- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Kadın kadına aşk...(2)
En güçlü kalkışımı yaptım sigaralarımızı bitirdikten sonra ve taksi durağına doğru yürümeye başladım. Ne yol bitiyordu ne ayak gitmek istiyordu. Arkamı dönüp bir kez olsun bakmadım balkona. Biliyordum, arkamı döndüğüm an göz göze gelecektik. Balkonda yahut perdenin arkasında oda hüzün sahibiydi. Acaba şahsıma münhasır hüznü yüzde kaçtı O'nun. Benim hüznümle uzaktan yakından alakası var mıydı? Ne çok cevapsız sorum vardı dünden bu yana. Ve cevaplanmamak üzere üretilmiş oluşunun farkındalığıyla, bata çıka zihnimin karanlık sularında yürüyordum.
Bir taksi geldi geçti önümden, görmezden geldim. Acaba O görmüş müydü görmezden geldiğimi? İnşallah görmez demiş miydi içinden benim gibi? Yoksa bir anlam verememiş miydi önümden bomboş geçen taksiye el kaldırmayışıma. Hüzün sokağından köşeyi dönmemle O'nun görüş mevzisindende çıkmış olduğumu bilmenin rahatlığıyla göz kapağımda emanet duran yaşı bıraktım. Gidişine mi taksi durağının hemen köşenin başında oluşuna mıydı bu numunelik göz yaşı acaba? Cevabını akşama saklamak üzere yaklaştım taksiye. Ön tarafa geçtim.''Kız yurduna''dedim. Benim neredeyse ömrümü bıraktığım yolları taksici iki dakika sürmeden geçmişti. Pek kalabalık değildi bu kez kapının önü. Yalnızca giden vardı. Kimse inmemişti aşağıya. Herkes neden balkondaydıda bu zor görev bir bana kalmıştı? Bagajı açması için küçük bir işaret etmemle taksici yerinden fırlamıştı. Ne vardı anlamazsaydı? Ne vardı iki saniye daha benim olsaydı...? Elime küçük bir kağıt tutuşturdu.
''Şimdi bakma'' dedi.
''Peki'' dedim.
Arabanın kapısını açtım ve bindi. Ne düşündümde, ne zaman karar verdim hiç bilmiyorum ön kapıyı açıp bende taksiye bindim. Alsancak Gar lütfen dedim.
''Sen?''dedi.
''Karışma''dedim.
Taksici şaşırdı bana baktı. Ona da içimden ''Sende yoluna bak!'' dedim. Neden bütün mesafeler bu kadar kısaydı. Gara yaklaştığımızda ''Yurtta birşeyini unutmuş olmayasın, istersen bi dönüp bakalım''dedim.
''Zorlaştırma''dedi.
Sustum...
Kolay mıydı yani bu durum...?