Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '12

 
Kategori
İlişkiler
 

Kadın olmak 1 ( Kızların ergenlik dönemi )

Kadın olmak 1 ( Kızların ergenlik dönemi )
 

Hiç bitmez, ergen kızın " Ne olacak benim bu halim? " durumları...


Ergen bir kızın, ilk kez regl olmasıyla başlar; kadın olmaya giden yolculuğu... Göğüsleri büyür  kızın, inceden bir sızı vere vere... Yüzündeki sivilcelere pek takılmayanı da vardır ama... Gizliden bir tartıya koyma hali başlar kendini; kadın olmaya başlayan başka arkadaşlarıyla...

" Bende de ne çok sivilce var böyle... Falancanın göğüsleri daha mı iri, ne?... Şu çocuk niye öyle bakıyor ki bacaklarıma? Hafiften eğri mi yoksa yeteri kadar dolgun mu değil şekli?... Utanmalı mıyım kalçalarımın biçiminden yoksa? "

Kadın olma yolculuğunu, elinden geldiği kadar hızlandırmaya çalışan ergen, en çok kendisiyle, sonra da ona yönelen ilginin düzeyi ve nedeniyle ilgilidir; çoğu zaman sadece...

Kadın olmaya çalışan bir kız, bir yandan da, kendisiyle aynı yaşta olan erkek çocukların erkek olma yolculuğuna takılır.

" Bu erkekler... Benden daha rahat mı yetiştiriliyor ne? Onların benden çok daha şımartılarak büyümesi, bacaklarının arasında taşıdığı bilmem kaç gramlık fazlalıktan mı ileri gelir yoksa? "

Ve ergen kız, çoğu zaman kızdığı, kusur bulduğu babasını, artık daha yakından tanımaya başladığı erkeklerle karşılaştırmaya çoktan başlamıştır bile...

" Bu babam, düşündüğüm kadar da mükemmel bir adam değil mi ne? Ben bu adamı gözümde ne de çok büyütmüşüm böyle?

" Annem de bana ne çok kızmaya başladı bu ara... Yoksa ondan daha güzel bir kadın oluyorum diye mi bunca öfke?!! "

" Şu şaşkın oğlan, beni öperken, neden bu kadar heyecanlanır, neden bu kadar kızarıp bozarır acaba? Beni çok güzel bulduğu için mi? Yoksa ahmağın teki mi? "

Diye sayıklayıp dururken ergen abla, onun bu eleştiren, beğenmeyen hallerinden en başta en sevdikleri olmak üzere, gördüğü, tanıdığı herkes nasibini almaya başlamıştır.

Bir düğünlerde güm be de güm tek! çalınan davullar yay gibi gergindir; bir de büyümeye çalışan ergen kadın!...

Hırçınlık, doğuştan getirdiği halleri kadar doğal ve anlaşılır karşılanmaktadır artık.

İçin için en çok kendine, özellikle de bedensel kusurlarına takar; o güzel kafasını... " Kaşları ne kalın, gözleri ne kadar küçük, burnu da biraz fazla mı büyüktür ne? "

Kankilik kavramı da, yanlızca kız arkadaşının bilmesi gereken sırlar da yeni yeni çıkmaya başlamıştır ortaya...

Orgazm olmak diye bir şeyin olduğunu bilir de... Arkadaşına mı sorsun yoksa kendi kendine mi bi şeyler denesin? Ama ya elinden bi kaza çıkar da, kızlık zarı bozulursa?... Bunu kime, nasıl anlatır sonra? Üstelik hiçbir şey yapmamış, büyük sayılan hiçbir günaha girmemişken daha...

" Şu, dizlerimi titreten sarışın oğlan var ya hani!... Acaba çok mu yakışıklı, yoksa sadece bana mı öyle gözükür o kerata? "

Sürekli karar verir. Ama o verdiği kararaları, ışık hızıyla bir başkasıyla değiştirir; hem de anında...

Bir aklı, bir yüreği gelir gelir gider, daha büyüyememiş küçük kadınımızın... Kadınlıkla kızlık arasında gelip gitmektedir yüreği ve bedeni...

Bu dönemini, bir tek cümleyle özetleyebilirim ergen ablamın...

Kadın olmaya başlayan; ama bu özel yolculukta, ne zaman, nerede, nasıl duracağını bilemeyen ürkek, meraklı, isyankar, eleştiren, beğenmeyen, büyümüş de küçülmüş, dünyanın en bilmiş kadını!...

İşte o bilmiş kadının, henüz bilmediği bir tek şey kalmıştır ona göre: Kadınlığı!...

Çok önemli değil canım bu... Çünkü büyüdükçe öğreneceksin sen, kadınlığın ne menem bir şey olduğunu...

Not: Yazıda kullanılan görsel www.sanalda1numara.net adresinden alınmıştır. 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..