Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Kadın Erkek Eşitliği

Kadın Erkek Eşitliği
 

Kadın ve erkeği her konumda eşdeğer veya bir saymak gerçeği inkârla kol kola gezmek gibidir. Kadın ve erkek sadece yaşam biçimine sunulan fırsat hakkında eşdeğer olabilir ki ileri demokrasi uygarlıkları orada bile kadınları ‘olumlu ayrımcılık’ ilkesiyle erkeklerden üstün kılmaktadır. 
 
Benim gördüğüm kadarıyla büyük dinler insanı cinsiyetine rağbetle kutsamaktadır. Her ne kadar kadının da erkek kadar değerli olduğunu vurguluyor olsa da, İslamiyet'te bile kadını erkekten bir ayak geride tutan ilahi bir söylem mevcuttur. Havva Anamızın Adem Babamızla birlikte değil de, Adem’in yalnızlığını gidermek için daha sonra yaratılmış olduğu söylenir. Allah önce Adem’i yarattı; sonra onun bir kaburga kemiğinden Havva’yı yaratıp eserini Adem’e emanet etti…
 
Tanrı tüm peygamberlerini erkeklerden seçmiştir. Dünyaya çıkarıldıklarında (bazı ilahi söylemlere göre cennetten kovulduklarında) Adem, peygamberlik payesiyle yüceltilmiş bir erkek cinsi; Havva ise Adem’in sadece mübarek karısıydı. "Kadın erkeğe Allah’ın emanetidir." der ilahi algının sözü. Farklı dinlerde farklı kadın telakkisi olabilmektedir. Ancak, kadını cinsiyet algısından bağımsız olarak erkeğe eşit tutmak için dini icazete gerek yoktur; çünkü büyük dinlerin öğretisi her ne kadar kadını erkeğin koluna takmayıp bir adım gerisine atar olsa da buna engel değildir.
 
Asıl olan kadın-erkeğin birlikte evrensel insanlık yapan erdemidir. Çünkü insan uygarlığı ancak kadın ve erkek cinsinin insan olmada eşit olduğu gerçeği üstünde yücelebilir. Bunu tartışmasız benimsemek için insanlaşmış bilincin vicdanı yeter. Varoluştan gelen cinsiyet ayrımlığı gerçeğine rağmen, adaletin hükmünü bu vicdanla mühürleyen her toplumda kadın erkek eşitliği insanlıkta denkleşir. Daha doğrusu, kadın ve erkek cinsi el ele verip eşit fırsat ve değerlerle insanlaşma emeklerini bütünleştirmedikçe hiçbir insan uygarlığına yücelemezler...
***
Yeri gelmişken, Allah'ın kadını erkeğe emanet etmiş olmasına bir iki değinmeden geçmeyeceğim. Her ne kadar ilahi bir tespit sayılsa da, bu deyiş erkek egemen toplumlarda kadının erkeğe muhtaç olduğu algısı yaratmak için kullanılmaktadır. Oysa sözün özü emanete bakışın erdeminde saklıdır. "Evet, kadın emanettir" diyen erdemin sözüne kulak verelim şimdi:
 
Kadın emanettir. Emanete hıyanet edilmez. Emanete kötü davranılmaz. Emanete hep kalacakmış gibi bağlanılmaz. En önemlisi emanet kişiselleştirilmez. Emanet değiştirilmeye çalışılmaz. Hep bir gün geri verilecekmiş gibi kabul edilir. Emanet devredilemez ve başkasına emanet edilmez. Sadece, zarar vermeden kadının kendi oluşunu teşvik eden aracı olunur…
 
Kadın Allah’ın emanetidir; öyleyse erkek kadına nazik davranmakta özenli olmalıdır; erkeğin sahipliğine tapulu bir yaşam malzemesi gibi kadın mülkiyet hakkına bağlanamaz. Emanet zaten doğası gereği keyfi tasarrufa alınamaz…
 
Kadın emanettir; kimden mi emanettir? Belki Allah’ından, belki ailesinden; belki doğacak bir kutlu çocuktan; belki de geleceğin insanlık kaderinden…
 
 
Muharrem Soyek
 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..