- Kategori
- Sosyoloji
Kadın-erkek eşitliğinde ilerleme sağlanmasının nedeni kadınlardan çok erkeklerin bilinçlenmesi
Bu konuda o kadar çok şey söylendi ki söyleyeceklerimin daha önce söylenmiş olanların tekrarı olmaması için ne yapmalıyım bilmiyorum…
Ama beni okuyanlar biliyorlar ki Kerim Korkut yazısı okuyorsanız yazının başlığına bakıp bunları biliyoruz zaten diyemezsiniz. Ben sizin bilmediğinizi, duymadığınızı, aklınıza gelmeyeni söylerim; tarzım bu…
Yahu şimdi bol keseden attık ama bu konuda da söylenmedik bir şey kalmadı ki…
Mesela Türkiye’nin yarısı kadın-erkek eşitliğine inanmıyor cümlesini daha önce duymuş olabilirsiniz ama ben ilave olarak bunun sadece belli bazı kesimlerin siyaseti/inancıyla bağlantılı geri görüş ve cehaleti nedeniyle böyle olmadığını, Türkiye’de kadın-erkek eşitliği konusunda bu kadar insanın böyle düşündüğünü söylemek istiyorum. Yani ileri düşünmesi beklenenlerden de düşüncesi böyle olan var.
Belli bazı kesimlerin siyaseti/inancıyla bağlantılı geri görüş ve cehaleti nedeniyle kadın-erkek eşitliğine inanılmaması ciddiyetsiz (alt tarafı kadın, ne eşitliğiymiş)önemsenmeyip dalga konusu yapılır gibi (kadın erkekle eşit olmasın zaten, bize uymaz)bir tavır içinde bakılıyor.
Bir de yine aynı kesim tarafından konuyu saptırmak ve kafaları bulandırmak için işte “kadının memesi var, erkeğin yok” nasıl eşit olacaklar tarzında konuya yaklaşılması var… Kasıtlı yapıyorlar; kadın-erkek eşitliği derken bunu kastetmediğimizi bal gibi biliyorlar. Yaratılış olarak kadınla erkek elbette eşit değil, aptal mıyız biz? Haklar, yaşam tarzı gibi konularda eşit olarak kabul edilmeli diyoruz… Birinin memesi varmış diğerinin yokmuş şu bayağılığa bak… Saçı uzun-kısa, çocuk doğuruyor-doğurmuyor… Salla gitsin, nasılsa inanan çok…
Sayıdan kurtarıyor sayıları nedeniyle önemli oluyorlar; yoksa kale alınacak bir yanları yok;”Kadınla erkek fiziksel olarak farklıymış bu nedenle eşit olamazlarmış” şuna bak! Ama sonuçta ikisi de insan.
Kadın-erkek eşitliği konusu kadın-erkek eşitliğini savunanların konusu; sakallıyı çarşaflıyı bu işe karıştırmayacaksın, kadın-erkek eşit değil diyorlarsa onlar eşit olmasınlar. Benim de söyleyeceklerim bu çerçevede olacak.
Öncelikle kadını “Bak sen erkekle eşitsin” zorlamasından vazgeçeceğiz. Böyle bir genelleme yok, kişiye göre; Kleopatra olur krallardan güçlü olur, anam bacım olur kocasının ayaklarını yıkar. Yani serbest bırakacağız.
Hem dindar kesime uyar, hem kadınlar strese girmez, hem de erkekler hedef tahtası olmaz. Yolun açık daha iyi ol geç erkeği! O üstündür bu aşağıdır diye bir şey demiyoruz. Terazi kefesi gibi kadınla erkeği eşitlemeye çalışmak mantıksız. Hak eden hak ettiği yere gelsin.
Hz. Ayşe ordu kumandanı oldu da peygamber “O kadındır, olamaz mı” dedi? Laik kesimin kadın-erkek eşitliğini dayatması diretmesi sorun yaratıyor.
Erkekten üstün olmak isteyen vardır, güçlü olmak isteyen; ya da bağlı, ait, emir kulu, sevsin dövsün… Bin türlü kadın var. Şimdi bu gerçek ortadayken kadınla erkek eşit olacak denir mi? Kimi aşağı, kimi yukarı, kimi de eşittir. Eşim bilir diyen Şaziment karısını ayı Kazım abimize ben mi eşitleyeceğim; vursun kafasına eşit olsun!