (yalnızca bu güne özel) çeşitli çalışmalar yapmakta, seminerler düzenlemektedir. Bu seminer ve toplantıların içeriği kadının kendine güvenmesi; aile ve toplum içinde yer edinebilmesi için güzel ama yeterli değil.

Bu seminerlere katılma şansı olan kadınlar seminer sonrasında bir süre için kendilerine güven aşılamış olsalarda; evlerine girdiklerinde yine acımasız gerçeklerle yüz yüze gelmekte ve çaresizliğin verdiği yalnızlıkla rutin yaşama devam etmektedir.

Burada asıl yapılması gereken kadınlarımıza güvenmeyi, güçlü olmayı öğretmekle birlikte onları ekonomik özgürlüklerini nasıl kazanacaklarının ve bunu nasıl koruyacaklarının yolunun öğretilmesidir. Eğitimini yarım bırakmış kadınlarımızı da eğitimini tamamlamaya teşvik etmeli onlara bu konu hakkında onlara destek olmalıyız.

Ülkemizde ele alınması gereken kadın sorunlar ne yazıkki; kadınların yaşam biçimine ve yaşadığı çevreye göre de değişmektedir.

Yaşamayı yalnızca barınmak, karnını doyurmak ve örtünmek (giyinmek demiyorum) olarak görmekten başka bir şansı olmayan kadın içinse bu tür günler ütopya olarak değerlendirilmektedir. Yaşamı boyunca baba, abi, eş, kayınpeder gibi erkek egemen bir ailenin ve toplumun baskısı altında ona öğretilenleri uygulayan, istemeyi bilmeyen bir kadın için bugünün ne anlamı vardır?.. Onlar birbirinin kopyası olan günlerin devamında duygularını bile sorgulayamadan zamanlarını geçirmektedirler. Aşk, sevmek, dokunmak, istemek, gülmek, hayal etmek, paylaşmak, fikir belirtmek gibi kavramların çok uzağında kendilerine biçilen yaşam modelini uygulamaktadırlar.

Birde şiddete maruz kalan kadınlarımız var ki onlar için hayat daha da zor. Ne yazıkki günümüz Türkiyesinde yalnız kırsal kesim kadınları değil; eğitimli ve ailesine ekonomik destek olmalarına rağmen şiddete maruz kalan kadın modellerimiz de bulunmaktadır. Bu konu hakkında istatistik rakamlar kırsal kesim kadınları kadar tahmin edilememektedir. Çünkü toplumda yer edinmiş kadınlarımız böyle bir durumda olsalar bile çevreden ve iş ortamından çekindikleri için bunu gizlemeyi yeğlemektedirler. Nedeni ise; gururlarının incinmesinden, çevrenin acımayla karışık bakış açılarıyla nasıl baş edeceklerini bilmediklerinden ve evdeki şiddetin daha da artmasından korktuklarından kaynaklanmaktadır.

Evli olduğu yada beraber yaşadığı insan tarafından şiddet gören, fakat kendisine sağlanan ekonomik rahatlıktan vazgeçemediği için sevgi ve aşk gibi sözcüklerin arkasına saklanan kadınlarımızında sayısı git gide artmaktadır. Bence buda çok üzücü bir durum ne yazıkki.. Kendisine saygısını yitirmiş bir kadının yetiştirdiği çocukların sağlıklı olması beklenemez ve onların ruhsal durumunu tahmin etmek hiç te zor değil.. Böylece; toplumda yetişen yeni nesil ise sorunlar ve sorumluluklarla nasıl başedeceğini bilemediklerinden kendilerine güvensiz olarak yaşama karışmaktadırlar..

Kadına önce güçlü nasıl olunur, hayatla ve zorluklarla nasıl baş edilir, uzun ve meşakkatli yolda nasıl vazgeçmeden yürünür, bunları öğretmek lazım..

Bu yolun sonunda ise "belki mükemmel değil ama" en önemlisi kendine güvenin ve saygının oluşacağı bir düzeni görmeyi hangi kadın istemez..

Kadın isterse her şeyi başarabilir. Kaybetmek ve kazanmak ise onun gücü ve güçsüzlüğüyle belirlenir..

Aydınlık ve düşlerdeki gibi bir günümüz olması dileğimle...

8 mart dünya kadın günü " TARİHÇESİ:

1975 yılını dünya kadın yılı olarak belirleyen birleşmiş milletler örgütü 16 aralık 1976 yılında 8 martı kadınlar günü olarak ilan etti. Türkiye'de ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. Tarihçe internetten alınmıştır)

 
Toplam blog
: 49
: 707
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

İnzivalarda ve isyanlardayım...Yaşanmış tüm olumsuzluklara rağmen hayata yenik düşmeyen, her töke..